İYİ PARTİLİ AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ’TAN ADALET BAKANINA SERT SORULAR: “SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERLERİYLE FOTOĞRAFLAR, İMRALI GÖRÜŞMELERİ VE BABAMIN MEZARINA SALDIRIDA HUKUK NEREDE”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken konuşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “adalet insan onurunu, devleti ve milleti ayakta tutan değerdir” sözlerine katıldığını belirtip “Ama Türkiye’de bugün adaletin karşılığı bu mu?” diye sordu. Türkeş Taş, Ahmet Minguzzi cinayeti sonrası oluşan algı, toplumda suç örgütü lideri olarak bilinen kişilerle siyasetçilerin makam odalarındaki fotoğrafları, Yargıtay üyelerinin parti içi kareleri, üç milletvekilinin adının altın kaçakçılığına karışması, 3 Mayıs 2025’te babası Başbuğ Alparslan Türkeş’in mezarı başında yaşadığını anlattığı saldırı, PKK ve Abdullah Öcalan’la ilgili İmralı süreci, “Millî Dayanışma Kardeşlik Komisyonu” ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Erhan Usta hakkında açılan dava üzerinden ağır eleştiriler yönelterek Adalet Bakanlığını açık tutum ve somut tedbir almaya çağırdı.

Kasım 26, 2025 - 09:42
Kasım 26, 2025 - 11:28
İYİ PARTİLİ AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ’TAN ADALET BAKANINA SERT SORULAR: “SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERLERİYLE FOTOĞRAFLAR, İMRALI GÖRÜŞMELERİ VE BABAMIN MEZARINA SALDIRIDA HUKUK NEREDE”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığı ve yargı kurumlarının 2026 yılı bütçesi görüşülürken İYİ Parti Grubu adına söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açılış konuşmasındaki adalet tanımına katıldığını söyleyerek, “Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey mümkün değildir ama ‘Türkiye'de şu anda adaletin karşılığı bu mudur?’ diye sormadan da edemiyorum Sayın Bakanım.” ifadeleriyle söze başladı.

Türkeş Taş, “Bütçeniz inşallah hayırlı uğurlu olsun.” diyerek başladığı konuşmasında, somut örnekler üzerinden adalet sistemi, siyaset–mafya ilişkisi iddiaları ve kendi yaşadığı bir olay üzerinden kadına yönelik şiddet tartışmasını gündeme taşıdı.

Ahmet Minguzzi cinayeti ve suç örgütü lideri algısı sorusu

Son günlerde kamuoyunda tartışılan Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesi dosyasına atıfta bulunan Türkeş Taş, olayın ardından yaşanan süreci hatırlatarak, “Maalesef Minguzzi çok korkunç bir şekilde katledildi, vefat etti. Vefat ettikten sonra mezarının başına gelenler, annesinin yaşadıkları, aldıkları tehditler hepimizin aşikâr olduğu konular.” dedi.

Türkeş Taş, toplumda suç örgütü lideri olarak bilinen ve hakkında mahkeme kararı bulunan bir kişinin avukatlığının bu dosyada öne çıkmasını işaret ederek, “Toplumda suç örgütü lideri olarak bilinen –yani bunu ben söylemiyorum– Türk mahkemelerinin hakkında hüküm verdiği bir kişinin avukatı bu hanımefendinin avukatı oluyor ve hanımefendinin aldığı tehditler kesiliyor, dava ilerliyor.” sözleriyle oluşan algıya dikkat çekti. Sosyal medyada ve kamuoyunda “başı sıkışanların bu kişiye mesaj yolladığı” yorumlarının dolaştığını söyleyen Türkeş Taş, Adalet Bakanına doğrudan şu soruları yöneltti:

Böyle bir durumda bu yaratılan algı vatandaşa ne mesaj veriyor Sayın Bakan? Bu konuyla ilgili bir tedbir aldınız mı, bununla ilgili herhangi bir girişiminiz oldu mu? Ben çok merak ediyorum.

Siyasetçi–suç örgütü lideri fotoğrafları ve Yargıtay üyelerinin partilerle görüntüleri

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, konuşmasını siyaset–suç örgütü ilişkisi iddiaları üzerinden sürdürdü. Siyasi partilerin hedefinin ülkeye hizmet olduğunu, farklı yol ve yöntemlere rağmen “aynı hedefe, İstanbul’a gitmeye çalışan” yapılar olduğunu söyleyen Türkeş Taş, “Hepimizin ortak hedefi Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasını ve refahını sağlamaktır.” dedi.

Ancak Siyasi Partiler Kanunu ve hukuki çerçeveye dikkat çekerek, “Bu yolda ilerlerken uymamız gereken bazı kurallar ve kanunlar vardır.” vurgusunu yaptıktan sonra, “Bazı siyasi parti üyeleri ve siyasi parti liderleri, çeşitli suç örgütü liderleriyle makam odalarında fütursuzca boy boy fotoğraflar veriyor Sayın Bakanım.” sözleriyle eleştirilerini dile getirdi.

Bu fotoğrafların Türk kamuoyunda ciddi soru işaretleri oluşturduğunu belirten Türkeş Taş, “Bu fotoğraflar Türk kamuoyunda ne ifade ediyor? Bu adamların yanında görülmesinden bu insanlar ne algılıyor? Bu adamların bu kadar fütursuzca devamlı sosyal medyada gezmelerinin anlamı nedir?” diye sordu.

Sadece siyasilerle sınırlı olmayan bu görüntülerin yargı mensuplarına da uzandığını ifade eden Türkeş Taş, “Yine, Yargıtay üyelerimizden de insanların siyasi partilerle iç içe fotoğraflarını görüyoruz; bunların da ne mesaj verdiğini anlamakta zorlanıyoruz.” dedi. Bu tablo karşısında yurttaşın devlete ve yargıya değil, bu tür isimlere yöneldiğini savunarak, “Artık insanlar hukuka güvenmek değil, mahkemeye güvenmek değil, polise güvenmek değil; bu tarz insanlara doğru yöneldiğini ben bizatihi görüp hissediyorum ve bu da beni hem ürkütüyor hem de korkutuyor.” ifadelerini kullandı. Bu konuda Adalet Bakanlığının herhangi bir tedbir alıp almadığını da sordu.

Altın kaçakçılığı iddiaları: “Meclisin de namusudur”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden üç milletvekilinin isminin altın kaçakçılığı iddialarına karıştığını hatırlatan Türkeş Taş, “Meclisimizde 3 vekilin maalesef altın kaçakçılığına isimleri karıştı. Bir tek onu duyduk, gerisi gelmedi.” diyerek sürecin akıbetine ilişkin belirsizliğe dikkat çekti. Bu durumun yalnızca bireylerin değil, “Meclisin de namusunu ilgilendirdiğini” ifade eden Türkeş Taş, dosyaların akıbetine dair kaygısını dile getirdi.

3 Mayıs 2025’te Alparslan Türkeş’in mezarı başında yaşanan olay: “Bu, kadına şiddet değil mi?”

Konuşmasının en dikkat çeken bölümlerinden birinde Türkeş Taş, 3 Mayıs 2025’te babası Başbuğ Alparslan Türkeş’in mezarı başında yaşadığını anlattığı olayı gündeme taşıdı. Babasının 108’inci doğum günü olduğunu hatırlatarak, “Babam Başbuğ Alpaslan Türkeş'in 108'inci doğum günü, rahmet ve minnetle kendisini anlıyorum.” diyen Türkeş Taş, o gün yaşadıklarını anlattı:

3 Mayıs 2025’te çok çirkin bir olay yaşadım Sayın Bakanım. Yaklaşık 100 kişi tarafından o mezara sokulmak istenmedim; ben kendim o mezara kendi irademle girdim, yanımdaki insanlar darp edildi.

Bu olaydan sonra ne Adalet Bakanının ne de ilgili makamların kendisiyle temas kurmadığını belirten Türkeş Taş, “Ne beni ‘Geçmiş olsun.’ diye aradınız ne de bu olayla ilgili en ufak hiçbir şey olmadı, hiç kılınızı kıpırdatmadınız.” diyerek sürece tepki gösterdi. Adalet Bakanı Tunç’un “Ne zaman?” diye sormasına karşılık, “3 Mayıs 2025. Daha ‘Ne zaman?’ diyorsunuz Sayın Bakanım, üzülüyorum. Televizyondan yıkıldı, Sayın İçişleri Bakanımızdan yardım talep ettik; siz de bilmiyorsunuz, ne güzel.” yanıtını verdi.

Bu olayın da kadına yönelik şiddet kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunan Türkeş Taş, “Bu, kadına şiddet değil mi; ne? Bu, bana yapılıyorsa, Alpaslan Türkeş'in kızı olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin mensubu olarak bana yapılıyorsa biz bu insanlara niye suç işleme imtiyazı veriyoruz, ben onu anlamıyorum.” dedi.

Bundan sonra babasının mezarına 50 polis eşliğinde gittiğini, birinci derece yakını olduğu kişinin kabrine erişiminin engellenemeyeceğini belirterek “Bir insanın birinci derece akrabasının mezarını ziyaret etmesini kimse alıkoyamaz, kimse engelleyemez, kimse gözdağı veremez; benim bu özgürlüğümü de kimse alamaz.” sözleriyle bu tür olaylara karşı devleti göreve davet etti.

PKK, Abdullah Öcalan ve ‘Millî Dayanışma Kardeşlik Komisyonu’ tartışması

Konuşmasının devamında PKK ve Abdullah Öcalan başlığına geçen Türkeş Taş, PKK’nın Türkiye başta olmak üzere yaklaşık 50 ülke tarafından terör örgütü olarak tanındığını hatırlatarak, “Bununla ilgili bir değişiklik var mı bilmiyorum.” dedi.

Abdullah Öcalan’ı “katil, İmralı canisi, teröristbaşı” olarak nitelendiren Türkeş Taş, Öcalan’a verilen idam cezasının siyasal tercihlerle kaldırıldığını hatırlatarak, “Bu da Türkiye Cumhuriyeti Türk Ceza Kanunu tarafından idama mahkûm edilmiş ama idam yine bir siyasi parti liderinin eliyle kaldırılmış olup şu anda kendisi veresiye nefes almaktadır.” ifadelerini kullandı.

Türkeş Taş, “Millî Dayanışma, Kardeşlik Komisyonu” olarak bilinen oluşumun hukuki dayanağını sorgulayarak, “Bu Meclisteki Millî Dayanışma, Kardeşlik Komisyonu acaba hangi hukuka, hangi İç Tüzük’e, hangi yasaya, neye dayanarak kuruldu? Bunu da merak ediyoruz. Biz İYİ Parti olarak bunu hiçbir şekilde bulamadık, ispat da edemedik.” dedi. Bu yapıya dair bulabildikleri tek referansın “İmralı tutanaklarında, İmralı canisinin böyle bir komisyon kurulmasını talep etmesi” olduğunu savundu.

Bu çerçevede İmralı’ya giden milletvekilleri, görüşme izinleri ve karar süreçlerini de sorgulayan Türkeş Taş, Adalet Bakanına hitaben, “Buna Meclisten milletvekilleri gidiyor Sayın Bakanım, bilmiyorum, sizin izin vermeniz gerekiyordu; izni çabuk mu verdiniz, biz mi kaçırdık, anlayamadık? Bu izni verirken vicdanınız rahat mıydı?” sorularını yöneltti.

Kurtulmuş ve Erhan Usta tartışması: “İmralı’da adı geçenlere dava yok, soranlara dava var”

Türkeş Taş, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve İYİ Parti Milletvekili Erhan Usta hakkında açılan davaya da değindi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Öcalan’a yakınlığı iddialarının İmralı tutanaklarında geçtiği iddiasına işaret ederek, “Bizim Plan ve Bütçe Komisyon Başkanımız Erhan Usta, Sayın Numan Kurtulmuş'a gayet normal bir soru sordu… ‘Sayın Abdullah Öcalan’ın size olan sevdası nereden geliyor?’ dedi. Çünkü İmralı kitabında o da yazıyor, ‘Numan Kurtulmuş bu süreçte olması gereken isim.’ diye.” sözlerini aktardı.

Bu soru üzerine Erhan Usta hakkında dava açılmasını eleştiren Türkeş Taş, “İmralı'ya gidip Abdullah Öcalan'la özel toplantılar yapıp boy boy resimler çektiren adamlara hiçbir dava açılmıyor da Erhan Usta'ya ne davası açılıyor? Ben bunu anlayamıyorum. Bu, neye göre bir hukuk?” diyerek çifte standart iddiasında bulundu.

“Öcalan’ın ayrıcalıkları, idam cezası almış bir hükümlüye yakışıyor mu?”

Abdullah Öcalan’ın cezaevindeki koşulları ve kamuoyuna yansıyan görüntüler üzerinden de eleştirilerini sürdüren Türkeş Taş, “Bu adamı Türk ceza mahkemeleri yargılayıp idama mahkûm etmedi mi? Ne oldu da bu adam oturduğu hücreden –maşallah– görüntülü yayınlar yapıyor, etrafına adamları alıyor, beyanatlar veriyor, ha bire bize bir şeyler, ültimatomlar veriyor? Bu nasıl bir tutuklu, anlamak mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

Kendi ailesinin 12 Eylül sürecinde yaşadığı tutukluluk deneyimini hatırlatan Türkeş Taş, Alparslan Türkeş’in 5 yıl siyasi tutuklu olarak yargılandığını hatırlatıp, “Biz vallahi hiç böyle ayrıcalıklar, böyle şeyler görmedik yani. Cezasını çekti, 940 sayfalık iddianameden beraat etti, beraat ettiği gibi de çıktı; siyasi yasağı vardı, bekledi, siyasete girdi, sonra da vatandaşın teveccühüyle yaşadığı zamanları zaten biliyorsunuz.” diyerek, Öcalan’ın durumuyla kıyasladı.

“Adalet ve iç güvenlik kurumlarının itibarına halel gelmesini kabul etmiyoruz”

Konuşmasının sonunda, hukuk, asker, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı gibi kurumların toplum için taşıdığı anlamı vurgulayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Türkeş Taş, “Benim için hukuk, asker, İçişleri Bakanlığı çok önemli kurumlardır, bunlara halel gelmesi benim kabul edeceğim şeyler değildir.” dedi.

Bu kurumların itibarını zedeleyecek davranışların bizzat siyasiler tarafından sergilenmesini ve ilgili makamların yeterli tedbiri almıyor görüntüsü vermesini eleştiren Türkeş Taş, “Bunlara halel gelecek bu davranışların başta siyasiler tarafından yapılması ve sizin yüce makamınız tarafından da tedbir alınmıyor gibi görülmesi beni derinden yaralamaktadır. Bu konuda sizi göreve davet ediyorum Sayın Bakanım.” sözleriyle Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a çağrıda bulundu.

Türkeş Taş, konuşmasını “Çok teşekkür ediyorum.” diyerek tamamladı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş, “Teşekkür ediyorum.” sözleriyle konuşmayı sonlandırdı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI