İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz: “Adalet Bakanlığı’na ve yarattığınız yargı düzenine sıradan bir vatandaş olarak inancım kalmamıştır”
TBMM Genel Kurulunda Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz alan Genel Sekreter ve Antalya Milletvekili Av. Uğur Poyraz, Anayasa Mahkemesi üyelerine suç duyurusunda bulunan Yargıtay’dan, kararları yerel mahkemelerde uygulanmayan Anayasa Mahkemesine ve bu tabloya yol açtığını savunduğu Adalet Bakanlığına kadar yargı sistemini hedef alan eleştirilerde bulundu. Poyraz, “Türk yargısı her dönemin muktedirlerine göre karar tesis etti.” diyerek bugün artık vatandaşların adalete, hukuka ve iktidarın yargı uygulamalarına güveninin kalmadığını söyledi, “Adalet hukukla yeniden ayağa kalkmadıkça hiçbiriniz ayakta kalamazsınız.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Adalet Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken İYİ Parti Grubu adına söz alan İYİ Parti Genel Sekreteri ve Antalya Milletvekili Av. Uğur Poyraz, konuşmasına Genel Kurulu selamlayarak başladı. Poyraz, konuşmasının çıkış noktasının yalnızca milletvekilliği veya parti yöneticiliği değil, hukukçu bir aileden gelen ve 7 yaşında bir çocuk babası olan sıradan bir vatandaşın kaygıları olduğunu vurguladı.
Poyraz, “Hukukçu bir anne babanın evladıyım; yargı, hukuk, adalet mefhumlarının içine doğdum. Ama hepsinden önemlisi 7 yaşında bir çocuk babasıyım. Onu kucağıma aldığım ilk günden beri hayatım onun geleceği etrafında şekilleniyor.” sözleriyle kişisel perspektifini anlattı. Kaygılarının büyüdüğünü belirten Poyraz, “Ben evladımı büyütürken siz de karar ve uygulamalarınızla benim kaygılarımı büyüttünüz.” dedi.
“Hiç kimsenin adaletin tecelli ettiğine dair inancı kalmamıştır”
Uğur Poyraz, toplumda adalete güvenin ciddi şekilde sarsıldığını savunarak, “Tanıdığım, bildiğim, arayan, soran herkes adına söylemem gerekirse hiç kimsenin adaletin tecelli ettiğine ve edeceğine inancı kalmamıştır.” dedi. Kendisinin de bir vatandaş olarak Adalet Bakanlığına ve yargı sistemine güven duymadığını belirtip, “Sıradan bir vatandaş olarak başına atandığınız Bakanlığa, o Bakanlığın sevk ve idare ettiği yargı sistemine, yargı sisteminin yegâne amacı olması gereken adalete ve adaleti sağlamak için uygulanan hukuka, iktidarınıza, karar ve uygulamalarınıza inancım kalmamıştır. Bunun sebebi ben değil, iktidarınızdır.” ifadelerini kullandı.
“Türk yargısı her dönemin muktedirine göre karar tesis etti”
Poyraz, Türk yargısının tarihsel işleyişine dair değerlendirmesinde, “Türk yargısı maalesef her dönemin muktedirlerine göre kararlarını tesis etmiştir. Önündeki kanun aynıdır ama uygulama iradesi döneme ve güce göre şekillenmiştir.” dedi. Darbe ve olağanüstü dönemlere atıf yaparak, “60’ta, 80’de, 28 Şubatta yargının istisnalar dışında statüko hilafına verdiği bir karar hatırlıyor musunuz?” sorusunu yöneltti.
AK Parti iktidarının ilk yıllarında ve FETÖ’yle “fikir, amaç ve eylem birliğinin” sürdüğü döneme de değinen Poyraz, 15 Temmuz sonrasında uzayan OHAL uygulamalarını ve Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçiş sürecini hatırlatarak, “Bu dönemlerde statüko aleyhine verilen bir karar var mıdır?” dedi.
“Cezaevleri gazeteci, belediye başkanı, milletvekili dolu; tutuklama ve kayyum soruşturmaların besmelesi oldu”
Ceza adaleti alanındaki uygulamaları da eleştiren Poyraz, “Her infaz indirimiyle suçu meslek hâline getirenleri saldığınız cezaevlerini gazeteciler, seçilmiş belediye başkanları, milletvekilleri, aydınlar ve iş insanlarıyla doldurdunuz.” dedi. Tutuklama, kayyum, tedbir ve el koymanın “soruşturmaların besmelesi hâline geldiğini” savundu.
Yargı teşkilatının yapısına ilişkin rakamlar da paylaşan Poyraz, “Sistemde 25.449 hâkim, savcı var ve bunların yaklaşık 22 bini 17-25 Aralıktan sonra mesleğe kabul edilmişlerdir. ‘Türkiye bir hukuk devletidir.’ dediğinizde aklıma bu sayılar geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Adliyelerde borsa kurulmuş; yer ve yetki teminatı cemaat ve tarikatlardan sağlanıyor”
Poyraz, yargı mensuplarının atama ve görev güvencesine dair iddialarını dile getirerek, “Eskiden FETÖ vardı, bir taneydi; şimdi cemaat desen çeşit çeşit, tarikat desen seç, beğen, al. Yer ve yetki teminatı kanundan değil, Anayasa’dan değil, mensubu oldukları menfaat ve çıkar gruplarından sağlanıyor.” dedi.
Adliyelerde gayriresmi ilişkilerin oluştuğunu iddia eden Poyraz, “Adliyeler deseniz borsa kurulmuş; üç kuruş maaşla yukarıdan gelen istek ve talepleri yetiştirmeye çalışanlar kendilerine de küçük birer imkân yaratmaya başlamışlar.” sözleriyle tabloyu eleştirdi.
“Her soruşturmanın bir iletişim kampanyası var; yargı toplumsal meşruiyet arıyorsa ortada sorun vardır”
Soruşturma süreçlerindeki iletişim diline dikkat çeken Poyraz, “Her soruşturmanın bir iletişim kampanyası var. Yargı, eylem ve kararları için toplumsal meşruiyet alanına ihtiyaç duyuyorsa ortada bir sorun vardır.” dedi. Televizyon yorumcuları, bazı köşe yazarları ve sosyal medya hesaplarından yürütülen yargı tartışmalarını eleştirerek, “Cezai ehliyetleri bile şüpheli olan yorumcular suç ve suçluyu tanımlıyor, delil tartışıyor, ihbar alıp ihbar veriyor; şüphelilerin avukatlarının bile bilmediği verileri ‘ilk kez’ diyerek paylaşıyor.” ifadelerini kullandı.
Poyraz, bu ortamda polis, jandarma, teknik takip ve istihbarat imkânlarına rağmen gizli tanıklara dayalı dosyalar hazırlandığını ve tutuklama kararları verildiğini söyledi.
“İktidarla ilgili iddialar deli saçması, muhalefetle ilgili her saçmalık ipucu sayılıyor”
İktidar ve muhalefete yönelen iddialara yargının yaklaşımı arasında çifte standart olduğunu savunan Poyraz, “İktidarla ilgili iddialar deli saçması, muhalefetle ilgili her saçmalık araştırmaya değer ipucu; öyle mi Sayın Bakan?” diye sordu.
Netameli başlıklarda iktidarın tutumunu, “Yapılmaması gerekenleri hayata geçirmek için devlet aklı, yapılması gerekenleri hayata geçirmemek için de beka söylemi kullanılıyor.” sözleriyle eleştirdi. Yaşanan her büyük olayda “Bunu siyasete alet etmeyin.” itirazıyla karşılaştıklarını hatırlatarak, “Depremi etmeyin, yangını etmeyin, kadın cinayetlerini etmeyin, bebek ölümlerini etmeyin, şehitleri etmeyin... İktidarınız yargıyı siyasete alet ederken biz neden susalım?” dedi.
“Mafya fink atıyor; çiğ köfteci gibi bayilik dağıtan örgütler var”
Poyraz, Türkiye’de organize suç yapılanmalarıyla mücadele konusuna da değinerek, “Adalet Bakanlığı yaptığınız Türkiye'nin her yerinde irili ufaklı mafyalar, çeteler fink atıyor. Yerli ve millîsi mi dersiniz, yurt dışından ithali mi dersiniz hepsi burada.” sözlerini kullandı.
Mafya yapılarının “bayilik dağıtan, birbirine iş paslayan örgütlere” dönüştüğünü söyleyen Poyraz, devlet kurumları içine sızan yapılanmalara yönelik eleştirilerini sürdürdü.
“Adliyeler sığınacağımız değil kaçacağımız binalara dönüştü”
Yargı pratiğine yönelttiği ağır eleştirilerde Poyraz, “Adliyeler sığınacağımız değil, kaçacağımız binalar; kara para avlayan değil, aklayan soruşturmalar; suçluyu kayıran, masumu karalayan dosyalar; hesap soran değil, şahsi hesap gören bir yargı yarattınız.” dedi.
Toplumun ve devletin çöküşünün, gürültülü krizlerden çok “adaletin sessizce ölmesiyle” başladığını vurgulayan Poyraz, “Bugün yargı, milletin sığınağı değil, milletin üzerine çöken bir gölgeye dönüştüyse bunun adı ‘yönetmek’ değil, ‘öldürmektir’.” ifadelerini kullandı.
Poyraz, savcılık ve mahkemelerin korkulan yerlere dönüşmesi hâlinde hakikatin yerini fısıltının alacağını belirterek, “Fısıltının hükmettiği yerde devlet değil, korkunun iktidarı vardır.” dedi.
“Suçluyu aklayan yargı önce suçun ortağı, sonra suçun kendisi olur”
Tarihsel örneklerden yola çıkarak yargının suçla ilişkisine değinen Poyraz, “Tarih bize şunu öğretir: Suçluyu aklayan yargı önce adım adım suçun ortağı, sonra da suçun ta kendisi olur. Suçla ittifak kuran hiçbir iktidar korktuğu çöküşten kaçamaz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bugünkü tablonun yalnızca “bir Bakanlığın başarısızlığı” olmadığını savunan Poyraz, “Mesele, hakkın, hukukun, vicdanın sistematik olarak çökertilmesidir. Adalet hukukla yeniden ayağa kalkmadıkça hiçbiriniz ayakta kalamazsınız.” dedi.
Konuşmasının sonunda, Adalet Bakanlığının bütçesine ilişkin tavrını da açıklayan Poyraz, “Hukukun ve adaletin sadece cümle içinde kullanıldığı bütçenize büyük Türk milleti adına, hâlâ varlığına inandığım bağımsız ve tarafsız yargı mensupları adına, boyun eğdiremediğiniz 1 no.lu barolar adına, AK PARTİ’ye karşı işlenen suçlardan işlem gören herkes adına ‘hayır’ diyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı. Poyraz’ın konuşması İYİ Parti ve CHP sıralarından alkış aldı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI