CHP Grup Başkanvekili Murat Emir: “HSK adayını ertesi gün ilçe başkanı yapan iktidar yargıdan, Et ve Süt Kurumu’nda hem alıcı hem satıcı olanlardan da ahlaktan söz edemez”
TBMM Genel Kurulunda konuşan CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, Türkiye’de yargıya güvenin yüzde 18’lere kadar düştüğünü belirterek bunun temel sebebinin yargının bağımsız ve tarafsız olmaması olduğunu söyledi. HSK adaylığına gösterilen İsmail Ergüneş’in seçilemeyince kısa süre içinde Gaziosmanpaşa AK PARTİ İlçe Başkanı yapılmasını “yargı ile siyaset iç içe geçti” sözleriyle eleştiren Emir, Adalet Bakanlığının “mevzuata uygundur” savunmasına karşı “Her şey kanunda yazmaz, biraz da ahlak gerekir.” dedi. Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine açılan soruşturmalar, erişim engelleri, tutuklu yargılamalar ve iddianamedeki delil eksikliklerini “siyasi baskı” olarak nitelendiren Emir, Et ve Süt Kurumu yönetimi ve Macaristan bağlantılı ithalat iddiaları üzerinden de “mevzuat değil vicdan ve etik” vurgusu yaptı.
TBMM Genel Kurulunda söz alan CHP Grup Başkanvekili, Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, yeni birleşimde ilk kez birlikte çalışacakları Meclis Başkan Vekiline başarı dileyerek konuşmasına başladı, ardından Türkiye’de yargıya güven tartışmalarını gündeme getirdi.
“Yargıya güven yüzde 18, sebebi bağımsız olmaması”
Emir, araştırmalara göre yargıya güvenin yüzde 18’lere kadar gerilediğini ifade ederek, “Bunun tek sebebi yargının bağımsız ve tarafsız olmamasıdır.” dedi. İktidar kanadının ve Adalet Bakanının her fırsatta “Yargı bağımsız, mahkemelerin sonucunu bekleyin.” ifadelerini kullandığını hatırlatan Emir, buna karşın mahkemelerin “talimatla karar verdiğinin herkesçe bilindiğini” savundu.
HSK adayı İsmail Ergüneş örneği ve Özlem Zengin’e çağrı
Emir, Hâkimler ve Savcılar Kurulu seçimlerinde gündeme gelen İsmail Ergüneş örneğini hatırlatarak, “Bir kişiyi HSK adayı olarak getiriyorsunuz, burada oylatıyorsunuz, seçilemeyince ilçe başkanı yapıyorsunuz.” dedi. Bu tabloyu “yargıyla iç içe geçmiş, HSK’ye kendi militanını atamaktan çekinmeyen” bir iktidarın göstergesi olarak niteledi.
Adalet Bakanının olayla ilgili “mevzuata uygundur” açıklamasını eleştiren Emir, “Ne olacaktı yani, HSK Kanunu’nda ‘HSK’ye aday olanlar bir partinin ilçe başkanı olamaz.’ mı yazacaktı? Biraz ahlak yok mu? Her şey yasada yazanlarla mı sınırlı?” diyerek AK PARTİ Grup Başkanvekili Özlem Zengin’den bu konuda yanıt beklediğini söyledi.
Nazi Almanyası benzetmesi ve yargı üzerindeki baskı iddiası
Emir, Nazi Almanyasından bir örnek vererek, dönemin liderinin hâkimlere “Karar verirken ‘Führer benim yerimde olsaydı nasıl karar verirdi?’ diye düşüneceksiniz.” dediğini hatırlattı ve bugün Türkiye’de de HSK’nin atadığı bazı hâkimlerin “Acaba sürülür müyüm, heyetim dağıtılır mı?” endişesiyle siyasi baskı altında kaldığını öne sürdü.
“Ekrem İmamoğlu’ndan korkuyorsunuz, resminden bile korkuyorsunuz”
Konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan soruşturmalara ve sosyal medya yasaklarına da değinen Emir, 5651 sayılı Kanun’un 8/A maddesi uyarınca “millî güvenlik ve kamu düzeni” gerekçesiyle İmamoğlu ve kurmaylarıyla ilgili içeriklere erişim engeli getirildiğini söyledi.
Emir, “Bunun millî güvenlikle ilgisi yok, koltuk güvenliğinizle ilgisi var.” diyerek, iddianameye ilişkin eleştirilerinin kamuoyuna ulaşmasının engellendiğini belirtti.
İBB iddianamesi: “4 bin sayfa, bir kuruş haram para yok” iddiası
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturma dosyası hakkında konuşan Emir, hazırlanan iddianamenin “4 bin sayfa olmasına rağmen içinde somut delil bulunmadığını” öne sürdü. “Bir kör kuruş, haram para, somut delil koyamayan iddianame tel tel dökülüyor.” diyen Emir, savcılık makamını eleştirdi.
Buğra Gökçe ve Mustafa Akın örnekleri
Emir, İBB Genel Sekreter Yardımcısı iken istifa eden Dr. Buğra Gökçe’nin durumuna da dikkat çekerek, Gökçe’nin belediyedeki görevinden iki yıl önceki ve görevinden ayrıldıktan sonraki ihaleler nedeniyle “ihaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla tutuklu yargılandığını söyledi; dosyada “ne MASAK raporu, ne bilirkişi raporu, ne tanık, ne de şüpheli ifadesi bulunduğunu” iddia etti.
İmamoğlu’nun koruması Mustafa Akın hakkında “dağ evinde kasada balya balya dolar bulundu” iddialarının da gerçeği yansıtmadığını savunan Emir, “Kasadan sadece emekli polis memuru olan Akın’ın beylik silahı ve 2 mermi çıktığını, bunun da iddianamede bu şekilde geçmek zorunda kalındığını” ifade etti.
“197 milyonluk rüşvet” ve Capacity AVM tartışması
Emir, Bakırköy’deki Capacity AVM üzerinden dillendirilen “197 milyon liralık rüşvet” iddiasına da değindi. Bu tutarın, Yıldız Teknik Üniversitesinin bina için verdiği depreme dayanıksız raporu sonrası kesilen ceza olduğuna dair makbuzun kamuoyuyla paylaşıldığını hatırlatarak, bu belgeyi yayınlayan internet hesaplarına erişim engeli getirildiğini söyledi.
“560 milyar deniyordu, 560 kuruş çıkmadı; iPhone 16 Pro Max bile yalanlandı”
Emir, kamuoyunda dillendirilen “560 milyar liralık usulsüzlük” iddiasını hatırlatarak, dosyada “560 kuruş bile çıkmadığını” söyledi. İBB kurultay delegelerine “iPhone 16 Pro Max dağıtıldığı” iddiasını da tiye alarak, “Kurultayımız 5 Kasımda, iPhone 16 Pro Max on ay sonra piyasaya çıktı; maddi olarak imkânsız bir iddia.” ifadelerini kullandı.
Et ve Süt Kurumu ve Macaristan bağlantılı ithalat iddiası
Konuşmasının sonunda Et ve Süt Kurumu hakkındaki tartışmalara değinen Emir, Kurumun Başkanının Macaristan’da şirket kurup buradan Türkiye’ye et sattığı iddialarını hatırlattı ve “Hem alıcı hem satıcı pozisyonunda olmak ‘mevzuata uygun’ denilerek geçiştirilemez.” dedi.
“Mevzuatta bunlar yazmaz; ahlak kuralları, etik kurallar mevzuatta yazmaz; yürekte yazar, alında yazar, vicdanda yazar.” sözleriyle iktidarın “mevzuata uygunluk” savunmasını eleştirdi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI