MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu: “Türk Silahlı Kuvvetlerine Parti Ordusu Demek Yakışıksız ve Kabul Edilemez”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin “Türk ordusu ve milletin göz bebeği” olduğunu vurgulayarak TSK’ye yönelik “parti ordusu” nitelemesini kesin bir dille reddetti. Savunma ve güvenlik birimlerine Savunma Sanayii Destekleme Fonu dâhil 2 trilyon 155 milyar lira, yani merkezi bütçenin yüzde 11,4’ü oranında kaynak ayrılmasının Türkiye’nin jeopolitik riskleri ve caydırıcılık ihtiyacı düşünüldüğünde yüksek sayılamayacağını belirten Aksu, savunma sanayinde yerlilik oranının yüzde 82’ye ulaştığını, ROKETSAN, TUSAŞ, ASELSAN ve BAYKAR gibi kurumların dünya ölçeğinde rekabet ettiğini ifade etti. Aksu, askerî hastanelerin yeniden açılması, uzman erbaşların kadro sorununun çözülmesi, terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayanlara gazilik unvanı verilmesi ve şehit çocuklarına istihdam ile yeşil pasaport hakkı tanınması çağrısında bulundu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, konuşmasına Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’e teşekkür ederek ve başarı dileklerini ileterek başladı. Aksu, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere şifa dileyerek, görevi başında bulunan Mehmetçik için de “Cenab-ı Allah yâr ve yardımcısı olsun.” temennisinde bulundu.
Aksu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin “Türk ordusu ve Türk milletinin göz bebeği” olduğunu vurgulayarak, ordunun Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünün yılmaz teminatı olduğunu ifade etti. “Mehmetçik’imiz kahramanlık ve fedakârlığın asil timsalidir.” diyen Aksu, TSK’ye yönelik bazı konuşmalarda kullanılan “parti ordusu” ifadesini sert dille eleştirerek, “Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin asılsız ithamlarla parti ordusu gibi yakışıksız ifadelerle yıpratılmaya çalışılmasını sakıncalı ve kabul edilemez buluyoruz.” dedi.
Savunma ve Güvenlik İçin Bütçeden Yüzde 11,4 Pay
Millî Savunma Bakanlığının misyonunun, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası ve güvenliğini sağlamak üzere millî savunma stratejisi doğrultusunda hukuki, idari, teknik ve insan kaynağı bakımından yeterli donanıma sahip olmak olduğunu hatırlatan Aksu, 2026 bütçe rakamlarına da değindi. Savunma ve güvenlik birimleri için Savunma Sanayii Destekleme Fonu dâhil 2 trilyon 155 milyar lira ödenek öngörüldüğünü belirten Aksu, bunun merkezi yönetim bütçesinin yüzde 11,4’üne tekabül ettiğini söyledi.
Türkiye’nin jeopolitik konumunun getirdiği riskler, yeni nesil tehditler, uluslararası yükümlülükler ve caydırıcılık ihtiyacı dikkate alındığında bu kaynağın “yüksek sayılamayacağını” ifade eden Aksu, “Bu rakam, ülkemizin güvenlik ihtiyaçları ve sorumlulukları göz önüne alındığında zorunlu ve gerekli bir seviyedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Küresel Düzen, Jeopolitik Sorumluluk ve Caydırıcı Ordu Vurgusu
Aksu, küresel düzeyde uluslararası kurumların amaçlarına hizmet edebilme kabiliyetini büyük ölçüde yitirdiğini, uluslararası hukukun ekonomik, siyasi ve askerî güçle desteklenmediği takdirde yaptırım gücünün zayıfladığını söyledi. Bu tabloda Türkiye’nin, Türk Silahlı Kuvvetlerini “dünyanın en caydırıcı ordularından biri” hâline getirmesi gerektiğini vurgulayan Aksu, bunun Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik konumu, egemenlik hakları ve tarihî–kültürel mirasının yüklediği bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.
Bu çerçevede, muhtemel bölgesel ve küresel risk ve tehditler ile fırsatların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirten Aksu, nitelikli insan gücü ve kurumsal kapasitenin bugünden planlanması gerektiğini ifade etti. Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) tehditlere karşı ülkenin müdahale kapasitesinin güçlendirilmesi, korunma ve savunma sistemlerinin geliştirilmesi, savunma araç ve yöntemlerinin riskli bölgeler başta olmak üzere ülke düzeyinde yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çekti.
Askerî savunmada “ön alıcı yaklaşımla millî çıkarları sınırların ötesinden başlayarak koruyan stratejik güvenlik anlayışının” sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan Aksu, askerî alanda kazanılan teknoloji yoğun ürün ve hizmet yeteneklerinin sivil sanayileşme hedefleri doğrultusunda da kullanılmasının altını çizdi. Dijital risklerin artmasına paralel olarak güçlü bir siber güvenlik politikası, zafiyet taramaları ve millî siber güvenliğin güçlendirilmesi gereğine işaret etti.
“Terörsüz Türkiye Türk Milletinin Tavizsiz Kararıdır”
Konuşmasında terörle mücadeleye de özel bir yer ayıran Aksu, terörün bugüne kadar Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olduğunu, “Türkiye’ye hasımlığın en etkili aracı” olarak kullanıldığını söyledi. Terörün yaşama hakkını ihlal ettiğini, insan hakları ve demokrasinin amansız düşmanı olduğunu vurgulayan Aksu, “Terörün her türlüsünü reddetmenin, defetmenin ve imha etmenin kararlılığındayız.” dedi.
Bugün milletin başına musallat edilen terörden kurtulmak için tarihî bir dönüm noktasına gelindiğini belirten Aksu, bu sürecin aynı zamanda bölgesel istikrarın da önünü açtığını ifade etti. “Terörsüz Türkiye, Türk milletinin tavizsiz kararıdır ve Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında en büyük kozumuz olacaktır.” ifadesiyle millî iradeye vurgu yaptı.
Aksu, potansiyel güvenlik tehditlerinin Türkiye’yi birçok cephede bulunmak zorunda bıraktığını hatırlatarak, üye olunan uluslararası güvenlik ortaklıkları ve müttefiklik ilişkilerinden bağımsız olarak “kendi dinamik ve değerlerinden hayat bulan millî bir savunma yapılanmasının tavizsiz esas olması gerektiğini” dile getirdi.
Savunma Sanayinde Yüzde 82 Yerlilik ve Dünya Çapında Markalar
Türk Silahlı Kuvvetlerinin güçlü yapısıyla yurt savunmasının yanı sıra birçok coğrafyada bölgesel istikrara ve dünya barışına katkı sunduğunu belirten Aksu, yurt içi ve sınır ötesi operasyonların başarısında Mehmetçik’in fedakârlığı kadar yerli ve millî savunma sanayisinin sağladığı imkânların da önemli rol oynadığını söyledi.
Türkiye’nin savunma sanayisinde “destansı bir başarı” elde ettiğini, giderek gelişen bir ekosistem oluşturduğunu kaydeden Aksu, savunma sanayisinde yerlilik oranının yüzde 82 seviyesine ulaştığını hatırlattı. ROKETSAN, TUSAŞ, ASELSAN, BAYKAR gibi ileri teknoloji yeteneğine sahip firmaların kendi alanlarında dünyanın önde gelenleri arasında gösterildiğini söyleyerek, bu şirketlerin başarısından “gurur duyduklarını” ifade etti.
Türk insansız hava araçlarına yönelik dış talebin yoğunluğunu hatırlatan Aksu, “İHA ve SİHA’lar için sıraya girilmesinden ancak memnuniyet duyulur.” dedi. Bu tabloya rağmen savunma sanayisindeki başarıları gölgelemeye veya kötülemeye dönük girişimleri “kabul edilemez ve anlamsız” bulduklarını söyledi.
Türkiye’nin yapay zekâ teknolojisinde ulaştığı seviyeyi ve bunu savunma sanayinde kullanmasını da hatırlatan Aksu, Millî Savunma Üniversitesi tarafından kurulan SİHA ve drone eğitim merkezinin millî güvenlik ve gelecek açısından umut verici olduğunu vurguladı.
Askerî Hastaneler Yeniden Açılmalı, Uzman Erbaş ve Gaziler İçin Düzenleme
İsmail Faruk Aksu, TSK personelinin ve emeklilerinin, şehit ve gazilerin maddi karşılığının hiçbir zaman tam karşılanamayacağını ancak hayatlarını kolaylaştıracak adımların atılmasının zorunlu olduğunu söyledi. Uygun çalışma şartları ve yeterli mali–sosyal hakların sağlanmasının devletin görevi olduğunu belirten Aksu, bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi olarak askerî hastanelerin tekrar hizmete alınması çağrısını yineledi:
“Askerî hastanelerin tekrar devreye girmesini istiyoruz ve bu konuda elimizden gelen çabayı göstereceğiz.”
Şehit çocuklarının tamamına kamuda istihdam hakkı verilmesi, terörle mücadelede yaralanmalarına rağmen gazi sayılmayanlara gazilik unvanı ve haklarının tanınması, uzman erbaşların kadro sorunlarının çözülmesi, yedi yıl görev yaptıktan sonra ayrılan uzman erbaşların kamuda planlı ve kademeli istihdamı gibi düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Aksu, şehit yakınları ve gazilerle ilgili olarak, şehitlik ve gazilik tarihinden itibaren yeşil pasaport hakkı tanınması, şehit ve gazi çocuklarına KPSS ve üniversiteye girişte ek puan verilmesi önerilerini de paylaştı.
“Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemiyle Etkin Savunma Politikası”
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye’nin “etkin bir icra kabiliyeti kazandığını” savunan Aksu, bu sistemle demokrasinin güçlendiğini ve Türkiye’nin egemenlik haklarını, millî çıkarlarını korumak için savunma ve güvenlik alanında daha etkili politikalar yürüttüğünü ifade etti. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar desteklediklerini vurguladı.
Cumhuriyetin yeni yüzyılının “terörsüz, huzurlu ve güvenli bir Türkiye yüzyılı” olacağına inandıklarını söyleyen Aksu, “Millî birlikle Türk ve Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceğiz.” dedi. Konuşmasını, Millî Savunma Bakanlığının 2026 bütçesinin hayırlı olmasını dileyerek tamamladı.
Oturum Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, İsmail Faruk Aksu’ya teşekkür ederek Komisyon çalışmalarına devam edildiğini bildirdi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI