CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı: “Polis bu memleketin polisi, AKP’nin kolluk gücü değil; bu ülkede gerçek anlamda huzur kalmadı”
CHP Antalya Milletvekili Av. Cavit Arı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı 2026 yılı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, ülkede can güvenliği ve toplumsal huzurun ciddi biçimde zedelendiğini söyledi. Saraçhane başta olmak üzere çok sayıda eylemde polisin iktidar lehine, yurttaşlara karşı hasmane tavır sergilediğini savunan Arı, milletvekillerine yakın mesafeden biber gazı sıkıldığını, zeytinini, suyunu korumaya çalışan köylü ve çevrecilere jandarma müdahalesinin tepki yarattığını vurguladı. Belediyelerin ödenmeyen EDS alacaklarının mahsup edilmesi, Korkuteli için hayvan barınağı desteği, 15 Temmuz şehidinin babasından beylik tabancası için istenen sağlık raporu ücreti ve şehit anne–babalarına da hak tanınması talebini gündeme getiren Arı, küçük otel ve pansiyonların kimlik bildirim sistemi nedeniyle ruhsat iptaliyle karşı karşıya kaldığını belirterek esneklik istedi. Esenyurt Belediyesi’ne yönelik kayyum uygulamasının son bulması ve Belediye Başkanı Ahmet Özer’in göreve iadesi çağrısında bulunan Arı, Suriyelilerin sayısı, Türkiye’de doğanların kaydı ve seçmen olan yabancı sayısına ilişkin sorular yöneltti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçe görüşmeleri sürerken, CHP Antalya Milletvekili Av. Cavit Arı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldı. Konuşmasında İçişleri Bakanlığının temel görevinin “ülkenin huzurundan sorumlu olmak” olduğunu hatırlatan Arı, mevcut tabloyu bu açıdan sorguladı.
“Sayın Bakan, bu ülkede gerçekten huzur olduğunu düşünüyor musunuz?”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya doğrudan hitap eden Cavit Arı, “Sizce bu ülkede huzur var mı? Siz, bu ülkede huzur olduğunu görüyor musunuz ya da düşünüyor musunuz?” sorularını yöneltti. Toplumda genel bir infial hâli olduğuna dikkat çeken Arı, ekonomik sorunlar, sosyal baskı ve artan stresle birlikte insanların birbirine tahammülünün kalmadığını söyledi.
Arı, sokaktaki şiddet iklimini şöyle anlattı:
“Artık sokakta kimsenin kimseye yan bakmaya cesaret edemediği, ‘Beni solladın.’ bahanesiyle sopalarla insanların linç edildiği bir ülke hâline geldik. Bakkalda bozuk para üstü tartışmasından sonra üç kişi girip esnafı tekme tokat, sopalarla linç ediyor; sonra da elini kolunu sallayarak geziyor.”
Bu ortamda can güvenliğinin ciddi biçimde zedelendiğini söyleyen Arı, asıl sorgulanması gereken yerin İçişleri politikaları olduğunu vurguladı.
“Polisi, jandarmayı bir partinin kolluğu gibi kullanmayın”
Polis ve jandarmanın sadece iktidarın değil, tüm milletin güvenlik gücü olduğunu dile getiren Arı, “Kolluk kuvvetleri sadece bir iktidarın kolluk kuvveti ve ‘kendinden olmayana hasmane tavır sergilesin’ diye alana sürülen bir güç hâline gelmemeli.” dedi.
Miting ve toplumsal etkinlik girişlerinde yaşanan uygulamalara dikkat çeken Arı, “Alana girerken vatandaş adeta zorlanarak, itilerek sokuluyor. Polis de bizim polisimiz, jandarma da bizim jandarmamız. Siz, ‘bizden yana–bizden olmayan’ ayrımını o insanlara empoze etmeyin.” ifadelerini kullandı.
Saraçhane başta olmak üzere birçok şehirde yapılan protestolara değinen Arı, “Karşınızdaki insanlar bu ülkenin düşmanı değil, yabancı unsur değil; bu ülkenin vatandaşı.” diyerek sert müdahalelere tepki gösterdi.
Saraçhane müdahalesi: “Milletvekilinin gözüne yarım metreden biber gazı sıkıldı”
Saraçhane olaylarında yaşadıklarını da aktaran Cavit Arı, polisin orantısız güç kullandığını savundu. “Yanımdaki milletvekili arkadaşın gözüne yarım metreden biber gazı doğrudan hedef alınarak sıkıldı, ben tesadüfen kenarda kaldım.” dedi.
Bu talimatların nasıl verildiğini sorgulayan Arı, İçişleri Bakanına dönerek, “Bu talimatları siz verirken gerçekten vicdanınız el veriyor mu? Bu emirler sizin bilginizle mi, yoksa müdürlerin tasarrufuyla mı uygulanıyor?” diye sordu.
“Sizin göreviniz siyasi ayrım yapmak değil, toplumda huzuru sağlamak.” diyen Arı, kendi arazisini, zeytinliğini, su kaynağını korumaya çalışan köylü ve çevrecilerin jandarma müdahalesine maruz kaldığını hatırlattı:
“Zeytinini kurtarmaya çalışan teyze, suyunu korumaya çalışan amca… Bunlar o bölgenin insanı, memleketine sahip çıkmaya çalışan çevreciler. Onlara saldıran jandarma-polis görüntüsü istemiyoruz.”
“Polis bu memleketin polisi, bir partinin değil”
Cavit Arı, kolluk güçlerinin siyasallaşmasının sokağa da yansıdığını belirterek, “Polis sadece sizin ve AKP’nin polisi değil, jandarma da sadece iktidarın jandarması değil. Böyle bakmayın, böyle baktırmayın. Polis de, asker de bu memleketin.” dedi.
İçişleri Bakanının ve iktidarın tutumunun, güvenlik güçlerinin “sadece belirli bir siyasi kesime aitmiş” gibi algı oluşmasına yol açtığını ileri süren Arı, “Bu algı sokağa sirayet ediyor, toplumsal huzuru daha da bozuyor.” uyarısında bulundu.
“Belediyelerin EDS alacakları ödenmiyor; SGK ve vergi borçlarıyla mahsup yetkisi verin”
Konuşmasının ikinci bölümünde, İçişleri Bakanlığı ile ilişkili yerel yönetim sorunlarını gündeme taşıyan CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, birçok belediyenin EDS (Elektronik Denetleme Sistemi) gelir alacağı bulunduğunu söyledi.
Belediye başkanlarından gelen talepleri aktaran Arı, “Belediyelerin EDS ücreti alacakları var. Bu alacaklar bugüne kadar yeterli düzeyde ödenmedi. Belediyeler bu alacakların ödenmesini bekliyor.” dedi. Ödeme yapılamayacaksa alternatif bir çözüm öneren Arı, “Hiç değilse bu alacakların belediyelerin vergi ve SGK borçlarıyla mahsup edilebilmesi için temlik yetkisi verin. Belediyeler en azından ekonomik olarak biraz nefes alır.” çağrısında bulundu.
Korkuteli hayvan barınağı talebi
Antalya ili Korkuteli ilçesinden gelen özel bir talebi de dile getiren Arı, ilçenin özellikle yaz aylarında nüfusunun çok arttığını, buna paralel olarak sokak hayvanları ve barınak sorununun büyüdüğünü belirtti.
“Korkuteli Belediyesinin, hayvan barınağı konusunda İçişleri Bakanlığınızdan destek talebi var. Nüfus artışı nedeniyle mevcut kapasite yetmiyor, bu konuda Bakanlığınızın yardımını bekliyoruz.”
15 Temmuz şehidinin babasından beylik tabancası için 1.300 TL sağlık raporu ücreti
Şehitlik uygulamalarında yaşanan eşitsizliklere de değinen Cavit Arı, Antalyalı bir şehit ailesinin kendisine ilettiği mesajı Komisyonla paylaştı. 15 Temmuz sürecinde şehit olan bir polis memurunun anne ve babasının yaşadıklarını anlatan Arı, şehidin babasına hatıra olarak verilmek istenen beylik tabancası için sağlık raporu istendiğini söyledi:
“Baba sağlık raporu almak için hastaneye gidiyor, kendisinden 1.300 lira ücret isteniyor. Mesele sadece para değil; evladını kaybetmiş bir anne-babadan, şehidin tabancasını almak için ücret istenmesi manevi açıdan çok incitici.”
Mevzuatta çoğu düzenlemenin sadece şehit eşi ve çocuklarını kapsadığını hatırlatan Arı, “Şehidi yetiştiren anne ve baba çoğu zaman yok sayılıyor. Şehit eş ve çocuklarına yönelik haklar tanınırken, anne-babanın da bu imtiyazlardan yararlanması için yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor.” dedi.
Kimlik Bildirim Sistemi: “Eski pansiyonların ruhsat iptali esnafı bitirir, esneklik getirilmeli”
Turizm kenti Antalya’daki küçük otel ve pansiyonların kimlik bildirim sistemi nedeniyle yaşadığı zorlukları da gündeme getiren Cavit Arı, sistemdeki teknik aksaklıklar ya da kısa süreli gecikmeler yüzünden ruhsat iptali tehdidinin söz konusu olduğunu söyledi.
“Orta ve küçük ölçekli otel ve pansiyonların kimlik bildiriminde sistemi kısa süre içinde güncelleyememesi, anında ruhsat iptaline kadar giden bir süreç doğuruyor.” diyen Arı, özellikle eski parsellerde bulunan, basit konaklama ruhsatına sahip tesislerin yeniden ruhsatlandırılmasının imkânsıza yakın olduğunu belirtti:
“Bu tesisler eski yapılarda, eski parsellerde. Ruhsat iptal edilirse yeniden ruhsat almaları çok zor. Bu da esnafı bitirir.”
Çözüm olarak, bildirim sisteminin esnaf lehine esnekleştirilmesini öneren Arı, “Birkaç saatlik ya da günlük gecikmelerde doğrudan ruhsat iptali yerine, yılda bir–iki defa tekrar hakkı tanınması gibi mekanizmalar getirilmeli.” dedi.
“Polisler iki yıldır terfi bekliyor, birinci sınıfa yükselme düzenlemesi yapılmadı”
Polis teşkilatına ilişkin tartışmalara da katıldığını ifade eden Cavit Arı, Emniyet personelinden gelen özel bir talebi aktardı: “Polis arkadaşlarımız, terfi düzenlemelerinin yaklaşık iki yıldır yapılmadığını, özellikle birinci sınıfa yükselme konusunda adım atılmadığını söylüyor.”
Polislerin ağır çalışma şartlarının yanında kariyer basamaklarında tıkanmış hissettiğini belirten Arı, terfi sisteminin acilen işlemeye başlaması gerektiğini dile getirdi.
“Esenyurt kayyumu sona ermeli, Ahmet Özer göreve iade edilmeli”
Konuşmasının son bölümünde Esenyurt Belediyesi ve Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hakkındaki kayyum sürecine değinen Cavit Arı, diğer CHP’li vekiller gibi bu uygulamanın sona erdirilmesini talep etti.
“Gelinen süreç itibarıyla, kayyum uygulamasına son verilmeli, Esenyurt Belediye Başkanımızın bir an önce göreve iadesi sağlanmalıdır.” diyen Arı, hem yerel iradenin hem yargı sürecinin buna işaret ettiğini savundu.
“Geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı değişti; Türkiye’de doğanlar bu sayıya dahil mi, kaç yabancı seçmen var?”
Cavit Arı, İçişleri Bakanlığının göç yönetimine ilişkin verdiği rakamlardaki değişikliğe de dikkat çekti. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısının daha önce 2 milyon 782 bin 733 olarak açıklandığını, Bakanın son sunumunda ise bu sayının 2 milyon 381 bin 326 olarak ifade edildiğini belirtti.
Ayrıca, ikamet izni bulunan yabancı sayısı olarak verilen 1 milyon 85 bin 40 rakamına atıfta bulunarak, şu soruları yöneltti:
-
“Türkiye’de doğan Suriyeli çocuklar bu sayılara dahil mi?”
-
“Şu an Türkiye’de kaç Suriyeli ve diğer yabancı ülke vatandaşı seçmen olarak seçimlerde oy kullanıyor?”
Göç ve vatandaşlık konusunun demografik yapı ve seçim süreçleri üzerindeki etkilerine dikkat çeken Arı, bu sorulara net ve şeffaf cevaplar beklediklerini söyledi.
CHP Antalya Milletvekili Av. Cavit Arı, konuşmasını İçişleri Bakanlığı bütçesinin, toplumda huzuru güçlendirecek, yerel yönetimlerin ve güvenlik güçlerinin sorunlarını giderecek şekilde kullanılması gerektiğini belirterek tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI