İYİ PARTİLİ HAKAN ŞEREF OLGUN’DAN ADALET BAKANINA ÇOK SERT SORULAR: “YARGI ÇÖKTÜ, YENİ ANAYASA İSTEYEN MEVCUT ANAYASA’YA NEDEN UYMUYOR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığı ve bağlı yargı kurumlarının 2026 yılı bütçesi görüşülürken söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, Türkiye’de adalet sisteminin “çöktüğünü” savunarak hâkim ve savcılar üzerindeki baskıyı örneklerle anlattı. Ayşe Sarısu Pehlivan, Ankara 19’uncu Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi, Ahmet Çakmak, Murat Aydın, Ekrem İmamoğlu davasında beraat yönünde oy kullanan hâkim ve Ayşe Barım dosyasında tahliye veren hâkim Fatih Kapan üzerinden HSK kararlarını eleştiren Olgun, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Dönmez hakkında kapatıldığı iddia edilen soruşturma dosyalarını sordu. Avrupa Parlamentosu’nun 7 Mayıs 2025 Türkiye Raporu, yeni anayasa tartışmaları, hukuk mesleklerine giriş sınavı ve Covid infaz mağdurları üzerinden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a “Bu ağır tablonun neresindesiniz?” diye seslenen Olgun, “Bu salonda artık ‘Türkiye bir hukuk devletidir.’ klişesini duymak istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, yüksek yargı organları ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçesi görüşmeleri sürerken, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun söz aldı. Konuşmasına, “Türkiye'de adalet sistemi çökmüştür. Hâkim ve savcılarımızın üzerinde bulunan baskı artık herkesin bildiği bir gerçekti.” diyerek başlayan Olgun, somut örnekler eşliğinde yargı bağımsızlığı tartışmalarını gündeme taşıdı.
“Bir gecede sürgün” iddiaları: Ayşe Sarısu Pehlivan ve diğer hâkimler
Olgun, ilk olarak İzmir Barosu eski başkanı, hukukçu ve akademisyen Ayşe Sarısu Pehlivan’ı hatırlattı. “Deprem sonrası yaptığı insani bir açıklama nedeniyle hedef gösterildi, soruşturma açıldı, görevinden uzaklaştırılmak istendi. Sonra ne oldu? Karşıyaka'dan alınıp Adana'ya gönderildi; bir linç kampanyasıyla, bir kararla, bir gecede.” sözleriyle Pehlivan’ın görev yerinin değiştirilmesini eleştirdi.
Ardından Ankara 19’uncu Asliye Ceza Mahkemesi hâkimini örnek veren Olgun, bu hâkimin bir parti yöneticisinin yargılandığı dosyada baskıya boyun eğmeyip, baskı yapan savcıyı ve Yargıtay üyesini HSK’ye resmî şekilde şikâyet ettiğini anlattı ve “Sonra ne oldu biliyor musunuz? Bir gecede Şanlıurfa'ya gönderildi.” dedi.
Olgun, Ahmet Çakmak adlı yargıcın da Cumhurbaşkanının üçüncü kez adaylığına itiraz ettiği için kısa sürede istek dışı göreve gönderildiğini, Karşıyaka hâkimi Murat Aydın’ın ise Cumhurbaşkanına hakaret düzenlemesini Anayasa Mahkemesine taşıdığı için eşiyle birlikte Trabzon’a tayin edildiğini söyledi. Bu durumu “Bir karar, bir imza ve ailecek sürgün.” sözleriyle yorumladı.
İmamoğlu davası ve beraat oyu veren hâkim iddiası
İYİ Parti’li Olgun, Ekrem İmamoğlu dosyasına da değinerek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e hakaret davasında beraat yönünde oy kullanan hâkimin kısa süre sonra ağır ceza mahkemesi üyeliğinden alınarak iş mahkemesine gönderildiğini hatırlattı. “Bir beraat oyu ve ardından gelen cezalandırma.” sözleriyle bu atamayı yargı üzerindeki baskı örneklerinden biri olarak gösterdi.
Ayşe Barım ve hâkim Fatih Kapan dosyası: “Kesin karara hukuken mümkün olmayan itiraz”
Olgun, Ayşe Barım dosyasını “Türkiye’de yargı bağımsızlığının nasıl cezalandırıldığının en berrak örneği” olarak nitelendirdi. Dosyada önce sulh ceza hâkimliğinin tutuklama kararı verdiğini, itiraz üzerine dosyanın asliye ceza mahkemesine geldiğini belirterek, “Asliye ceza mahkemesi hâkimi Fatih Kapan tahliye kararı verdi. Ceza Muhakemesi Kanunu 271 çok açık, itiraz üzerine verilen kararlar kesindir.” dedi.
Buna rağmen savcılığın hukuken mümkün olmayan bir yola başvurduğunu ifade eden Olgun, “İtiraz üzerine verilen karara rağmen savcılık hukuka aykırı şekilde kesin karara itiraz etti. Hukuken mümkün olmayan bu itiraz kabul edildi ve İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi tutukluluğun devamına karar verdi.” dedi. Bu süreçten sonra HSK’nın Fatih Kapan’ı görevden alıp tüketici mahkemesine sürdüğünü, hakkında müfettiş görevlendirip soruşturma açtığını anlatarak, “Kapan bir aylık izin alıp savunmasını verdi ve kararnameyi beklemeden emekli olmak zorunda kaldı.” ifadelerini kullandı.
Fatih Dönmez hakkında soruşturma iddiaları: “Dosyanın kapağı soğumadan koltuk teslim edildi”
Olgun, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı görevine atanan Fatih Dönmez hakkında kamuoyunda dolaşan iddiaları da Meclis tutanaklarına taşıdı. “Kamuoyunda çok açık bir iddia dolaşıyor Sayın Bakan. Meslekten ihraç sonucunu doğurabilecek iki ağır soruşturma dosyası atamasından sadece yedi-on gün önce hızla kapatıldığı iddia ediliyor.” dedi.
Bu dosyaların “kapakları soğumadan” başsavcılık koltuğunun teslim edildiğini söyleyen Olgun, “Bu dosyaları kim, hangi gerekçeyle kapattı? Bu kapatılmış soruşturmaların hemen ardından gelen başsavcılık ataması tesadüf müdür yoksa bu da mı bir ödüldür?” sorularını yöneltti.
“4 bini aşkın hâkim savcı bir kararnamede yer değiştiriyor, gerekçe yok”
İYİ Parti’li Olgun, bir kararnamede 4 bini aşkın hâkim ve savcının yer değiştirdiğini, bu işlemlerin gerekçesinin kamuoyuyla paylaşılmadığını söyledi. “Gerekçe yok, şeffaflık yok. Kararı beğenilmeyen hâkim sürgün, itiraz eden savcı tayin, konuşan yargıç hedef yapılıyorsa buna hukuk devleti denilebilir mi?” diye sordu.
Ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a hitaben, “Bu ağır tablonun tam olarak neresindesiniz Sayın Bakan? Bu ülkede hâkimler ve savcılar karar verirken arkalarına bakmak zorunda mı bırakıldılar? Kimsenin gölgesi üzerlerinde dolaşmasın, bırakın artık yakalarını.” ifadelerini kullandı.
Yeni anayasa tartışmaları: “Anayasa’ya uymayan irade yenisine neden uysun?”
Olgun, iktidarın sık sık dile getirdiği “yeni anayasa” çağrılarına da eleştirel yaklaştı. “12 kez değiştirdiğiniz, dörtte 3'ünü yeniden yazdığınız, tüm kuvvetleri tek elde topladığınız, denetimi sıfırladığınız, kararnameleri ferman gibi kullandığınız bir sistem varken yeni anayasa ile amaçlanan nedir?” diye sordu.
Konuşmasını şu sorularla sürdürdü: “Kalan son fren sistemini mi sökeceksiniz? Anayasa'yı tamamen kaldırıp ‘Cumhurbaşkanı takdir eder.’ diye tek cümle mi yazmak hedef? Yoksa Anayasa'ya şöyle bir cümle mi eklenecek: ‘Kararlar hoşumuza giderse uyarız, gitmezse tanımayız.’ Yeni Anayasa yapıldıktan sonra mı saygı duyacaksınız Anayasa'ya?”
Mevcut Anayasa ve üst normlara uyulmadığını belirten Olgun, “Çünkü mevcut Anayasa'ya uyulmuyor, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmuyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmuyor. Anayasa’nın 138'inci maddesi, 153'üncü maddesi ve özellikle 90'ıncı maddesinin son fıkrası açıkça uygulanmıyor.” dedi ve şu soruyu yöneltti: “Şimdi Anayasa'ya uymayan bir siyasi irade yenisine neden uysun, ne değiştiğinde hukuka uyma iradesi ortaya çıkacak? Bizi ikna edin, yeni Anayasa hangi maddesiyle hukuka uyma iradenizi değiştirecek?”
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu ve “çıplak gerçek” vurgusu
Olgun, Avrupa Parlamentosunun 7 Mayıs 2025’te kabul ettiği Türkiye Raporuna atıfta bulunarak, raporda Türkiye’de yargı bağımsızlığının derin biçimde sorgulandığının kayda geçirildiğini söyledi. Raporda siyasi saikle yürütülen soruşturmalar, temel hak ve özgürlüklerde gerileme, seçilmiş yerel yöneticilerin görevden alınması, gazeteciler ve sivil topluma açılan davaların artması ve AİHM kararlarının uygulanmaması gibi başlıklarda ağır eleştiriler yer aldığını hatırlattı.
“İktidarınız bu rapora ‘taraflı’ diyebilir, nitekim her seferinde aynı gerekçeye sığınıyorsunuz ama bugün Avrupa Parlamentosunun resmî metnine giren tespitler, bu ülkenin hukukçularının, baroların, akademisyenlerin ve meslek örgütlerinin yıllardır uyardığı gerçekleri teyit ediyor.” diyen Olgun, “Ortada bir algı operasyonu falan yok, bütün dünyanın gözünün önünde duran çıplak bir gerçek var. Bu ülkede yargı siyasal baskıdan bağımsız değil ve bunun bedelini en ağır şekilde ödeyen bu ülkenin itibarı, ekonomisi ve geleceğidir.” ifadelerini kullandı.
Hukuk mesleklerine giriş sınavı: “Bu yüzde 25 kimin başarısızlığı, hodri meydan”
Olgun, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavına da ayrı bir başlık açtı. Sınava prensip olarak karşı olmadıklarını vurgulamakla birlikte, sınavın barajı, kapsamı ve formatının “ölçme değil eleme” mantığına dönüştüğünü savundu. “Hukuk fakültelerinin müfredatında bile yer almayan derslerden sorulan sorular gençleri hukuki muhakemeye değil ezber yarışına zorluyor. Son sınavlarda başarı oranı yüzde 25. Soruyorum Sayın Bakan: Bu yüzde 25 kimin başarısızlığı, gençlerin mi yoksa sistemin mi?” dedi.
“Türkiye'nin bütün hukuk fakülteleri mi yanlış öğretiyor, yoksa sınav mı adaletsiz?” diyen Olgun, kendisi ve diğer siyasetçileri de içine alan bir çağrıda bulunarak, “Ben iddia ediyorum ki siz, tüm bürokratlar ve biz de dâhil bu sınava girsek hiçbirimiz bu sınavda yeterli dereceyi alamayız; buyurun, hodri meydan diyorum.” sözlerini kullandı. Bu sırada MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk’ün “Önce kendi adına konuş.” sözleri tutanaklara geçti; Olgun ise “Buyurun, hodri meydan, buyurun, bekliyorum. Yapalım, ben vallahi iddia ediyorum.” diyerek yanıt verdi.
İYİ Parti’li Olgun, hukuk mesleklerine giriş sınavıyla ilgili bir kanun teklifi verdiğini, Adalet Bakanlığından teklifi incelemesini isteyerek “Parti farkı gözetmeden bu gençlerin önündeki engeli kaldıralım.” çağrısında bulundu.
Covid infaz mağdurları: “Bu kez sözünüzü tutun”
Olgun, konuşmasının sonunda Covid infaz düzenlemesi mağdurlarına da değindi. Milletvekillerinin telefonları, e-posta kutuları ve Meclis kapısında bekleyenlerin taleplerine işaret ederek, “Hangi milletvekilinin telefonuna baksanız, hangi mail kutusunu açsanız, hangimizin kapısında bekleyenlere kulak verseniz aynı çığlık, aynı hayal kırıklığı.” dedi.
On birinci yargı paketinde bu konuda adım atılmaması hâlinde büyük bir güven kaybı yaşanacağını belirten Olgun, “Eğer on birinci yargı paketinde yer almazsa artık kimsenin inancı kalmayacak, ne size ne devlete ne hukuka çünkü her platformda söz verdiniz, her yerde umut yarattınız ve artık bekleyecek güçleri kalmadı. Lütfen, bu kez sözünüzü tutun, bu kez o konuyu kapatmayın.” ifadeleriyle Adalet Bakanlığına çağrıda bulundu.
Konuşmasını “Saygılar sunuyorum.” sözleriyle tamamlayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Olgun’a, Oturum Başkanı AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem “Teşekkür ederim.” diyerek karşılık verdi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI