Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu: “Koruyan, geliştiren, üreten sağlık modeliyle Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nı inşa ediyoruz”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2024 yılı kesin hesabı, 2026 yılı bütçe teklifi ve Sayıştay raporları görüşüldü. Komisyona sunum yapan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı” vizyonunu anlatarak aile hekimliğinden şehir hastanelerine, deprem bölgesi yatırımlarından yerli aşı ve tıbbi cihaz üretimine kadar uzanan kapsamlı bir dönüşüm programını ve 2026 yılı için 1 trilyon 475 milyar liralık Bakanlık bütçesini detaylarıyla açıkladı.

Kasım 22, 2025 - 09:27
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu: “Koruyan, geliştiren, üreten sağlık modeliyle Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nı inşa ediyoruz”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun 19’uncu birleşiminde, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları ele alındı. Toplantıya Komisyon Başkanı AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlık etti.

Açılış konuşmasının ardından söz alan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Bakanlığının 2024 yılı kesin hesabı ve 2026 yılı bütçe teklifi üzerine sunum yaptı. Memişoğlu, “Bugün burada aynı hedef doğrultusunda bulunuyoruz; sağlıklı, güçlü ve üreten bir Türkiye. Biliyorum ki bu hedefe milletin iradesini temsil eden siz değerli milletvekillerimizin desteğiyle birlikte ulaşabiliriz.” dedi.

“Sağlıklı Türkiye Yüzyılı” ve üç temel ilke

Bakan Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun sağlık boyutunu “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı” başlığıyla şekillendirdiklerini belirterek, “Bu vizyon üç temel ilke üzerine inşa edilmiştir: Koruyan sağlık, geliştiren sağlık ve üreten sağlık.” ifadesini kullandı.

Memişoğlu, “Koruyan sağlık anlayışıyla vatandaşlarımızın hastalanmadan önce sağlıklı kalmasını hedefliyoruz.” dedi ve birinci basamağın güçlendirildiğini, erken tanı ve tarama programlarıyla hastalıkların oluşmadan önlenmesinin amaçlandığını söyledi. “Geliştiren sağlık yaklaşımıyla bugünün ihtiyaçlarının ötesine geçip geleceğin risklerini de dikkate alıyoruz.” diyen Memişoğlu, insan kaynağı, tesisler ve dijital altyapının sürekli yenilendiğini, sağlığın sosyal belirleyicilerinin politikaların merkezine yerleştirildiğini vurguladı.

Üçüncü ilke olan “Üreten sağlık” kapsamında Türkiye’yi ilaç, aşı, biyoteknoloji, tıbbi cihaz ve sağlık yazılımı üretiminde “bölgesel güç, küresel aktör” hâline getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Memişoğlu, “Artık yalnızca sağlık hizmeti sunan değil; bilimi, teknolojisi ve üretimiyle dünyada sağlık ekosistemine yön veren bir Türkiye inşa ediyoruz.” diye konuştu.

Aile hekimliğinde yeni dönem ve değer bazlı ödeme

Sağlık sisteminin en önemli dayanak noktasının aile hekimliği olduğunu vurgulayan Memişoğlu, “Aile hekimliği sistemimizi günümüzün ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırdık.” dedi. Sunumunda, değer bazlı ödeme sistemine geçildiğini ve teşvik miktarlarının 3 katına çıkarıldığını hatırlatan Memişoğlu, “Aile hekimlerimizi kendilerine bağlı nüfusun sağlığını proaktif biçimde koruyan bir yapının merkezine yerleştirdik.” açıklamasını yaptı.

Bakan Memişoğlu, 1.859 ilacın aile hekimlerince yazılabilir hâle getirildiğini, birçok ilaç raporunun da aile hekimleri tarafından düzenlenebildiğini ifade ederek, “Bu sayede bir yıl öncesine göre 65 milyon başvuru hastaneler yerine aile hekimlerimiz tarafından karşılandı.” bilgisini paylaştı.

Memişoğlu, “Aile sağlığı merkezlerimize 2025 yılının ilk on ayında 374 milyon müracaat oldu.” dedi ve 3 milyon gebe, 2,1 milyon bebek ve 1,1 milyon çocuk izlemi gerçekleştirildiğini kaydetti. Aile hekimlerinin bugün itibarıyla 11 kronik hastalığı izleyebilir ve takip edebilir hâle geldiğini belirten Bakan, “Sadece son bir yılda 35 milyon vatandaşımızın kronik hastalık taramaları gerçekleştirildi, 7,3 milyon kişiye yeni tanı konuldu.” dedi.

Anne ve bebek ölümlerinde tarihsel düşüş, sezaryende gerileme

Anne ve çocuk sağlığının en öncelikli alanlardan biri olduğunu vurgulayan Memişoğlu, “2002 yılında 100 bin canlı doğumda 64 olan anne ölüm oranını, 2024 yılında 11,5’e düşürerek tarihimizin en düşük seviyesine ulaştık.” dedi. Bebek ölüm hızının ise aynı dönemde binde 31,5’ten 8,9’a gerilediğini açıkladı.

Normal doğumu teşvik eden politikalara da dikkat çeken Memişoğlu, Emine Erdoğan’ın himayelerinde 3 Ekim 2024’te başlatılan Normal Doğum Eylem Planı ile uzun yıllardır artış eğiliminde olan primer sezaryen oranının ilk kez düşüşe geçtiğini belirtti. Memişoğlu, “Bir yıl içinde primer sezaryen oranında **4,1 puan, yani yüzde 12,3’lük düşüş sağladık. Bu başarı ‘doğal olan normal doğumdur’ ilkemizin sahada karşılık bulduğunun en somut göstergesidir.” dedi.

Bakan, 3.400 koordinatör ebe ve 1.524 gebe okulu ile anne adaylarının doğuma hazırlandığını, “Annelik Yolculuğu” mobil sağlık uygulamasının devreye alındığını ifade etti.

Tütünle ve yeni nesil bağımlılıklarla mücadele

Memişoğlu, tütünle mücadelede “dumansız Türkiye” vizyonunu güçlendirdiklerini belirterek, “Sigara bırakma polikliniklerinin sayısını bir yılda yaklaşık 2 katına çıkardık, mobil sigara bırakma polikliniklerini hayata geçirdik.” dedi. TBMM’deki sigara bırakma polikliniklerini hatırlatarak milletvekillerine de çağrıda bulundu.

Bağımlılıkla mücadelenin sadece tütünle sınırlı olmadığını vurgulayan Memişoğlu, dijital bağımlılık, online kumar ve benzeri davranışsal bağımlılıklar için tarama, değerlendirme, eğitim ve psikososyal hizmetlerin yürütüldüğünü anlattı. Obeziteyle mücadele kapsamında yürütülen “İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa” kampanyasıyla sadece üç ayda 81 ilde 10 milyondan fazla vatandaşın boy ve kilosunun ölçüldüğünü, sonuçta vatandaşların yüzde 65’inin kilosunun fazla olduğunun tespit edildiğini ve sağlıklı hayat merkezlerindeki diyetisyenlere yönlendirildiğini aktardı.

MHRS’de aynı güne randevu, risk esaslı denetim ve dijital sağlık

Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak için Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinde kapsamlı iyileştirmeler yaptıklarını kaydeden Memişoğlu, “Vatandaşlarımız artık 81 ilde 79 branşın 72’sinde aynı güne randevu alabiliyor.” dedi. Aile hekimlerinin de MHRS üzerinden hastalarına tüm hastanelerden randevu oluşturabildiğini, böylece randevu sorununda önemli mesafe alındığını söyledi.

Denetim süreçlerinde yeni bir döneme geçildiğini ifade eden Memişoğlu, Risk Esaslı Denetim Sistemi (REDES) ile yapay zekâ destekli analiz yöntemlerinin kullanıldığını belirterek, “REDES milyonlarca tıbbi işlem, mali veri ve hasta kaydını eş zamanlı tarayarak olağan dışı durumları tespit ediyor, denetimler artık önleyici ve risk odaklı yürütülüyor.” açıklamasını yaptı.

Dijital sağlıkta Türkiye’nin dünyanın örnek ülkeleri arasında olduğunu kaydeden Memişoğlu, e-nabız, e-rapor, e-reçete ve MHRS sistemleriyle sağlık verilerinin etkin biçimde yönetildiğini, bu sistemlerin uluslararası alanda ödüller aldığını hatırlattı.

1,5 milyonluk “sağlık ordusu” ve artan hizmet kapasitesi

Bakan Memişoğlu, “Bizim en büyük gücümüz, bilgisiyle, vicdanıyla ve fedakârlığıyla hizmet eden sağlık ordumuzdur.” diyerek, 2024 yılı temmuz ayından sonra 14.970’i uzman hekim olmak üzere 99.567 yeni sağlık personeli istihdam edildiğini açıkladı.

Bugün gelinen noktada 61.623 pratisyen hekim, 111.580 uzman hekim, 52.225 diş hekimi, 334.276 hemşire ve ebe ile toplam 1 milyon 470 bin 750 sağlık çalışanının görev yaptığını belirten Memişoğlu, “Türkiye, her gün 3,5 vatandaşına sağlık hizmeti verebilen bir kapasiteye ulaşmıştır.” dedi.

Hizmet kullanımına ilişkin rakamları da paylaşan Bakan, 2024 yılında sağlık hizmetlerine 1 milyar 48 milyon müracaat gerçekleştiğini, bu rakamın 2025 yılının ilk on ayında 930 milyona ulaştığını ifade etti. Yalnızca 2025’in ilk on ayında A, B ve C grubu ameliyat sayısının 4 milyon 600 bine çıktığını bildiren Memişoğlu, palyatif bakım hizmetlerinde son bir yılda yüz binden fazla vatandaşa ulaşıldığını, evde sağlık hizmetleriyle 3 milyon 237 bin kişiye hizmet götürüldüğünü söyledi.

Deprem bölgesine 5.123 yataklı 109 sağlık tesisi

Deprem bölgesine yönelik çalışmalara ayrı bir başlık açan Memişoğlu, “Deprem bölgesinde yalnızca sağlık hizmeti sunmakla kalmadık, bu bölgeyi yeniden ayağa kaldıracak kalıcı sağlık yatırımlarını da hızlandırdık.” dedi. Bölgede 40,8 milyar liralık yatırımla 5.123 yataklı 109 sağlık tesisinin tamamlandığını belirten Memişoğlu, “Depremden etkilenen 11 ilimizde 6 Şubat depremi öncesinde kamu hastanelerinde 23.733 yatakla hizmet sunulurken bugün yüzde 16 artışla 27.503 yatakla sağlık hizmeti veriyoruz.” bilgisini paylaştı.

Hatay Antakya, Defne ve İskenderun Acil Durum Hastaneleri ile Payas, Erzin, Altınözü; Gaziantep Nurdağı ve Oğuzeli; Adıyaman Çelikhan; Kahramanmaraş Merkez, Türkoğlu ve Nurhak Acil Durum Hastanelerinin kısa sürede hizmete alındığını hatırlatan Memişoğlu, toplam 2.096 yatak kapasiteli 12 hastanenin depremzedelerin kullanımına sunulduğunu ifade etti.

Bakan, deprem bölgesinde 400 yataklı Gaziantep Nizip, 300 yataklı Gaziantep Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk, 150 yataklı Osmaniye Düziçi Devlet ve 350 yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk hastanelerinin inşaatlarının tamamlandığını, Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi 300 yataklı ek bina ile 600 yataklı Kahramanmaraş Devlet Hastanesinin de yıl sonuna kadar açılacağını söyledi.

Ayrıca, bölgede 1.700 yataklı Şanlıurfa, 1.000 yataklı Diyarbakır Kayapınar, 1.000 yataklı Kahramanmaraş Yörük Selim Şehir Hastaneleri ve 600 yataklı İskenderun Devlet Hastanesi gibi büyük projelerin yapımının sürdüğünü kaydetti.

Şehir hastaneleri, yeni yatırımlar ve deprem riski

Son yirmi üç yılda mevcut hastanelerin yüzde 80’inin yenilendiğini veya yeniden inşa edildiğini, bu süreçte 794 yeni hastanenin hizmete alındığını belirten Memişoğlu, kamu hastanelerinde toplam yatak sayısının 173 bine, nitelikli yatak sayısının ise 2002’de 7 binden 127 bine çıkarıldığını söyledi. Ayrıca 137 ağız ve diş sağlığı merkezi ve 45 diş sağlığı hastanesiyle hizmet verildiğini aktardı.

Son bir yılda ülke genelinde 3.340 yatak kapasiteli 36 hastanenin tamamlandığını ifade eden Memişoğlu, yapımı büyük oranda tamamlanan Aydın ve Samsun şehir hastaneleri, Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Denizli Acil Durum Hastanesi ve Muş Hasköy Devlet Hastanesi dâhil toplam 29 hastanenin yakın zamanda açılacağını, inşaatı devam eden diğer şehir hastaneleri tamamlandığında 16 bin nitelikli yeni yatağın sisteme kazandırılacağını bildirdi.

Olası depremlere hazırlık kapsamında özellikle İstanbul, İzmir ve Kocaeli’de sağlık altyapılarının güçlendirildiğini belirten Memişoğlu, İstanbul Süreyyapaşa ve Bakırköy Ruh ve Sinir, Diyarbakır Yenişehir, Muğla, Konya ve Tokat şehir hastaneleri için etüt ve proje çalışmalarının sürdüğünü söyledi. “Sağlığın başkenti İstanbul’da 4.050 yatak kapasiteli Sancaktepe Şehir Hastanemizin inşaatı hızla ilerliyor.” diyen Memişoğlu, bu kampüs içinde bağımlılıkla mücadelede bir ilk olacak “Sağlıklı Yaşam Köyü”nün 2026’nın ilk yarısında hizmete alınacağını açıkladı.

Bakan, İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Anadolu yakasının 4’üncü şehir hastanesine dönüştürüleceğini, yapım ihalesi tamamlanan 1.453 yataklı yeni hastanenin inşaatına başlanacağını, Haydarpaşa ve Siyami Ersek hastanelerinin de 2026 yılında inşaat süreçlerinin başlatılmasının planlandığını kaydetti.

Şehir hastanelerinin yalnızca yatak sayılarıyla değil, yüksek teknolojiye sahip altyapıları, modern tıp cihazları, donanımlı ameliyathaneleri ve geniş yoğun bakım kapasiteleriyle öne çıktığını dile getiren Memişoğlu, kamu-özel iş birliği modelinin sağlık altyapısında sürdürülebilir yatırımların ve yüksek hizmet kalitesinin önemli bir kaldıraç olduğunu ifade etti. “Bizim için esas olan milletimize en hızlı, en nitelikli ve en acil sağlık hizmetini sunmaktır.” diyen Memişoğlu, vatandaş için en fazla faydayı sağlayan modelin uygulanmaya devam edeceğini söyledi.

Ambulans filosu, GÖKBEY ve afet hazırlıkları

Acil sağlık hizmetleri hakkında da bilgi veren Memişoğlu, ülke genelinde 6.308 ambulans ve 3.574 acil yardım istasyonuyla hizmet sunulduğunu, yıl sonu itibarıyla 856 yeni ambulansın filoya katılacağını açıkladı. 2025 yılının ilk on ayında 4.235 vatandaşın hava ambulanslarıyla sağlık hizmetine ulaştırıldığını belirten Memişoğlu, “2026 yılı sonu itibarıyla yerli ve millî GÖKBEY helikopter ambulanslarımız da görev başında olacak.” dedi.

Hastane afet planları, 20 bin kişilik UMKE ekibi ve kapsamlı tatbikatlarla özellikle olası İstanbul depremi dâhil tüm afetlere karşı sağlık sisteminin hazır tutulduğunu vurguladı.

Üreten Sağlık, TÜSEB ve yerli aşı-cihaz hamlesi

Üreten Sağlık yaklaşımını, Millî Teknoloji Hamlesi’nin sağlık alanındaki yansıması olarak tanımlayan Memişoğlu, Türkiye’yi tıbbi araştırmaların merkezi yapmak amacıyla klinik araştırma süreçlerinin sadeleştirildiğini, ilaç ruhsat süreçlerinin tamamen elektronik ortama taşındığını ve biyoteknolojinin stratejik öncelik ilan edildiğini söyledi.

TÜSEB’in yeniden aktive edilmesiyle şehir hastanelerinin sağlık teknolojisi geliştiren merkezler hâline getirildiğini, bu kapsamda 20 şehir hastanesinde teknoloji transfer ofisi açıldığını ifade eden Bakan, “Fikirden Ürüne” portalinin Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, özel sektör ve girişimcileri tek ekosistemde buluşturduğunu, fikirden klinik araştırmaya, sertifikasyondan üretim ve pazarlamaya kadar tüm süreçlerin ilk kez tek çatı altında yönetileceğini anlattı.

Memişoğlu, TÜSEB Genom Merkezinin son bir yılda 10.500 biyolojik örnek toplayarak Türkiye’nin Ulusal Gen Bankasının temellerini attığını belirterek, kişiselleştirilmiş hücre tedavisi ve immünoterapinin yerli imkânlarla geliştirildiğini söyledi. Yerli kalp-akciğer makinesi ve yerli glikoz cihazının üretim aşamasına geldiğini, ASELSAN iş birliğiyle geliştirilen mobil röntgen cihazında seri üretime geçildiğini ifade etti.

En önemli çalışmalardan birinin aşı üretimi olduğunu vurgulayan Memişoğlu, kuduz ve maymun çiçeği aşılarının preklinik çalışmalarının tamamlandığını, Hepatit A, verem, pnömokok dâhil 13 aşının geliştirme süreçlerinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini dile getirdi. “2025 yılı itibarıyla 186 ülkeye ilaç ihracatı gerçekleştirdik. Bu da Türkiye’nin küresel sağlık sanayisindeki rekabet gücünün en somut göstergesidir.” dedi.

Organ nakli, TÜRKÖK ve geleneksel tıp uygulamaları

Türkiye’de 150 nakil merkezinde her yıl ortalama 5 bin organ nakli yapıldığını hatırlatan Memişoğlu, “Organ bağışı sürecini kolaylaştırmak için ‘Her Bağış Yeni Bir Hayattır’ anlayışıyla önemli bir düzenleme yaptık.” dedi. Vatandaşların artık e-Devlet üzerinden organ bağışı yapabildiğini, tüm vatandaşlara e-nabız üzerinden organ bağışına katılma çağrısında bulunduğunu söyledi.

Memişoğlu, Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) aracılığıyla 2015’ten bu yana yaklaşık 8 bin hastaya uygun hücre temin edildiğini, böylece bu alandaki dışa bağımlılığın ortadan kaldırıldığını ifade etti. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları için çıkarılan kılavuzlarla usul ve esasların standart hâle getirildiğini, “Anadolu tıbbının geleneksel uygulamalarını modern tıbbın kanıta dayalı yaklaşımıyla bütünleştirdiklerini” belirtti.

2026 yılı bütçe rakamları ve yeni hedefler

Sunumunun sonunda 2026 yılı bütçe rakamlarını açıklayan Memişoğlu, “Sağlık Bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatı bütçesi 1 trilyon 475 milyar TL; TİTCK bütçesi 2 milyar 512 milyon TL; TÜSEB bütçesi 2 milyar 451 milyon TL; Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü bütçesi 1 milyar 256 milyon TL olarak teklif edilmiştir.” dedi.

Önümüzdeki dönem hedeflerine ilişkin olarak, aile hekimliği ve temel sağlık hizmetlerini güçlendirerek koruyucu sağlık hizmetlerini sistemin merkezinde tutacaklarını, hareketli yaşamı teşvik eden ve sağlıksız beslenmeyle mücadeleyi güçlendiren politikaları yaygınlaştıracaklarını söyledi. Tütün kullanımı ve bağımlılıkla mücadelede yeni uygulamalara geçileceğini, Normal Doğum Eylem Planı’nın ikinci aşamasına geçilerek tıbbi zorunluluk dışındaki sezaryen oranlarının daha da düşürülmesinin hedeflendiğini ifade etti.

Memişoğlu, kanser tarama ve teşhis süreçlerinin uçtan uca izlenebilmesi için teknik altyapının güçlendirileceğini, hasta ve çalışan haklarını daha kapsamlı koruyan mevzuat değişikliklerinin yapılacağını, palyatif bakım merkezleri, evde sağlık hizmeti ve aile hekimliği birimlerinin uzaktan sağlık hizmeti desteğiyle entegre edileceğini açıkladı. Ayrıca yeni ilaç fiyatlandırma modelinin devreye alınacağını, geri ödeme yöntemlerinin revize edileceğini, iyi hekimlik uygulamalarını teşvik etmeyi sürdüreceklerini söyledi.

Üniversite hastanelerinin eğitim, araştırma ve hizmet sunumunda daha iyi noktaya taşınması için Yükseköğretim Kuruluyla iş birliğinin devam edeceğini vurgulayan Memişoğlu, tüm sağlık kurumlarında kalite standartlarına dayalı akreditasyon süreçlerinin yaygınlaştırılacağını, “Health Türkiye” portalinin geliştirileceğini, USHAŞ’ın sağlık turizmindeki uygulayıcı rolünün yanında düzenleyici yönünün de güçlendirileceğini kaydetti. Turistik yatak kapasitesi ve termal kaynakların modern rehabilitasyon ve sağlıklı yaşam programlarıyla bütünleştirilerek uluslararası sağlık turizmi kapasitesinin artırılmasının hedeflendiğini söyledi.

Memişoğlu, “Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sağlığı önceleyen, insana yatırım yapan ve geleceği planlayan bir anlayışla çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı ve bütçenin hayırlı olması temennisinde bulundu.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI