CHP’Lİ ÜMİT ÖZLALE: “GIDA ENFLASYONU BU KADAR YÜKSEKKEN TARIM POLİTİKASININ BAŞARILI OLDUĞU SÖYLENEMEZ”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde konuşan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, yüksek gıda enflasyonu, artan ithalat, kapalı sulama ve orman yangınları için yetersiz kaynak, Konya Ovası’ndaki ruhsatsız kuyular, hayata geçirilmeyen AR-GE projeleri, Et ve Süt Kurumunun yönetimi ve pestisit verilerinin gizlenmesi üzerinden Bakanlığı eleştirdi. Tarım yönetiminde liyakat eksikliğine vurgu yapan Özlale, “Et ve Süt Kurumu kurumsal vergi rekortmeni olsun diye değil vatandaşa ucuz ve sağlıklı et-süt versin diye vardır.” dedi; Greenpeace’in açtığı davada mahkeme kararına rağmen 246 bin pestisit analizinin açıklanmamasını “piyasa oyuncusu gibi davranma” örneği olarak nitelendirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2026 yılı bütçesi görüşülürken söz alan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, tarım ve gıda politikalarını yüksek gıda enflasyonu, ithalat, kaynak dağılımı ve kurumsal yapı üzerinden ele aldı.
Özlale, konuşmasının başında, gıda enflasyonu vurgusuyla tarım politikasının genel çerçevesini şöyle çizdi:
“Bir ülkede eğer gıda enflasyonu yüksekse o ülkede tarım politikasının başarılı olduğundan bahsedemezsiniz.”
Dünyada tarımda başarı sağlayan ülkelerin ithalatı artırarak ve ithalata dayanarak sürdürülebilir başarı elde etmediğini belirten Özlale, “Tarımı başarıyla uygulayan hiçbir ülke ithalat yaparak, ithalatı artırarak tarım politikasında sürdürülebilir bir başarı elde edememiştir.” dedi. Bu nedenle sadece mevcut Bakanlığın değil, gıda enflasyonunu yükselten önceki yönetimlerin de sorumlu olduğunu ifade etti.
“KAPALI SULAMA VE ORMAN YANGINLARINA YETERLİ KAYNAK AYRILMIYOR”
Tarım bütçesindeki kaynak dağılımını eleştiren Özlale, özellikle kapalı sulama sistemleri ve orman yangınlarıyla mücadele için öngörülen ödenekleri yetersiz buldu. “Biz bugün kapalı sulama sistemleri için sizin öngördüğünüz bütçede yüzde 100’lük bir artış teklif edeceğiz ve biliyorum ki AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi bu teklifi kabul etmeyecek.” diyen CHP’li vekil, Bakanın sunumunda da kapalı sulama yatırımlarının önemine işaret edildiğini hatırlattı.
“Kapalı sulama sistemi yatırımlarının daha fazla olması lazım.” ifadesini yineleyen Özlale, orman yangınlarıyla mücadelede Orman Genel Müdürlüğüne daha fazla kaynak ayrılmadığını belirtti. “Bu kaynak artışlarını yapmazsak önümüzdeki sene bu problemleri çok daha ciddi şekilde konuşmuş oluruz.” uyarısında bulundu.
“KONYA OVASI’NDA 90 BİN KUYUNUN 80 BİNİ RUHSATSIZDI, DENETİMİ KİM YAPMADI?”
Denetim eksikliğini ikinci büyük sorun olarak tanımlayan Prof. Dr. Ümit Özlale, Konya Ovası’nda yıllar önce yapılan saha çalışmasından örnek verdi. “On yıl önce Konya Ovası’nda saha çalışmasında 90 bin tane su kuyusu vardı, 80 bini ruhsatsızdı.” bilgisini paylaşan Özlale, bu tabloya rağmen denetim yapılmadığını belirterek “Bu ruhsatsız su kuyularını kim denetlemiyor? Sizler denetlemiyorsunuz.” dedi.
Konya Ovası’nda su kaynaklarının kontrolsüz kullanımının yıllardır bilindiğini, buna rağmen önlem alınmadığını söyleyen CHP’li vekil, “Bugün burada ‘Konya’da çok kötü bir görüntü var.’ deme hakkına sahip değilsiniz.” ifadesiyle iktidarı sorumluluklarını yerine getirmemekle suçladı.
“AR-GE PROJELERİNİ BİLE RANT KAVGASI YÜZÜNDEN HAYATA GEÇİREMEDİNİZ”
Bakanlığın düzenleme kapasitesinin de sınırlı olduğunu savunan Özlale, iki somut örnek üzerinden AR-GE projelerinin uygulanmamasını eleştirdi.
İlk olarak, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün 2015 tarihli bir projesine değinerek, “2015 yılında AR-GE projeniz, DSİ 2015/3; barajlardaki buharlaşmadan dolayı yaşanabilecek su kayıplarını üçte 1’e indirecek bir AR-GE projesi yapmışsınız, on sene içerisinde bu projeyi hayata geçirmemişsiniz.” dedi. Projenin ayrıntılarını daha sonra anlatabileceğini belirten Özlale, gecikmenin gerekçesi olarak “üst düzey bürokratların yakınlarının hangisinin rant alacağına kendi aralarında karar verememesi” iddiasını dile getirdi.
İkinci örnek olarak elektrikli traktör projesini hatırlatan CHP’li vekil, “Sayın Cumhurbaşkanımız bile bu elektrikli traktöre bindi, daha sonra ‘Türkiye’deki traktör üreticilerini karşımıza alırız.’ korkusuyla elektrikli traktörü de hayata geçiremediniz.” diyerek projelerin siyasi ve sektörel baskılar nedeniyle rafa kalktığını savundu.
Bu örnekler üzerinden, “Yaptığınız AR-GE projelerini de hayata geçiremediğiniz için bir, denetleme; iki, düzenleme; üç, destekleme konusunda zayıfsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
“TARIMI ÖZEL SEKTÖR MANTIĞIYLA DEĞİL KAMU FAYDASIYLA YÖNETMEK ZORUNDASINIZ”
Özlale, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin tarım yönetimine yansımasına da değinerek, eski parlamenter dönemi hatırlattı. “Bu sistemi getirmeden önce bu Komisyon’da Tarım Bakanlığını konuşsaydık, siz seçilmiş bir milletvekili olarak karşımızda olurdunuz; yanınızda da en az on beş yıl boyunca Bakanlıkta uzmanlık yapmış, taşra teşkilatından gelen, tarımı bilen insanlar olurdu; temel problem bu.” dedi.
Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanının bir otel yatırımcısı, eski Sağlık Bakanının bir hastane sahibi olduğunu hatırlatan Özlale, tarım, sağlık, eğitim ve kültür gibi alanlarda kamu yararının öne çıkması gerektiğini vurguladı. “Sizler de özel sektörden geldiniz ve bunu bir maharet gibi anlatıyorsunuz ama kamu faydası içeren sektörlerde ilk yapmanız gereken şey, uyguladığınız politikalarda kamu faydası var mı, yok mu ona bakmanızdır.” ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı yönetim kadrolarında liyakat eksikliği olduğunu savunan Özlale, “Sayın Bakan Yardımcısı Profesör Doktor, çok değerli bir bilim insanı, onu bir kenara koyarsam, hiçbirinizin bu görevlere gelmeden önce Tarım ve Orman Bakanlığında bir göreviniz yok.” diyerek Bakanlığın taşra teşkilatı ve kurumsal hafızasıyla bağlarının zayıf olduğunu söyledi.
ET VE SÜT KURUMU VE GENEL MÜDÜR TARTIŞMASI
Et ve Süt Kurumu yönetimine de değinen CHP’li vekil, Genel Müdürün öz geçmişi üzerinden liyakat tartışması açtı. “Kendisinin İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümünden mezun olup yurt dışında hayvan ticareti yaptığını” belirten Özlale, “Binlerce çalışanınız, binlerce mühendisin var; içlerinden Et ve Süt Kurumunun başına getirilebilecek kalitede, liyakatte birisini bulamadınız mı da yurt dışında, Polonya’da, Macaristan’da et ticareti yapan birisini getiriyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Et ve Süt Kurumunun temel görevinin vatandaşa ucuz ve sağlıklı et-süt sağlamak olduğunu hatırlatan Özlale, kurumun kurumlar vergisinde en yüksek vergi ödeyen 15’inci kurum olmasına dikkat çekerek, “Biz Et ve Süt Kurumundan kurumlar vergisi şampiyonu olmasını mı bekleriz, yoksa vatandaşa sağlıklı ucuz et vermesini mi bekleriz?” dedi. Bu örneği, Bakanlığın “özel sektör mantığıyla piyasada oyuncu gibi hareket ettiğinin” göstergesi olarak sundu.
GREENPEACE, PESTİSİT NUMUNELERİ VE MAHKEME KARARINA UYMAMA İDDİASI
Konuşmasının sonunda gıda güvenliği ve pestisit kalıntıları konusuna değinen Prof. Dr. Ümit Özlale, Greenpeace’in açtığı davayı hatırlattı. “Greenpeace bir ‘Zehir Etme’ kampanyası başlattı ve 2022-2024 arasında sizin pestisit kalıntılarıyla ilgili 246 bin tane numunenizin sonuçlarının açıklanmasını istedi ve mahkemeyi kazandı.” diyen Özlale, kamuoyunun bu numunelerin hangilerinde kalıntı bulunduğunu öğrenmek istediğini söyledi.
Bakanlığın mahkemeye verdiği savunmayı eleştiren Özlale, “Mahkeme ‘Açıklamalısınız.’ dedi, siz mahkeme kararına uymadınız ve mahkemeye sunduğunuz açıklamada ‘Kamu yararı yok, iç ve dış ticaret olumsuz etkilenebilir.’ dediniz.” sözleriyle Bakanlığın tutumuna tepki gösterdi.
Greenpeace’in “Çocuklar ve Pestisitler” kampanyasında bu numunelerin yaklaşık üçte 1’inin gıda standartlarına uygun olmadığının öne sürüldüğünü hatırlatan Özlale, “Sırf bu açıklama bile Tarım ve Orman Bakanlığının klasik bir piyasa oyuncusu gibi hareket ettiğini ve hiçbir şekilde kamu faydası gözetmediğini gösterir.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, Tarım ve Orman Bakanlığının gıda enflasyonu, denetim, AR-GE projeleri, kurumsal yönetim ve gıda güvenliği alanlarında kamu yararını önceleyen, şeffaf, liyakate dayalı bir anlayışa geçmesi gerektiğini ifade ederek konuşmasını tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI