CHP’Lİ VELİ AĞBABA: “MALATYA KARACİĞER NAKLİNDE DÜNYA MARKASI OLDU AMA HEKİMLERİN EMEĞİ VE GELİRİ BUNU YANSITMIYOR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsünün çapraz karaciğer naklinde dünya çapında bir başarıya imza attığını, yapılan 7’li çapraz nakillerle dünya rekoru kırıldığını vurguladı. Organ bağışı için tüm siyasi partilerin ortak kampanya yürütmesini öneren Ağbaba, Malatya’nın hastane ve hekim eksikleri, aile sağlığı merkezlerinin koşulları, doktorların alım gücündeki düşüş, beş yılda 10 bine yakın hekimin yurtdışına gitmesi, Türkiye’nin sağlık harcamalarının millî gelire düşük oranla yansıması ve sağlıkta şiddet nedeniyle hekimlerin ülkede kalmasının zorlaştığını belirterek hem teşekkür hem eleştiri içeren bir tablo çizdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, konuşmasına sağlık çalışanlarına teşekkür ederek başladı. Ağbaba, “Birkaç meczup dışında, siyasi görüş, cinsiyet, mezhep, etnik köken, suçlu–suçsuz ayrımı yapmadan şiddete rağmen görevini büyük sadakatle yapan tüm sağlık emekçilerine teşekkür etmek istiyorum.” dedi.
AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in organ nakilleriyle ilgili değerlendirmelerine atıf yapan Ağbaba, “Sayın Güneş dersine çalışmamış, ‘ikili nakil’ dedi. Müsaade ederseniz bu naklin ne kadar büyük ve önemli olduğunu ben anlatacağım.” ifadelerini kullandı.
“Malatya karaciğer naklinde dünya birincisi, ben de alaylı bir nakilciyim”
Ağbaba, Anadolu’nun en önemli sağlık başarı hikâyelerinden birinin Malatya İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü olduğunu belirterek, “Sayın Bakan mektepli nakilci, ben de alaylı karaciğer organ nakilcisiyim.” sözleriyle hem Mizah yaptı hem de kentin bu alandaki birikimini vurguladı.
Enstitünün temellerinin Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu döneminde atıldığını, gelişmesinde Prof. Dr. Cemil Çelik, Prof. Dr. Ahmet Kızılay ve mevcut rektör Prof. Dr. Nusret Akpolat’ın önemli katkıları olduğunu belirten Ağbaba, karaciğer nakli ekibinin başında yer alan Prof. Dr. Sezai Yılmaz’ın adını özellikle andı. Ayrıca, bugün ABD’de karaciğer nakli alanında çalışan Nurhaklı hekim Akın Tekin’i de “gurur kaynağı” olarak nitelendirdi.
Çapraz karaciğer naklinde dünya rekoru: “10 çapraz naklin 9’u Malatya’nın”
Son yıllarda çapraz organ nakli alanında büyük gelişmeler sağlandığını hatırlatan Ağbaba, İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü ile Boston Üniversitesi iş birliğine dikkat çekerek, “Çapraz karaciğer nakli sayesinde organa ulaşamayan geçen yıl 86, bu yıl 100’ün üzerinde hastaya organ sunuldu. Çapraz karaciğer naklinde İnönü Üniversitesi sadece Türkiye’de değil, dünyada tartışmasız bir numara.” dedi.
Ağbaba, Boston Üniversitesi’nden Prof. Tayfun Sönmez ve Prof. Utku Ünver’in daha önce Nobel Ekonomi Ödülü alan ekiple birlikte geliştirdiği matematiksel modeli karaciğer ve böbrek nakillerine uyguladığını anlattı. Sistemi, “Alıcısı ve vericisi olan ama kan grubu, doku, kilo gibi nedenlerle doğrudan nakil yapılamayan çiftlerin birbirleriyle eşleştirilmesi” şeklinde özetledi.
“Dünyada bugüne kadar yapılan yaklaşık 10 çapraz karaciğer naklinin 9’unu Malatya yaptı. 7’li, 6’lı çapraz nakiller var; bizim sayımıza ulaşan başka ülke yok.” diyen Ağbaba, bu alanda Malatya’nın dünya çapında benzersiz bir konuma geldiğini söyledi. Çalışmaları nedeniyle hem Sönmez ve Ünver’e hem de Sezai Yılmaz ve ekibine teşekkür etti.
Bakan Memişoğlu: “Bu dünya rekorudur”; Ağbaba: “On iki saatlik eş zamanlı ameliyat”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Çin Malatya Milletvekilinin konuşması sırasında söz alarak, çapraz karaciğer nakillerinin zorluğuna dikkat çekti. Memişoğlu, “7 çapraz nakil demek, yaklaşık 21 ameliyatın beş saat içinde, minimum beşer kişiden oluşan ekiplerle eş zamanlı yürütülmesi demektir. Bu, bilgisayar yazılımından ameliyathane koordinasyonuna kadar dünya rekoru niteliğinde bir başarıdır. Sezai Hoca’ya ve Malatya’ya teşekkür etmek için söz aldım.” dedi.
Ağbaba, Bakanın bu katkısını destekleyerek, “Yaklaşık on iki saat sürüyor; sabah sekizde başlayıp akşam sekizde bitiyor. 14 ameliyathanede aynı anda alıcı ve vericiler üzerinde çalışılıyor, müthiş bir organizasyon. İyi ki varlar, iyi ki de siz destek oluyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
Karaciğer nakli ekibinin sadece Malatya ve çevresine değil, Azerbaycan, Kazakistan ve Avrupa’dan gelen hastalara da hizmet verdiğini belirten Ağbaba, “Bu ekip sadece hasta çekmiyor, yurtdışına gidip karaciğer nakli eğitimi de veriyor.” dedi.
Organ bağışına partiler üstü çağrı: “Tüm siyasi partiler ortak hareket etmeli”
Organ bağışı oranlarının son yıllarda artsa da yeterli seviyede olmadığını vurgulayan Ağbaba, “Organ bağışı konusunda 3’ten 7’ye çıkmak sevindirici ama hâlâ istediğimiz noktada değiliz.” dedi. Türkiye’de yapılan bazı kampanyaların, siyasi figürlerle özdeşleştiği için toplumsal desteği tam çekemediğini savunarak, “‘Üç çocuk yapın.’ denildiğinde bir kesimin inadına yapmadığını gördük. Organ bağışını böyle tartışmalı alanlara bırakmamak lazım.” ifadelerini kullandı.
Ağbaba, tüm siyasi partilerden oluşan ortak bir heyet kurularak, partiler üstü bir dille organ bağışının teşvik edilmesini önerdi ve “Organ bağışını artırmak için hep beraber çalışmalıyız.” çağrısında bulundu.
“Malatya’nın bir markası kayısıysa, diğeri karaciğer nakli merkezidir”
Veli Ağbaba, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinin sadece karaciğer naklinde değil, kanser tedavisi ve diğer kompleks alanlarda da bölgesel bir çekim merkezi olduğunu vurguladı. “Malatya’nın kayısısı dışında artık bir dünya markası daha var. Buna katkı sunan tüm hocalarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.
Karaciğer Nakil Enstitüsünün kurulmasında, o dönem Kalkınma Bakanı olan Cevdet Yılmaz’ın, ayrıca AK Parti Malatya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı’nın önemli katkıları olduğunu belirten Ağbaba, “Hakkını yemeyelim, bu işte onların da emeği var.” sözleriyle teşekkür etti.
Malatya’nın sağlık yatırımı talepleri: İkizce, Gelinciktepe, Arguvan ve ilçeler
Konuşmasının ikinci bölümünde Malatya’nın sağlık altyapısına ilişkin sorunları sıralayan Ağbaba, şehir hastanesinin hâlâ tamamlanmadığını hatırlattı. Deprem sonrası yoğun konutlaşmanın olduğu İkizce bölgesinde 20 binin üzerinde konut bulunduğunu, bu bölgede acil durumlarda hastaneye ulaşımın yarım saatten önce mümkün olmadığını belirterek, buraya mutlaka bir hastane planlanması gerektiğini söyledi.
Yine Gelinciktepe ve Çamurlu bölgelerindeki TOKİ konutlarında nüfusun hızla arttığını, bu bölgelerde de trafik ve erişim dikkate alınarak yeni sağlık tesislerine ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
Malatya’nın hastanesi olmayan tek ilçesi Arguvan için verilen sözleri hatırlatan Ağbaba, “Arguvan’a bir hastane sözü verdiniz. Nüfus 7-8 bin ama yazın çok artıyor. Arguvan Türkü Festivali’ne iki günde 100 binin üzerinde insan geliyor, çok önemli bir ilçe. Bu sözünüzü yerine getirmenizi bekliyoruz.” dedi.
Kuluncak, aile sağlığı merkezleri ve konteyner ASM’ler
Malatya’nın birçok ilçesinde doktor eksikliği bulunduğunu ifade eden Ağbaba, özellikle Kuluncak’ta laboratuvar cihazı olmasına rağmen tahlillerin Malatya merkezde yapıldığını, tam teşekküllü hastane olmadığı için kentin en uzak ilçelerinden biri olan Kuluncak’ta kalp krizi vakalarında kayıplar yaşandığını kaydetti.
İl genelinde 289 aile hekimliği biriminin, 98 aile sağlığı merkezinde hizmet verdiğini belirten Ağbaba, deprem sonrası Aşağı Bağlar, Sarıcıoğlu, Fahri Kayahan ve Paşaköşkü aile sağlığı merkezleri için prefabrik binalar yapıldığını, ancak hâlen konteynerde hizmet veren merkezler bulunduğunu anlattı. Bu ASM’ler için ivedi şekilde prefabrik aile sağlığı merkezlerinin tamamlanmasını, apartman altlarında hizmet veren ASM’lerin de bir an önce uygun binalara taşınmasını istedi.
Aile hekimlerinin taleplerinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Ağbaba, hekimlerin sağlık hizmetleri üzerinden gelen ek vergi yüklerine de tepki gösterdiğini hatırlattı.
Hekimlerin alım gücü: “Ev almak 42 maaştan 68 maaşa çıktı, kayıp yüzde 62”
CHP’li Ağbaba, Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın genel tabloya ilişkin sunduğu eleştirileri hatırlatarak, maaş ve alım gücü cephesinden bazı örnekler paylaştı. 2010 yılında bir doktorun 42 maaşla alabildiği evin, bugün 68 maaşla alınabildiğini, burada yüzde 62’lik bir kayıp bulunduğunu söyledi. Hemşireler açısından da benzer bir tablo olduğunu belirterek, “Hemşire 2010’da 67 maaşla bir ev alabilirken, 2025’te 138 maaş vermek zorunda.” dedi.
Türkiye’de son beş yılda yaklaşık 10 bin hekimin yurtdışına gittiğini hatırlatan Ağbaba, “Bu hekimler bizim hekimlerimiz; gitmelerini önlemek lazım.” diyerek, yalnızca maaş değil, demokrasi, hukuk devleti, ifade özgürlüğü gibi alanlardaki sorunların da genç hekimleri göçe yönlendirdiğini savundu. Gençlerin, küçük bir eyleme katıldığı için uzun tutukluluklar ve kötü muamele endişesi taşıdığını anlattı.
Hekim maaşları, OECD ile karşılaştırma ve sağlık harcamaları
Ağbaba, Türkiye’de mevcut hekim maaşlarını da kabaca sıraladı: “Pratisyen hekim 90–100 bin lira, asistan hekim 100–120 bin lira, uzman hekim 140–150 bin lira, yan dal uzmanı yaklaşık 180 bin lira civarında maaş alıyor.” dedi.
2013–2023 arasında hekim maaşlarının reel artışına ilişkin OECD verilerine atıf yapan Ağbaba, Macaristan’da yüzde 17,5, Letonya’da yüzde 11, Litvanya’da yüzde 19, Polonya’da yüzde 6,5 reel artış olduğunu, Türkiye’de ise pratisyen hekimde yüzde 2,1, uzmanda yüzde 1,7 düzeyinde kaldığını aktardı. “Hekimlerimiz OECD’nin çok altında çalışma şartlarına sahip.” değerlendirmesini yaptı.
Sağlık harcamalarının millî gelire oranında da Türkiye’nin geride olduğuna dikkat çeken Ağbaba, Türkiye’nin yüzde 4,28 ile son sıralarda bulunduğunu söyledi. Buna karşılık Amerika Birleşik Devletleri’nin yüzde 16,69, Yunanistan’ın yüzde 8,39, İsveç’in yüzde 11,28, Fransa’nın yüzde 11,50, Almanya’nın yüzde 11,74 seviyesinde olduğunu belirterek, “Türkiye’nin sağlık harcamalarını artırması, özellikle hekimlere yönelik hakaretin, şiddetin ve güvencesiz ortamın sona erdirilmesi gerekiyor.” dedi.
“Hekimlerin ülkede kalması için sadece maaşı değil, özgürlükleri de düşünmek zorundayız”
Veli Ağbaba, hekimlerin ülkede kalabilmesi için sadece ekonomik önlemlerin değil, hukuk devleti ve özgürlükler alanında da güven verici adımların atılması gerektiğini vurguladı. “Hekimlerin maaşıyla bir ev alması mümkün değil, bir araba alması çok zorlaştı. Gençler umutsuz ve tedirgin.” diyerek, hekim göçünün durdurulmasının ancak bütüncül bir iyileştirmeyle mümkün olacağını söyledi.
Ağbaba, konuşmasının sonunda Malatya’daki karaciğer ve organ nakli ekibine, kanser tedavi ekiplerine, Turgut Özal Tıp Merkezi ve Malatya Eğitim Araştırma Hastanesi başhekimlerine ve sağlık çalışanlarına tekrar teşekkür etti. “Sadece Bingöl’den, çevre illerden değil; Azerbaycan’dan, Kazakistan’dan, Avrupa’dan hastalar geliyor. Bu ekipler hem hasta tedavi ediyor hem de yurtdışına nakil eğitimi vermeye gidiyor.” diyerek Malatya’nın uluslararası rolünü hatırlattı.
Sağlık Bakanlığı bütçesinin hayırlı olmasını dileyen CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, hem Malatya’nın sağlık yatırımı taleplerinin hem de hekim emeğinin ve alım gücünün dikkate alınmasını istedi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI