MHP’Lİ KAMİL AYDIN: “TÜRK HARİCİYESİ KÜRESEL KAOS KARŞISINDA TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUYLA SAHADA VE MASADA ETKİN OLMALIDIR”
TBMM Genel Kurulunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına konuşan Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın, küresel ölçekte artan savaşlar, krizler, enerji ve su merkezli çatışmalar ile düzensiz göçün dünya düzenini derinden sarstığını vurguladı. Türk hariciyesinin, Anadolu coğrafyasında bin yılı aşkın devlet ve diplomasi tecrübesinin güçlü mirasıyla, Ukrayna-Rusya savaşı, Gazze, Güney Kafkasya, Doğu Akdeniz, MENA bölgesi, Balkanlar, Afrika, Asya-Pasifik ve Türk Devletleri Teşkilatı ekseninde etkin bir barış, denge ve diyalog politikası yürüttüğünü ifade eden Aydın, Türkiye Yüzyılı hedefleriyle uyumlu, Ankara merkezli, milli ve çok boyutlu dış politikanın önemine dikkat çekti.
Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerine MHP Grubu adına söz aldı. Konuşmasına Gazi Meclisi ve aziz Türk milletini selamlayarak başlayan Aydın, küresel düzeyde yaşanan gelişmeleri “insanlığın topyekûn bir alametle kıyamete gittiği” bir dönem olarak nitelendirdi.
Modern iktisat literatüründe “kıtlık kanunu” olarak bilinen, kaynakların sınırlı, ihtiyaçların sınırsız olduğu temel öğretinin, bugün tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar kanlı ve trajik bedellerle insanlar ve devletler üzerinden tecrübe edildiğini vurgulayan Aydın, küresel ölçekte deprem, sel, kuraklık, tsunami gibi doğal afetlerin yanında açlık, kıtlık, çevre kirliliği, güvenlik sorunları ve düzensiz göç dalgalarının dünya gündemini belirlediğini söyledi.
Kaynak mücadelesi, silahlanma ve küresel kaos
Prof. Dr. Kamil Aydın, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların verilerinin, insanlığın hızla ağır bir felakete sürüklendiğini ortaya koyduğunu belirtti. Yer altı ve yer üstü zenginliklerin fütursuzca sömürülmesinin, nükleer silahlanma da dahil olmak üzere havada, karada, denizde ve siber alanda hızlanan savunma yatırımlarının esas nedeninin, bireysel güvenlikten çok küresel güç mücadelesi ve sömürü hedefleri olduğunu kaydetti.
Aydın, “Toprak ölümsüz bir ana, su ise ona hayat veren aziz bir yoldaştır. Dünya üzerindeki tüm krizlerin merkezinde bugün toprak ve su kaynakları bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Ukrayna, Gazze, MENA ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin jeopolitik sorumluluğu
Konuşmasında Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail’in Filistin’deki işgal ve saldırıları, MENA bölgesi ve Doğu Akdeniz’de yaşanan istikrarsızlıklara değinen Aydın, tüm bu gelişmelerin düzensiz göç ve güvenlik riskleriyle birlikte Türkiye’yi hem sahada hem masada yüksek ehemmiyetli ve kalibreli bir duruş sergilemeye zorladığını dile getirdi.
“Bu denli riskli ve öngörülmesi zor bir ortamda Türkiye, üzerinde bulunduğu coğrafyanın jeostratejik sorumluluğuna uygun güçlü bir vizyon ve yol haritasına sahip olmalıdır.” diyen Aydın, Anadolu coğrafyasında bin yılı aşkın Türk varlığının devlet aklı ve diplomasi tecrübesiyle Türk hariciyesini “muktedir ve diri” kıldığını belirtti.
İç cephe tahkimatı ve dış politika
Prof. Dr. Aydın, “iç cephe tahkimatı” ifadesiyle, yurt içi güvenlik ve toplumsal bütünlüğün dış politika ile eşgüdüm hâlinde korunması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin hem sınırlarında hem de geniş coğrafyada yaşanan oldubittiler karşısında teyakkuz hâlinde olması gerektiğini söyledi.
Aydın, “Sınırlarımızdan küresel ufka uzanan çok katmanlı kriz sarmalı, iç güvenliği olumsuz etkileyecek girişimlere karşı güçlü bir devlet refleksini zorunlu kılmaktadır.” dedi.
“Yurtta sulh, cihanda sulh” ve Türk hariciyesinin sahadaki kazanımları
Konuşmasında Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini anımsatan Aydın, Türk dış politikasının bu düstur çerçevesinde hem ulusal hem bölgesel hem de küresel düzlemde barış ve istikrar için çalıştığını söyledi.
Bu bağlamda:
-
Güney Kafkasya’da otuz yılı aşkın süredir devam eden işgalin sonlandırılması sonrası oluşan normalleşme ve kalkınma zeminine,
-
Libya’da iç çatışmaların görece yatışmasına,
-
Körfez ülkeleri ve Mısır’la yeniden tesis edilen ilişkilerin bölgesel gerilimi düşürmesine,
-
Suriye’de, katkı sunulan süreçler üzerinden kısmen sağlanan huzur ve kardeşlik ortamına,
-
Balkanlar’da Yunanistan ve Sırbistan ile ilişkiler üzerinden Kosova ve Bosna’daki gerilimlerin azalmasına,
özellikle dikkat çekti.
Aydın, “Diplomasi yalnızca siyaset değildir; bilimden sanata, turizmden spora, ekonomiden ticarete çok boyutlu yürütülen faaliyetlerin toplamıdır. Hariciyemiz Asya-Pasifik’ten Afrika ve Latin Amerika’ya uzanan geniş bir alanda etkin bir iletişim ağı kurmuştur.” dedi.
Hariciyenin fedakârlığı ve küresel krizlerde Türkiye’nin rolü
Türk diplomatlarının yalnızca temsil değil, gerektiğinde canları pahasına görev yaptığını vurgulayan Aydın, “Dış temsilciliklerimiz, dünyanın dört bir yanındaki vatandaş, soydaş ve akraba toplulukların sorunlarına çözüm üretirken, ulusal, bölgesel ve küresel dengeleri de gözetmektedir.” ifadelerini kullandı.
Kırım, Ukrayna ve Gazze’de Türkiye’nin duruşu
Prof. Dr. Aydın, Türkiye’nin Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhakına karşı net bir tavır aldığını, işgalin kabul edilemez olduğunu vurguladığını hatırlattı. Batı’nın çelişkili ve tutarsız tavrının Rusya’yı daha ileri hamlelere teşvik ettiğini, bugün gelinen noktanın küresel bir krize dönüştüğünü belirtti.
Buna karşılık, Türk hariciyesinin savaşın en ağır koşullarında bile ateşkes ve diyalog odaklı bir çizgi izlediğini, tarafları barışa yönlendirecek samimi bir irade ortaya koyduğunu ifade etti. Gazze’de de benzer bir kararlı tutum sergilendiğini, Türkiye’nin ateşkes ve insani çözüm çağrısını güçlü şekilde sürdürdüğünü söyledi.
Türk dünyası, Karabağ ve Türk Devletleri Teşkilatı
Aydın, Karabağ’da işgalin sona ermesinin, Türk dış politikasının ve bölgesel denge arayışının önemli bir sonucu olduğunu vurguladı. Buradan hareketle, bir zamanlar uzak hedef gibi görünen Türk dünyası entegrasyonunun, bugün Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında somutlaştığını belirtti.
“Gaspıralı İsmail’in ‘dilde, fikirde, işte birlik’ ideali, bugün Türk Devletleri Teşkilatı ile ete kemiğe bürünmüştür. Hariciyemizin bu süreçteki katkıları görmezden gelinemez.” dedi.
Yunanistan’ın Ege’deki tavrı ve teyakkuz vurgusu
Konuşmasının son bölümünde Ege ve Doğu Akdeniz hattına da değinen Aydın, Yunanistan Savunma Bakanı’nın “Ege’yi füzelerle kapatacağız” açıklamasını talihsiz bulduğunu ifade ederek, adaların silahlandırılması ve bölgede kurulan Amerikan üslerine dikkat çekti.
Her şeye rağmen iyi niyetli ilişkiler ve iş birliğini öncelediklerini belirten Aydın, “Ancak coğrafyanın domine ettiği jeopolitik şartların, dış politika vizyonumuzun oluşmasında başat etken olduğunun da farkındayız. Teyakkuz hâlini elden bırakamayız.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
MHP Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın’ın konuşması MHP sıralarından alkışlarla karşılandı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI