AK PARTİLİ YAŞAR KIRKPINAR: “TÜRK DİPLOMASİSİ SON ASIRLARIN EN BAŞARILI DÖNEMİNİ YAŞIYOR, TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNE SABIRLA İLERLİYORUZ”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerine AK Parti Grubu adına konuşan İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, küresel sistemde artan kutuplaşmaya, uluslararası örgütlerin işlev kaybına ve değişen sınırlar gerçeğine dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığını “dünyanın en büyük üçüncü diplomatik temsil ağıyla sahada ve masada etkin bir güç” olarak nitelendiren Kırkpınar, girişimci ve insani dış politika anlayışıyla Türkiye’nin hem barışın hem de küresel adalet arayışının merkezinde yer aldığını söyledi. Gazze’de yaşananları “son asrın en vahşi ve barbar soykırımlarından biri” şeklinde tanımlayan Kırkpınar, Türkiye’nin 102 bin tonun üzerindeki insani yardımı, uluslararası platformlardaki girişimleri ve hukuk zeminindeki adımlarıyla “zalimlerin karşısında durmaktan bir an bile imtina etmediğini” vurguladı; savunma sanayii, terörle mücadele ve “terör tehdidinin tamamen sıfırlandığı bir Türkiye” hedefi üzerinden de Dışişleri bütçesine güçlü destek mesajı verdi.

Kasım 18, 2025 - 21:53
Kasım 19, 2025 - 13:37
AK PARTİLİ YAŞAR KIRKPINAR: “TÜRK DİPLOMASİSİ SON ASIRLARIN EN BAŞARILI DÖNEMİNİ YAŞIYOR, TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNE SABIRLA İLERLİYORUZ”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı kesin hesabı ve 2026 yılı bütçe görüşmelerinde AK Parti Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, konuşmasına Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve bakanlık heyetine hitap ederek başladı. Kırkpınar, “Sayın Bakanım, bütçenizin hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.” diyerek, Bakanlığın önemine dikkat çekti.

“Uluslararası İlkelerin Uygulanmadığı, Sınırların Değiştiği Bir Dönemden Geçiyoruz”

Küresel düzeyde yaşanan dönüşümleri değerlendiren Kırkpınar, “Uluslararası her türlü örgütün işlevini kaybettiği, küresel sermayenin giderek kutuplaştığı, tekleştiği bir süreçten geçiyoruz.” ifadelerini kullandı. Dünyada genel kabul görmüş ilkelerin “ne geçmişte ne de bugün tam olarak uygulanmadığının” altını çizerek, “Özellikle son zamanlarda bunun bariz ve belirgin olarak hissedildiğini üzülerek görüyor ve izliyoruz.” dedi.

Mevcut tabloyu “sınırların hem fiziki hem de siyasi olarak değiştiği, var olan hiçbir şeyin aslında kalıcı ve garanti olmadığı” bir dönem olarak tanımlayan Kırkpınar, bu şartların Dışişleri Bakanlığının ve diplomasinin önemini katladığını vurguladı. “Tüm bu ve benzeri hadiseler gösteriyor ki Dışişleri ve diplomasi her zamankinden çok daha önem arz ediyor ve çok daha kıymetli.” diyen Kırkpınar, Bakanlığın “ülkemiz, bölgemiz ve dünya için çok önemli bir misyon temsil ettiğini” belirtti.

Bakan Hakan Fidan ve ekibine güvendiklerini vurgulayan Kırkpınar, “Bu ve benzeri konuların ve meselelerin daha derinlerinin bilincinde ve fevkinde olduğunuza da biz canıgönülden inanıyoruz.” diyerek, “Yaptıklarınızdan ve bize yaşatmış olduğunuz gururdan dolayı, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere size ve ekibinize teşekkür ediyoruz.” ifadesini kullandı.

“Bu Coğrafyada Huzur ve Barış İçin Devlet Olarak Çok Güçlü Olmak Zorundayız”

Konuşmasında Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın tarihî ve stratejik yüküne dikkat çeken Kırkpınar, “Bizler çok zor ve kadim bir coğrafyada yaşıyoruz, binlerce yıldan beri yaşadığımız bu coğrafyanın tarihî ve kültürel sorumluluklarını taşıyoruz.” dedi. Türk milletinin Malazgirt’ten İstanbul’un fethine, Çanakkale’den Dumlupınar’a, Kurtuluş Savaşı’ndan 15 Temmuz’a kadar ağır bedeller ödediğini hatırlatarak, “Bu bölgede yaşamış olmanın çok ağır bedellerini milyonlarca insanımızı şehit ve gazi vererek ödedik.” değerlendirmesinde bulundu.

Tarihte güçlü olunan dönemlerde bölgeye barış ve huzur taşındığını vurgulayan Kırkpınar, “Geçtiğimiz, gittiğimiz her yere, her bölgeye barış ve huzur götürmüştük. Sonra zayıfladık; ne zaman ki güçsüzleştik işte o zaman, hem bölgede hem de dünyada huzursuzluklar baş gösterdi.” dedi. Haksızlıkların, hukuksuzlukların ve zulmün arttığı, sınırların değiştiği bu dönemlerin “gücün kaybedildiği dönemler” olduğuna işaret etti.

Bu çerçevede Türkiye’nin güçlü olmak zorunda olduğunu ifade eden Kırkpınar, “Hem ülkemizin hem de dünyanın huzurunun, barışın ve kardeşliğin yaşaması için, haksızın değil haklının, güçlünün değil zayıfın da huzurlu yaşadığı bir dünya için özellikle biz, devlet olarak çok güçlü olmak zorundayız.” dedi. Türkiye’nin her alandaki gücünün “barış, huzur ve refah” anlamına geldiğini belirterek, “Biz 86 milyon bir ve beraber olursak, kardeş olursak bunu tekrar başarabilir ve dünyaya bu bağlamda huzur getirebiliriz.” sözleriyle birlik vurgusu yaptı.

“Dünyanın En Büyük Üçüncü Diplomatik Temsil Ağıyla Sahada ve Masada Etkiniz”

Dışişleri Bakanlığının kurumsal kapasitesine değinen Kırkpınar, “Etrafı krizlerle çevrili bir bölgede, millî çıkarlar ile tarihî sorumluluklar çerçevesinde, sahada ve masada etkin bir varlık gösterdiğimizi müşahede ettik.” dedi. Türkiye’nin diplomatik ağını “dünyanın en büyük 3’üncü diplomatik temsil ağı” olarak tanımlayarak, Bakanlığın yürüttüğü faaliyetlerin millî çıkarların korunmasında kilit rol oynadığını vurguladı.

Bakanlıkta sürdürülen yeniden yapılanma ve kapasite artışına dikkat çeken Kırkpınar, “Dışişleri Bakanlığımızın millî çıkarlarımızın korunması amacıyla yürüttüğü faaliyetlerin daha etkin kılınması için gerçekleştirilen düzenleme ve yeniden yapılanma çalışmalarının devam ettiğini biliyor ve yaptığınız çalışmaları her zaman desteklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum.” dedi.

Terörle mücadele, yurtdışındaki vatandaşlara yönelik hizmetler ve küresel gelişmelerin yakından izlenmesi gibi başlıklarda yürütülen çalışmaları “ülkemiz ve milletimiz adına gurur verici” olarak niteleyen Kırkpınar, dış politikanın Türkiye Yüzyılı vizyonunun da ana sütunlarından biri olduğunu söyledi.

“Türkiye Yüzyılı’nın Dış Politikası: Girişimci ve İnsani Yaklaşım”

AK Parti İzmir Milletvekili, dış politikayı “Türkiye Yüzyılı’nın politikası” olarak tanımladı: “Devletimizin ve milletimizin büyüklüğünü, güvenliğini ve refahını güçlendirmeyi hedefleyen ve bölgesindeki bir çekim merkezi olan dış politikamız, aynı zamanda Türkiye Yüzyılı'nın da politikasıdır.” dedi. Eğitimden tarıma, savunma sanayisinden ekonomiye kadar her alanda Türkiye’yi yeni yüzyılın en güçlü aktörlerinden biri hâline getirmek için çalıştıklarını vurguladı.

Türkiye’nin girişimci ve insani dış politikasının küresel istikrar ve adalet arayışına dayandığını belirten Kırkpınar, “Küresel düzeyde istikrarı, adaleti ve insani dayanışmayı güçlendirmeye yönelik dış politikamız, Türkiye'yi barışa ve küresel adalete katkı sunan güvenilir bir aktör konumuna da taşımaktadır.” dedi. Millî çıkarları gözeten vizyoner anlayışla Türkiye’nin küresel etkinliğinin güçlendirildiğini, savunma ve güvenlik alanlarında caydırıcılığın yükseltildiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanının “Dünya 5’ten büyüktür” şiarına ve “daha adil bir dünya mümkün” anlayışına vurgu yapan Kırkpınar, “Bir taraftan daha adil bir dünya inşa edilmesi için kapsayıcı, şeffaf, hesap verebilir küresel bir yönetişim sisteminin tesis edilmesi için çaba sarf etmekteyiz.” sözleriyle Türkiye’nin uluslararası sistem eleştirisini dile getirdi. “Onurlu, sabırlı, kararlı ve basiretli bir tavırla Türkiye'nin hakkını ve hukukunu her alanda güçlü bir şekilde savunuyoruz.” diye ekledi.

“Türk Diplomasisi Son Asırların En Başarılı Dönemini Yaşıyor”

Türkiye’nin uluslararası alanda oynadığı role dikkat çeken Kırkpınar, “Uluslararası planda fikirlerine başvurulan, önerileri dikkate alınan, kimi zaman ara bulucu, kimi zaman kolaylaştırıcı olarak sorunlara çözüm üreten bir diplomatik güç hâline geldik hamdolsun.” dedi. Türk diplomasisinin performansını “son asırların en başarılı dönemi” olarak nitelendirerek, “Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki, Türk diplomasisi son asırların en başarılı dönemini yaşamaktadır.” ifadesini kullandı.

Ukrayna krizindeki duruşu bu politikanın en net örneklerinden biri olarak gösteren Kırkpınar, “Ukrayna krizindeki tutumumuz, ülkemizin barışı, istikrarı, insanı ve insan hayatını merkeze alan dış politikasının en bariz örneğidir.” dedi. Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde inisiyatif alan, yapıcı ve aktif siyaset yürüten Türkiye’nin “gerilim peşinde koşmadığını, kimden gelirse gelsin baskılara boyun eğmediğini” vurguladı.

“Dört Bir Yanımızda Savaş Varken Tüm Taraflarla Ahlaki ve Adil İlişki Kurabilen Tek Ülkeyiz”

Bölgede ve dünyada artan kriz ortamına rağmen Türkiye’nin farklı bir çizgi izlediğini belirten Kırkpınar, “Dört bir yanımızda savaşın, çatışmaların ve gerilimlerin arttığı bir dönemde tüm taraflarla eşit, ahlaki, adil bir ilişki tesis ederek barış için samimiyetle gayret gösteren tek ülke konumundayız.” dedi. Millî menfaatler, uluslararası ilkeler ve çok yönlü dengeler üzerinde hem masada hem sahada önemli bir performans ortaya konulduğunu kaydetti.

Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine atıf yapan Kırkpınar, “Bu vizyona katkı sağlamayı hedefleyen girişimci ve insani dış politikamızla ulusal güvenliğimizi ve çıkarlarımızı teminat altında tutarken eş zamanlı olarak insanlığın ortak hedeflerine de artan ölçüde katkıda bulunmaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gazze: “Son Asrın En Vahşi ve Barbar Soykırımlarından Biri”

Konuşmasında geniş yer ayırdığı başlıklardan biri de Gazze oldu. Kırkpınar, “Geçtiğimiz iki yıl boyunca son asrın en vahşi, en barbar soykırımlarından birine sahne olan Gazze'yi de gündemimizden hiç düşürmedik.” dedi. Gazze’de çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 70 binden fazla Filistinlinin İsrail saldırılarında hayatını kaybettiğini, 170 bin kişinin yaralandığını hatırlatarak, “Dev bir enkaz yığınına dönen Gazze'de hâlâ ulaşılamayan şehit cenazeleri var.” sözlerini kullandı.

Maddi tahribatın yanında, psikolojik yıkıma da işaret eden Kırkpınar, “Enkazlar kaldırılsa bile anne babaların gözlerinin önünde öldürülen masum çocukların yaşadığı travmanın izleri belki de hiçbir zaman silinmeyecek.” dedi. Uluslararası kuruluşların kayıtsızlığının Gazzelilerin kalbinde açtığı yaraların da “belki hiçbir zaman tam manasıyla iyileşmeyeceğini” söyledi. “Bu gaddarlık ve soykırım hiçbir zaman unutulmayacak.” ifadesiyle İsrail’e tepkisini dile getirdi.

Türkiye’nin ilk günden itibaren en güçlü tepki veren ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Kırkpınar, “Türkiye olarak İsrail saldırılarının başladığı ilk günden itibaren bu soykırıma en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri olduğumuzu burada bir kere daha ifade etmek istiyorum.” dedi.

“102 Bin Tonun Üzerinde İnsani Yardım, Hukuk Zemininin Kullanılması ve Diplomasi”

Gazze’ye yönelik yardım ve diplomatik girişimlere ilişkin somut rakamlar paylaşan Kırkpınar, “Türkiye olarak 102 bin tonun üzerindeki insani yardımımızla, uluslararası platformlardaki girişimlerimizle, hukuk zemininde attığımız adımlarla zalimlerin karşısında durmaktan bir an bile imtina etmedik, etmeyeceğiz.” dedi.

Kalıcı ateşkesin sağlanması ve adil bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Kırkpınar, “Kalıcı ateşkesin temini ve adil bir barışın sağlanması yolunda büyük çaba sarf ederek İslam İş Birliği Teşkilatı, Arap Ligi, Gazze Temas Grubu ve uluslararası toplumun vicdan sahibi üyeleriyle birlikte Gazze'deki kardeşlerimizin uğradığı bu mezalimi her daim uluslararası toplumun gündeminde tuttuk, tutmaya devam edeceğiz.” sözleriyle süreci anlattı.

Katar ve Mısır başta olmak üzere sürece destek veren bölge ülkelerine teşekkür eden Kırkpınar, bu örnek dayanışmanın daha güçlü ve kararlı şekilde süreceğine inandıklarını ifade etti. Buna rağmen “terör devleti İsrail'in anlaşmadan sonra da saldırılarına devam ettiğini” üzülerek izlediklerini belirtti ve “Yalnızca sivilleri değil, barışa giden yolu da hedef alan bu saldırılar, İsrail-Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözümü bulma anlayışının önüne asla geçemeyecektir.” dedi.

Ukrayna, Güney Kafkasya, Balkanlar ve Türk Dünyası

Kırkpınar, Rusya-Ukrayna savaşının “herkesin gözleri önünde büyük bir insani trajediye dönüştüğünü” belirterek, savaşın başından bu yana adil bir barış için Türkiye’nin çaba gösterdiğini hatırlattı. Güney Kafkasya’da Azerbaycan ve Ermenistan’la birlikte kalıcı barış ve istikrar adına önemli adımlar atıldığını söyleyen Kırkpınar, “Azerbaycan'la ve Ermenistan'la birlikte Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve istikrar adına önemli adımlar attık, atmaya devam ediyoruz.” dedi.

Balkanlar’da yapıcı diplomasi yürütüldüğünü, Orta Doğu’da barış ve istikrara yönelik girişimlerle Türkiye’nin bölgesel rolünü pekiştirdiğini vurgulayan Kırkpınar, Türk dünyasını “tasada ve sevinçte bir olduğumuz kritik bir bölge” olarak tanımladı. Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde ilişkilerin “sürekli geliştiğini ve serpildiğini” belirtti; 6 Şubat depremlerinin ardından “Can Azerbaycan başta olmak üzere kardeş ülkelerin yardımlarını asla unutmadıklarını” söyledi.

Suriye, Göç ve “Ensar Bilinci” Vurgusu

Komşu ülkeler Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü desteklediklerini belirten Kırkpınar, bu ülkelerin topraklarından Türkiye’ye yönelen her türlü tehdide karşı mücadele edildiğini vurguladı: “Komşularımız Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünü desteklerken bu 2 ülkenin topraklarından ülkemizi hedef alan her türlü tehdide karşı kararlılıkla mücadele ediyoruz.” dedi.

Suriyelilerin on dört yıla yaklaşan süreçte ağır bedeller ödediğini hatırlatan Kırkpınar, “Baas rejiminin ve terör örgütlerinin saldırılarında 1 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz can verdi; 3,6 milyonu Türkiye olmak üzere, milyonlarcası başka ülkelere göç etmek, hicret etmek zorunda kaldı.” sözleriyle tabloyu özetledi. Türkiye’nin bu süreçte “ensar bilinciyle” hareket ettiğini vurgulayarak, “Bizler, bu süreçte, Suriyeli muhacirlere ensar bilinciyle ev sahipliği yaptık, kardeşlik ve komşuluk görevimizi en güzel şekilde yerine getirmeye gayret ettik.” dedi ve “Allah'a hamdolsun, sonunda zafere ulaşan Suriyeli mazlumlar oldu.” ifadelerini kullandı.

İnsani Yardım ve Karadeniz Tahıl Girişimi

Türkiye’nin sadece krizlerin değil, insani sorunların çözümünde de öne çıktığını ifade eden Kırkpınar, “Türkiye'nin dünyanın önde gelen insani yardım sağlayıcılarından biri olması, köklü tarihimiz ve değerlerimizden kaynaklanan sorumluluğumuzun da bir kanıtıdır.” dedi. Türkiye’nin küresel dayanışmanın güçlendirilmesinde öncü rol oynamayı kararlılıkla sürdürdüğünü vurguladı.

Birleşmiş Milletlerin azalan etkinliğinin yarattığı boşluk ve çok katmanlı zorluklara rağmen Türkiye’nin dış politikasının merkezine diyalog ve arabuluculuğu yerleştirdiğini belirten Kırkpınar, Karadeniz Tahıl Girişimi’ni bu yaklaşımın en belirgin örneği olarak gösterdi: “Kısa süre önce hayata geçirdiğimiz Karadeniz Tahıl Girişimi bu yaklaşımın en belirgin örneği olup hem bölgesel hem de küresel güvenlik ve istikrara somut katkılar sağlamaktadır.” dedi.

Kafkasya’dan Afrika’ya, Orta Doğu’dan Balkanlar’a uzanan geniş bir coğrafyada Türkiye’nin çatışmaları adil diplomatik çözüme kavuşturma ve sürdürülebilir barış tesis etme sorumluluğunu üstlenmekten çekinmediğini vurguladı.

Savunma Sanayii ve Gençlere Güven: “Artık Takip Eden Değil Takip Edilen Bir Devletiz”

Konuşmasının son bölümünde savunma sanayii ve güvenlik politikalarına değinen Kırkpınar, “Son yirmi üç yılda, savunma sanayi diplomasisi ve güvenlik başta olmak üzere attığımız adımlarla Türkiye'yi göz ardı edilemez bir ülke hâline getirdi.” dedi. Savunma sanayisinde “gizli, açık tüm engelleme çabalarına rağmen tarih yazmaya devam ettiklerini” belirterek, yerli ve millî savunma projelerinin hızla devreye alındığını söyledi.

Avrupalı müttefiklerle “kazan-kazan” temelinde savunma iş birliğinin güçlendirildiğini ifade eden Kırkpınar, “Mazlumun zalime boyun eğmediği, güçlünün güçsüzü ezmediği adil bir dünya için diplomatik, askerî, siyasi, ticari ve ekonomik tüm imkânlarımızı seferber ettik.” dedi. Türkiye’nin ihtiyaç duyulan her yerde yardım ulaştırdığını, “nerede ihtiyaç duyulduysa oraya koştuğunu” vurguladı.

Kırkpınar, “Muhannete muhtaç olmamak için de kendi teknolojimizi kendimiz üretmeye başladık.” diyerek, savunma sanayindeki dönüşümü “Artık yalnızca takip eden değil takip edilen bir devletiz.” sözleriyle özetledi. “Son teknolojiye sahip hava, kara ve deniz araçlarımızla destan yazmaya devam ediyoruz.” diyen Kırkpınar, 3.500’ü aşkın savunma şirketi ve 100 binin üzerindeki nitelikli personelle küresel barış ve güvenliğe katkı sağlandığını kaydetti.

Gençlere güven vurgusu yapan Kırkpınar, “Onlar ‘Yapamazsınız.’ diyorlardı, biz ‘Yaparsa bu ülkenin evlatları yapar.’ diyerek yola koyulduk. Bu ülkenin genç beyinlerine inandık ve onlara güvendik.” dedi. Eleştirilere rağmen savunma projelerinin hayata geçirildiğini vurgularken, “‘Boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın, başınızı belaya sokmayın.’ diyenlere rağmen yaptık. ‘Siz teknolojiden ne anlarsınız, oturun oturduğunuz yerde.’ diyenlere rağmen bütün bunları başardık.” ifadelerini kullandı. “Ülkesini sınır ötesindeki muhaliflere şikâyet edenler değil tam bağımsız bir Türkiye için çalışanlar, üretenler ve ter dökenler başardı -hamdolsun- size rağmen.” sözleriyle muhalefete cevap verdi.

“Terör Tehdidinin Tamamen Sıfırlandığı Bir Türkiye’yi İnşa Etmekte Kararlıyız”

Güvenlik boyutunda “terörsüz Türkiye” hedefini yineleyen Kırkpınar, “Sayın Bakanım, terör tehdidinin tamamen sıfırlandığı, her metrekaresinde güvenliğin ve huzurun en üst seviyede egemen olduğu bir Türkiye'yi inşallah sabırla, azimle, sağduyu ve soğukkanlılıkla inşa etmekte de kararlıyız.” dedi.

Devletin tüm imkânlarının kullanıldığını belirten Kırkpınar, “Devletimizin uhdesindeki her türlü imkânı kullanarak, her türlü tahrike karşı basiretli davranarak devletimizin ciddiyetine ve engin tecrübesine yakışır şekilde bu hassas süreci suhuletle yöneteceğiz.” ifadelerini kullandı. Terörle mücadelede toplumsal birlik vurgusu yaparak, “Birbirimize her zamankinden daha sıkı kenetlenerek, kardeşliğimizi perçinleyerek, özellikle farklılıklar yerine müşterek noktalara odaklanarak terörsüz Türkiye hedefimize hep birlikte vasıl olacağız.” dedi.

Cumhuriyetin 102 yıllık birikimini hatırlatan Kırkpınar, “Millet olarak birlikte kurduğumuz ve tam yüz iki yıl boyunca yine birlikte yaşattığımız cumhuriyetimizi 86 milyon el ele, gönül gönüle vererek daha da yüceltmek için çalışmalarımıza inşallah devam edeceğiz.” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Şehit Diplomatlara Vefa ve Bütçeye Destek Mesajı

Devleti temsilen yurtdışında görev yaparken şehit edilen diplomatları da anan Kırkpınar, “Son olarak, dünyanın farklı köşelerinde devletimizi temsilen görev yaparken şehit düşen diplomatlarımızı rahmetle yâd ediyor, Rabb'imden şehit diplomatlarımızla birlikte tüm şehitlerimize rahmetiyle muamele eylemesini niyaz ediyorum.” dedi.

Dışişleri Bakanlığının çalışmalarından gurur duyduklarını vurgulayan Kırkpınar, “Sayın Bakanım, her bir politikasından gururla bahsettiğimiz ve çalışmalarıyla uluslararası alanda göğsümüzü kabartan Dışişleri Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, çalışmalarınızda üstün başarılar diliyorum.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI