DEVA Partili Sadullah Kısacık TBMM’de Uyardı: “Yapay Zekâ ve Robotik Askerlere Hazırlanmazsak Savunmada Biranda Geri Sıralara Düşebiliriz”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığı 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde konuşan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, Türkiye’nin 822 milyar 930 milyon liralık MSB bütçesine karşılık 2026’da 2 trilyon 740 milyar lira faiz ödemesi yapacak olmasını eleştirerek “MSB bütçesinin üç katını faize ödüyoruz, bu kaynak askerimize, polisimize, sağlıkçımıza gitmeliydi.” dedi. Kısacık, savunmada yapay zekâ ve robotik sistemler için özel birim kurulmasını önerirken, zorunlu askerlikte atış ve eğitim yetersizliği, İskenderun’da 2 askerin şehit olduğu olayda mobbing iddiaları ve komutanların keyfî uygulamalarının önlenmesi çağrısında bulundu; “Ordu siyasallaşmanın değil, tüm kurumlara örnek olacak kurumsal aklın adresi olmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Kasım 27, 2025 - 10:56
Kasım 27, 2025 - 12:39
DEVA Partili Sadullah Kısacık TBMM’de Uyardı: “Yapay Zekâ ve Robotik Askerlere Hazırlanmazsak Savunmada Biranda Geri Sıralara Düşebiliriz”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin görüşüldüğü 22’nci Birleşimin ikinci oturumunda söz alan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, konuşmasına Azerbaycan–Gürcistan sınırında düşen C-130 kargo uçağında şehit olan 20 asker için taziye dilekleriyle başladı. “Şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.” diyen Kısacık, savunma bütçesi ve ekonomik tabloyu birlikte değerlendirdi.

“MSB Bütçesinin Üç Katı Faizi Yurt Dışına Ödüyoruz”

Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin 822 milyar 930 milyon TL olduğunu hatırlatan Kısacık, aynı yıl bütçeden 2 trilyon 740 milyar TL faiz ödemesi yapılacak olmasına dikkat çekerek, “MSB bütçemizin 3 katı kadar parayı faize harcıyoruz.” dedi. Türkiye’nin kaynaklarının doğru yönetilmediğini savunan Kısacık, “Keşke bu paralar yurt dışındaki ‘carry trade’ fonlarına değil, askerimize, polisimize, sağlık mensubumuza gitseydi.” ifadelerini kullandı.

Ekonominin düzelmesiyle faize giden kaynakların ülke içinde personele ve yatırımlara yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kısacık, savunma bütçesinin de bu genel ekonomik çerçeveden bağımsız düşünülemeyeceğini söyledi.

“Sanayi Devrimi Ne İse Bugün Savunmada Yapay Zekâ Odur”

Konuşmasının ağırlık noktasını yapay zekâ ve robotik sistemler oluşturan Kısacık, savunma alanında bu başlığın yeterince tartışılmadığını belirterek, “Bugün çok konu konuşuyoruz ama yapay zekâya maalesef yüzeysel değiniyoruz.” dedi. Sanayi Devrimi’nin geçmişte ekonomik ve askerî güç dengelerini değiştirdiğini hatırlatan Kısacık, “Yapay zekâ yeni bir stratejik rekabet çağının kapısını aralıyor.” sözleriyle bu değişimi savunma eksenine taşıdı.

“Artık oyunu belirleyen tank sayısı değil, veri işleme kabiliyeti ve algoritmalar olacak.” diyen Kısacık, geleceğin muharebe ortamında orduların büyüklüğünden çok veri işleme gücü, otonom sistemlerin adaptasyon hızı ve algoritmaların saniyeler içinde verdiği kararların belirleyici hale geldiğini vurguladı. “Belki beş sene sonra askerî büyüklüğümüzü değil, robot sayımızı konuşacağız.” ifadesiyle dikkat çekti.

İHA ve SİHA’larla başlayan dönüşümün, yapay zekâ destekli otonom silah sistemleri ve robotik askerler ile hızlanacağını belirten Kısacık, “Küçük dediğimiz bir ülke bile robot sayısı bizden fazla olduğu için bizimle yarışır hâle gelebilecek. Oyunun kuralı değişti, ‘değişecek’ demiyorum, değişti.” değerlendirmesinde bulundu.

“MSB’de Yapay Zekâ ve Robotik İçin Özel Birim Kurulmalı”

Bu dönüşüme uyum sağlamak için Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde, sadece yapay zekâ ve robotik sistemlere odaklanan, işi yalnızca ‘Bunu savunmada nasıl kullanırız?’ olan özel bir birim kurulmasını öneren Sadullah Kısacık, “Bunda geç kalırsak treni kaçıracağız ve birden geri sıralara düşeceğiz.” uyarısında bulundu.

Yapay zekânın yalnızca savunmada değil, eğitim, teknoloji, işgücü piyasası gibi alanlarda da etkili olacağını söyleyen Kısacık, pek çok mesleğin ortadan kalkacağını, yeni iş alanlarının ise ancak bu dönüşüme hazırlıkla oluşturulabileceğini ifade etti. “Bu bizim için bir beka meselesi; savunmada daha da hazırlıklı olmak zorundayız.” dedi.

Zorunlu Askerlikte Eğitim Eleştirisi: “Sekiz Ayda Üç Mermi, Bir Tane Uçaksavar Atışı Yok”

Kendi askerlik deneyiminden yola çıkarak TSK’de zorunlu askerlik dönemindeki eğitim mimarisini eleştiren Kısacık, 2001 yılında 28’inci Mekanize Piyade Tugayında askerlik yaptığını, sekiz aylık hizmette sadece üç kez piyade tüfeğiyle atış yaptığını söyledi. O dönem Oerlikon uçaksavar bataryası çavuşu olduğunu belirterek, “Hiç top atışı yapmadım, savaşa gitsek o topu kullanamazdım.” dedi.

Aynı şekilde, Anıtkabir hava savunmasında görev yapan bir arkadaşının elindeki Stinger füzesiyle “Bir uçak geçse vurabilir misin?” sorusuna “Vuramam.” yanıtını vermesini örnek gösteren Kısacık, “Devlet bizi orada boşuna bekletiyor diye düşünürdüm. Sekiz, on sekiz ay askerlik yapıyorsunuz ama gerçek anlamda silah kullanma eğitimi almıyorsunuz.” sözleriyle eski sistemin verimsizliğine dikkat çekti.

Bugün profesyonelleşme ve uzmanlaşmanın önemli bir aşama kaydettiğini, karmaşık sistemleri kullanacak personelin “vidasına kadar bilen uzmanlar” olması gerektiğini vurgulayan Kısacık, geçmişte bu fırsatın heba edildiğini ancak bundan sonra asker yetiştirme mimarisinin tamamen uzmanlık üzerine kurulması gerektiğini belirtti. “Biz bugün, özellikle bu coğrafyada, tamamen uzmanlaşmış bir orduyu destekliyoruz.” dedi.

İskenderun Olayı ve Mobbing Uyarısı: “Egolar Üzerinden Ceza Verilmez”

Hatay İskenderun’daki Deniz Er Eğitim Alayı’nda eğitim sırasında güneş altında bırakılan ve ikisi şehit olan askerlerle ilgili olaya da değinen Kısacık, bölgede askerlik yapan tanıdıklarından elde ettiği bilgiler doğrultusunda, olayın mobbing boyutuna dikkat çekti. Olayın tüm ayrıntılarını kürsüde paylaşmayacağını belirten Kısacık, “Bu olay çok acı; bazı komutanların egolarını tatmin etmek için verdiği cezalardan kaynaklanan uygulamalar kabul edilemez.” dedi.

Askerlikte geleneksel olarak kullanılan “Eti senin, kemiği benim.” anlayışının artık geçerliliğini yitirdiğini belirten Kısacık, “Askerî disiplin ve komutana itaat elbette önemlidir ama o çocuklar bu vatanın emanetidir. Onları kendi egosuna teslim eden komutan mantığı, yapısal olarak gözden geçirilmeli.” ifadelerini kullandı. Bu çerçevede, TSK içinde mobbingi önleyecek, komutan–er ilişkisinde insan onurunu gözeten bir mimarinin kurulmasının şart olduğunu söyledi.

“Tertipçilik ve Alt Devrelerin Kaderinin Çavuş Egolarına Bağlı Olması Bitmeli”

Eskiden askeriyede yaygın olan “tertipçilik sistemi” üzerinden de eleştirilerde bulunan Kısacık, akşam 17.00’den sonra alt devrelerin, bir üst devredeki çavuş ya da onbaşının insafına kaldığını, bu kişilerden kaynaklanan şiddet, baskı ve kazaların çok yaygın olduğunu anlattı. “On sekiz ay önce askere gelen bir gencin, komutana bakışıyla terhis olurken bakışı arasındaki farkı bizzat gördüm. Bunun sebebi yanlış uygulamalar ve mobbingdir.” diyerek, bu kültürün kökten sorgulanması gerektiğini vurguladı.

“Ordunun Siyasallaşması Konuşulmamalı, Ordu Diğer Kurumlara Örnek Olmalı”

Komisyonda birçok milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin “siyasallaşması” üzerine konuştuğunu hatırlatan Kısacık, ordunun geçmişte siyaset üzerinde baskı kurduğu dönemleri hatırlatarak, “Ordunun siyasallaşmasının ne olduğunu en iyi AK Parti’li arkadaşlarımız bilir.” diyerek muhafazakâr kesimin yaşadığı travmalara gönderme yaptı.

Buna rağmen ordunun siyasetin en az konuşulması gereken kurum olduğunu vurgulayan Kısacık, “Ordu bizim göz bebeğimizdir. Ordu, siyasallaşmanın değil, diğer tüm kurumlara örnek olacak bir kurumsal yapının adresi olmalıdır.” dedi. Milletin bütünlüğünü temsil eden, senkron içinde çalışan, yalnızca ülkenin güvenliği için çaba gösteren bir ordu modelinin, tüm kurumlar için örnek alınması gereken bir ideal olduğunu ifade etti.

Millî Savunma Bakanlığının bu yönde politika üretmesinin önemine işaret eden Kısacık, “Öyle bir ordu yaratmalıyız ki, bu ülkede milletin nasıl ortak bir hedef etrafında birleşeceğini gösteren vitrin ordu olsun.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasını “Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.” sözleriyle tamamlayan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Kısacık’a, Oturum Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem teşekkür ederek Komisyon çalışmalarına devam edildiğini bildirdi.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI