MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir: “Montrö’yü deldirmeden, mavi vatana göz dikenin gözünü oymak boynumuzun borcudur”

Türkiye Büyük Millet Meclisinde Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken MHP Grubu adına konuşan Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, son elli yılda Türkiye’nin çevresindeki coğrafyada 70’ten fazla savaş ve çatışma yaşandığını vurgulayarak Ankara’nın hem sahada hem masada belirleyici bir aktör hâline geldiğini söyledi. Karadeniz’de Rusya-Ukrayna savaşı üzerinden yürütülen örtülü operasyon denemelerine karşı Montrö Sözleşmesi’nin hassasiyetle korunması gerektiğini belirten Özdemir, ABD ve İngiltere’nin “karanlık oyunları”na işaret etti. Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’deki ihlalleri için “sabrımız tükenmek üzeredir” diyen Özdemir, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı bloklaşmaya karşı KKTC ve Libya ile iş birliğinin Mısır, Suriye ve Lübnan’la da genişletilmesini, ayrıca Kudüs Paktı ile “TRÇ” (Türkiye–Rusya–Çin) ittifak seçeneğinin mutlaka masaya konulmasını önerdi ve Dışişleri bütçesine destek vereceklerini açıkladı.

Aralık 11, 2025 - 11:36
Aralık 11, 2025 - 14:08
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir: “Montrö’yü deldirmeden, mavi vatana göz dikenin gözünü oymak boynumuzun borcudur”


Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Dışişleri Bakanlığının 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmelerinde söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına yaptığı konuşmada, Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik kuşak ve küresel gelişmeler üzerinden dış politikaya ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Özdemir, konuşmasının başında Gazi Meclisi ve aziz milleti selamladı.

Özdemir, son elli yılda Türkiye’nin etrafındaki Balkanlar, Karadeniz, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Kafkasya başta olmak üzere geniş coğrafyada 70’ten fazla savaş ve çatışmanın yaşandığına dikkat çekti. Türkiye’nin bu zor coğrafyada yalnızca gelişmeleri izleyen değil, “olayların yön ve neticesini tayin etme kudretine sahip bir ülke” olduğunu vurguladı.

“Karadeniz’de hülle satış ve paravan ülkelerle Montrö delinmek isteniyor”

Konuşmasında özellikle Karadeniz’de son dönemde yaşanan hareketliliğe dikkat çeken Özdemir, “Karadeniz’de kendi egemenlik sahamızda yaşanan bazı gelişmeler endişe verici olduğu kadar kuşku uyandırıcıdır.” dedi.

Polonya, Romanya ve Bulgaristan’ın Rusya’ya karşı örtülü operasyonlarda kullanılmaya çalışıldığını, bazı savunma araçlarının Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere satıldıktan sonra “hülle yoluyla Ukrayna’ya yeniden satılmak istendiğini” ifade eden Özdemir, bu girişimlerin Rusya’yı kışkırtarak çatışmayı genişletme riskini taşıdığı uyarısında bulundu.

Özdemir, “Karadeniz’de çatışmaların kaynağı olacak paravan ve nakil üssü ülkeler oluşturma çabalarına karşı uyanık olmak zorundayız.” diyerek, Türkiye’nin hem kendi egemenlik haklarını hem de boğazlar üzerindeki Montrö ile tescilli statüsünü titizlikle koruması gerektiğini söyledi.

“Türkiye NATO üyesi ama Ukrayna–Rusya savaşında adil olmak zorunda”

Türkiye’nin NATO üyesi olmasına rağmen Ukrayna–Rusya savaşında adil bir çizgi izlemek zorunda olduğunun altını çizen Özdemir, “Savaşan taraflarla aynı anda görüşebilen, esir takası ve tahıl koridoru gibi kritik başlıklarda uzlaşı sağlayan ülke Türkiye’dir.” dedi.

ABD Başkanı tarafından sunulan, daha sonra Avrupa Birliği ve Ukrayna’nın revizyon talepleriyle şekillenmeye çalışan ateşkes planlarının henüz sonuç vermediğine işaret eden Özdemir, Türkiye’nin yürüttüğü arabuluculuk çabalarını “müspet bulduklarını” söyledi.

“Rusya boş durmuyor, NATO’nun çevreleme hamlelerine somut cevap veriyor”

Rusya’nın, NATO’nun izlediği politikalar karşısında 2025 yılı içinde somut karşılıklar vermeye başladığını belirten Özdemir, başta Polonya olmak üzere birçok NATO üyesi ülkenin hava sahasını ihlale uzanan sınamaların, Moskova’nın “boş durmayacağını” gösterdiğini kaydetti.

ABD’nin bir yandan Ukrayna sahasında Rusya’yı zorlamaya çalışırken, diğer yandan Çin’le rekabetinde ya Moskova’yı yanına çekmeye ya da etkisizleştirmeye çalıştığını ifade eden Özdemir, Avrasya’dan Pasifik’e uzanan hattın 2026’da daha da kritik bir hâl alacağını söyledi.

“Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir”

Konuşmasının önemli bir bölümünü Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’deki tutumuna ayıran Özdemir, “İkisi de NATO üyesiyken, neden bir ülke komşu NATO ülkesini hedef alır, savunma sistemlerini ona karşı konumlandırır, egemenlik haklarını gasp etmeye çalışır?” sorusunu yöneltti ve cevabının “Yunanistan” olduğunu vurguladı.

Yunanistan, Ege’de adaları silahlandırıyor, Lozan ve Paris Antlaşmalarını ihlal ediyor, Türkiye karşıtı ittifaklar kuruyor. Karasularını 12 mile çıkarma niyeti, mavi vatan hudutlarımıza açık bir meydan okumadır.” diyen Özdemir, olası bir 12 mil girişiminde sonuçlarının ağır olacağı uyarısında bulundu:

Böyle bir karar alırsa karşısında yıkıcı bir azapla muhatap bulacağını, çok şeylerini feda etmek zorunda kalacağını unutmamalıdır. Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü yoktur ama bizim toprağımıza, hukukumumuza göz dikenin gözünü oymak, el uzatanın elini kırmak boynumuzun borcudur; vatan bizim namusumuzdur.

TBMM’nin bu konuda yıllar önce aldığı “casus belli” niteliğindeki kararın hâlâ geçerli olduğunu hatırlattı.

Doğu Akdeniz, mavi vatan ve İsrail–Hindistan hattı

Özdemir, Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin de Türkiye’nin egemenlik hakları ve bekası açısından kritik olduğunu vurguladı. Uzun yıllar boyunca Yunanistan ve GKRY’nin tek taraflı ve hukuka aykırı girişimlerle Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin haklarını ihlal ettiğini belirtti.

Mavi vatan doktrinini ilan etmemiz, KKTC ve Libya’yla deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmalarını yapmamız, BM’ye deniz yetki alanlarımızı bildirmemiz, bu mütecaviz adımlara karşı önemli kazanımlar sağlamıştır.” diyen Özdemir, İsrail’in Hindistan’la birlikte yürüttüğü IMEC projesi kapsamında Doğu Akdeniz’de “Türkiye’yi dışlayan yeni koşullar yaratma çabasının” dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi.

İsrail’in GKRY’ye ileri nesil silah sevkiyatları, Yunanistan’ın askerî ve taarruz kapasitesini artırma adımları ve ABD’nin bölgedeki üsleri ve silahlanma projeleri ile birlikte Türkiye karşıtı bir üçlü blok (Yunanistan–GKRY–İsrail) ortaya çıktığını vurguladı.

“Kudüs Paktı ve TRÇ ittifakı devreye alınmalı”

Doğu Akdeniz’deki kamplaşmaya karşı Türkiye’nin savunma kapasitesi kadar diplomatik ittifaklarını da güçlendirmesi gerektiğini söyleyen Özdemir, MHP’nin daha önce gündeme getirdiği iki öneriyi yeniden hatırlattı:

  • “Kudüs Paktı”,

  • “TRÇ ittifakı” (Türkiye–Rusya–Çin).

Türkiye, küresel barış ve istikrar için kendi çıkarlarını önceleyerek alternatif seçenekleri hayata geçirmelidir. Kudüs Paktı ve TRÇ ittifakı seçeneği mutlaka masada olmalıdır.” diyen Özdemir, Türkiye’nin sadece savunma politikalarıyla değil, ikili ve çok taraflı ilişkilerle de beka mücadelesi verdiğini söyledi.

Bu kapsamda Türkiye’nin KKTC ve Libya’yla iş birliğini, Doğu Akdeniz çerçevesinde Mısır, Suriye ve Lübnan’ı da kapsayacak adil bir paylaşım zeminine taşımayı hedeflemesi gerektiğini vurguladı. Aksi hâlde bölgede askerî çatışma riskinin arttığı uyarısında bulundu.

Bütçeye destek ve Türk diplomasisine teşekkür

İsmail Özdemir konuşmasının sonunda, MHP Grubu olarak Dışişleri Bakanlığı bütçesine olumlu oy vereceklerini açıkladı. Türk diplomasisinin sahada ve masada gösterdiği çabaları takdirle karşıladıklarını belirterek, “Üstün gayretleriyle ülkemize değer katan bütün Dışişleri personeline teşekkür ediyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.” dedi.

Konuşma MHP sıralarından alkışlarla karşılandı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI