İYİ PARTİLİ AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ: “EĞİTİMİN MERKEZİNE ÖĞRETMENİ KOYMADAN NE TÜRK YÜZYILI NE BAŞARI HİKÂYESİ YAZILABİLİR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başladığı konuşmasında eğitimin merkezine öğretmenin konulması gerektiğini vurguladı. OECD, UNESCO ve Dünya Bankası çalışmalarına atıfla bir öğrencinin başarısını en çok öğretmen niteliğinin belirlediğini söyleyen Türkeş Taş, öğretmenin yalnızca dört yıllık fakülte mezuniyetiyle değil özel seçme ve yetiştirme süreçleriyle mesleğe alınması gerektiğini ifade etti. Resmî tatillerin okulda kutlanmasının önemine dikkat çeken Türkeş Taş, 10 Kasım’ın ara tatile denk getirilmesini kabul etmediğini belirtti, “Türkiye Yüzyılı” ifadesini de “coğrafyanın değil milletin yüzyılı olur” diyerek eleştirdi; Andımız’ın kaldırılmasına da tepki gösterdi. Üniversite sınav sisteminin ezbere ve hata korkusuna dayalı yapısının değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Türkeş Taş, “Bir ülke öğretmenleri kadar güçlüdür.” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesinin görüşüldüğü oturumda söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş, konuşmasına 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başladı. Millî Eğitim Bakanlığının ana unsurunun öğretmen olduğunun altını çizen Türkeş Taş, bütçe ve stratejinin de bu eksende şekillenmesi gerektiğini söyledi.
Öğretmenin bir eğitim sisteminin temeli ve taşıyıcı kolonu olduğunu vurgulayan Türkeş Taş, “Eğitimi hayata geçiren insandır, öğretmendir.” dedi. OECD, UNESCO ve Dünya Bankası çalışmalarına atıf yaparak, aynı okul ve aynı sınıf düzeyinde bile farklı öğretmenlerin öğrencinin başarısını yüzde 40’a kadar değiştirebildiğini belirtti. “Bir çocuğun hayatında en kalıcı öğrenme etkisi birinci ve ikinci sınıf öğretmeninin niteliğine doğrudan bağlı.” diyen Türkeş Taş, öğretmenin niteliğindeki artışın öğrencinin yaşam boyu gelirini ve başarı ihtimalini yükselttiğini ifade etti.
“Öğretmen toplumsal eşitliğin gerçek aktörüdür”
Öğretmen-öğrenci bağının önemine dikkat çeken Türkeş Taş, araştırmaların bu bağın güçlü olduğu durumlarda öğrencinin derse katılımının, okulda kalma oranının ve sosyal uyumunun belirgin biçimde yükseldiğini gösterdiğini söyledi. Dünyanın en başarılı eğitim sistemlerine bakıldığında ortak noktanın “en iyi öğrencilerin öğretmen olmak istemesi ve en iyi imkânların öğretmenlere sağlanması” olduğunu belirten Türkeş Taş, bu ülkelerde öğretmenliğin yüksek prestijli, güçlü eğitim, sürekli mesleki gelişim ve iyi çalışma koşullarıyla desteklenen bir meslek olduğunu ifade etti.
Bir okulun fiziki şartlarının zayıf, müfredatın eksik, sosyal imkânların sınırlı olabileceğini belirten Türkeş Taş, “İyi bir öğretmen bu eşitsizlikleri önemli ölçüde telafi ediyor.” dedi. Özellikle kırsal bölgelerde, dezavantajlı aile çocuklarında, göçmen ve yoksul öğrenci gruplarında öğretmenin toplumsal eşitliğin gerçek bir aktörü olduğunu vurguladı. Öğretmenin ekonomi politikalarının niteliğini etkilediğini, çünkü yetiştirdiği öğrencilerin iş gücüne, demokrasi kültürüne, ulusal kimliğe ve inovasyon kapasitesine yön verdiğini söyledi.
“Bu nedenle dünyada eğitime yatırım aslında doğrudan öğretmene yatırım olarak görülüyor.” diyen Türkeş Taş, Türkiye’de de eğitim politikalarının merkezine konulması gereken tek gerçek unsurun öğretmenler olduğunu ifade etti. “Bir ülke, öğretmenleri ne kadar güçlüyse o kadar güçlü oluyor. Öğretmenin motivasyonu öğrencinin başarısıyla, öğretmenin eğitimi ülkenin bilim kapasitesiyle, öğretmenin itibarı toplumun kültür seviyesiyle ve öğretmenin çalışma koşulları eğitimde eşitlikle bire bir orantılıdır.” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.
“Sadece dört yıl fakülte okuyup öğretmen olmak doğru bir anlayış değil”
Atanamayan öğretmenler ve öğretmen yetiştirme modellerine de değinen Türkeş Taş, “Atanamayan öğretmen” tartışmasının yanı sıra “sadece dört yıl bir fakülte okuyup öğretmen olma” zihniyetini de doğru bulmadığını söyledi. “Öğretmen gerçekten özel yetişmesi, özel yetiştirilmesi, özel kabiliyetlere sahip olması gereken bir insan.” diyen Türkeş Taş, öğretmenliğin nitelikli seçme, güçlü formasyon ve sürekli mesleki gelişim gerektiren bir meslek olduğuna işaret etti.
Resmî tatiller, 10 Kasım ve “Türkiye Yüzyılı” eleştirisi
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Türkeş Taş, konuşmasının devamında resmî bayram ve anma günlerinin okul ortamında yaşanmasının önemine dikkat çekti. Kendi öğrencilik yıllarından örnek vererek, hafta sonuna denk gelse bile (30 Ağustos hariç yaz tatili dönemi) resmî tatillerde okula gidip kutlama yapıldığını, gelmeyen öğrencilere yaptırım uygulandığını hatırlattı. “Bu uygulamanın çok önemli olduğunu vurguluyorum.” dedi.
10 Kasım’ın ara tatile denk getirilmesine yönelik eleştirileri desteklediğini belirten Türkeş Taş, bu konuda yapılan “atlamayı” kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Millî Eğitim Bakanlığının “Türkiye Yüzyılı” söylemini de eleştiren Türkeş Taş, kavramsal itirazını şu sözlerle dile getirdi:
“’Türkiye Yüzyılı’ başlığını kabul etmiyorum. Türkiye bir coğrafyanın adı, bir toprağın adı; bir toprağın yüzyılı olmaz, bir milletin, bir toplumun yüzyılı olur. Bu ne maksatla konulmuş anlamıyorum, bir de bunu eğitimin stratejisi olarak kullanıyoruz.”
Türkeş Taş, “Türk Yüzyılı” ifadesinin anlamlı olabileceğini, ancak coğrafya adının merkeze alınmasının doğru olmadığını savundu. Ayrıca, okullarda Andımız’ın kaldırılmasını da hatırlatarak, “Biz daha okullarda Andımız’ı okutamıyoruz, Andımız’ı kaldırdık; niye kaldırdığımız belli değil, onu anlayamıyoruz.” dedi. Bu eleştirinin ardından, “Türkiye Yüzyılı” söylemi ile mevcut uygulamalar arasında çelişki gördüğünü ifade etti.
Sınav sistemi ve hata korkusu: “Hata yapmaktan korkan nesiller yetiştiriyoruz”
Üniversiteye giriş sistemine de değinen Türkeş Taş, Türkiye’de eğitim sisteminin halen ezbere ve hata yapmama baskısına dayalı olduğunu söyledi. “İnsanların bütün hayatı üç saatlik bir sınavda olmamalı.” diyen Türkeş Taş, yıllarca 4 yanlışın 1 doğruyu götürdüğü sınav sistemi için hazırlandıklarını, bunun öğrencilerde hata yapma korkusunu pekiştirdiğini ifade etti.
Yurt dışında yaşadığı döneme ilişkin kişisel bir gözlemini paylaşan Türkeş Taş, okul öncesine devam eden çocuğuna bir hata yaptığını söylediğinde aldığı karşılığı şöyle anlattı:
“Kızım, hata yapmışsın dediğimde ‘Anne, hata yapmak çalışmanın bir parçasıdır.’ dedi ve benim o an beynimde bir açılım oldu.”
Türkiye’de ise çocukların “üç saatte şu kadar soruya cevap verme” disiplinine sıkıştığını, bu nedenle kendini keşfetme ve yaratıcı düşünme alanının daraldığını savunan Türkeş Taş, “Hata yapmamak üzerine kurulu bir sistemde kendinizi bulmayı kaybediyorsunuz.” dedi.
Eğitim sisteminin bir günde değişmesinin mümkün olmadığını, ancak uzun vadede sınav ve ölçme yaklaşımının değiştirilmesi gerektiğini belirten Türkeş Taş, eğitimin odağına yine öğretmenin niteliğinin, öğrencinin merak ve özgüveninin alınması gerektiğini yineledi.
Konuşmasını, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin hazırlanması ve uygulanmasında öğretmenin merkeze alınması gerektiğini vurgulayarak tamamlayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş, “Bir ülke, öğretmenleri ne kadar güçlüyse o kadar güçlüdür.” sözünü bir kez daha hatırlattı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI