İYİ PARTİLİ AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ: “TÜRKİYE’NİN BEKASI İÇİN TÜRKMENLER, DOĞU TÜRKİSTAN VE KIBRIS DUYGUSAL SLOGANLARA DEĞİL KARARLI DIŞ POLİTİKAYA EMANET EDİLMELİ”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş, Dışişleri Bakanlığının sadece rakamlarla değil Türkiye’nin güvenliği, egemenliği ve itibarıyla ölçülmesi gerektiğini belirtti. Türk pasaportunun güçlendirilmesinin Bakanlığın birincil görevi olduğunu vurgulayan Türkeş Taş, vize sorunları ve aracı firma şikâyetlerine dikkat çekerken, Schengen “Cascade” uygulaması ve ABD vize bekleme sürelerinin kısaltılmasını olumlu bulduklarını ancak yetersiz gördüklerini söyledi. Kerkük seçimlerinde Türkmenlerin maruz kaldığı baskıyı, Doğu Türkistan’da artan “zulüm yok” propagandasını, KKTC’nin statüsü ve Doğu Akdeniz ile Mavi Vatan dosyalarını, Yunanistan’ın ada iddialarını, PKK/YPG’nin Suriye’deki konumunu ve ABD Büyükelçisinin Mazlum Abdi ile görüşmesini hatırlatarak, hükümete “somut adım, net kırmızı çizgi ve kararlı tutum” çağrısında bulundu.

Kasım 18, 2025 - 21:53
Kasım 19, 2025 - 13:49
İYİ PARTİLİ AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ: “TÜRKİYE’NİN BEKASI İÇİN TÜRKMENLER, DOĞU TÜRKİSTAN VE KIBRIS DUYGUSAL SLOGANLARA DEĞİL KARARLI DIŞ POLİTİKAYA EMANET EDİLMELİ”


İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2026 bütçesi görüşmelerinde yaptığı konuşmada, dış politikanın bütçeden ibaret olmadığını; Türkiye’nin bekası, güvenliği ve itibarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı. Türkeş Taş, “Bugün burada Dışişleri Bakanlığı bütçesini görüşürken tabii ki sadece rakamları tartışmıyoruz; bu, rakamların çok ötesinde bir bütçe.” sözleriyle başladı.

“Dış Politika Türkiye’nin Bekası ve Devletin Geleceği Demektir”

Dışişleri bütçesinin önemini anlatan Türkeş Taş, “Türkiye'nin güvenliğini, egemenliğini, diplomatik itibarını ve küresel konumunu ilgilendiren hayati başlıkları ele alıyoruz.” dedi. Dış politikanın sadece dış ilişkiler değil, doğrudan iç güvenlik ve devlet devamlılığıyla ilgili olduğuna dikkat çekerek, “Dış politika yalnızca uluslararası ilişkilere dâhil bir alan değil, doğrudan Türkiye'nin bekası, milletimizin huzuru ve devletimizin geleceği demektir.” ifadelerini kullandı.

Bu şuurla, bazı başlıkların altını özellikle çizmek istediğini söyleyen Türkeş Taş, pasaport ve vize meselesiyle başladı.

Türk Pasaportu ve Vize Sorunları: “Aracı Firmalar Vatandaşı Canından Bezdirdi”

Dışişleri Bakanlığının birincil görevlerinden birinin Türk pasaportunun prestijini korumak ve güçlendirmek olduğunu vurgulayan İYİ Partili Türkeş Taş, “Maalesef son yıllarda Türkiye bu konuda bayağı sıkıntı çekti, karnesi zayıf gibi gözüküyor.” dedi. Türk vatandaşlarının hiçbir dönemde bugün olduğu kadar vize almakta zorlanmadığını söyleyerek, “Türk vatandaşları herhâlde hayatının hiçbir döneminde vize alırken bu kadar zorlanmadı, belki de vize almak için bu kadar başvuruda bulunmadı.” değerlendirmesinde bulundu.

Vize süreçlerinde en çok şikâyetin aracı firmalardan geldiğini belirten Türkeş Taş, “Aracı firmalarla ilgili çok şikâyetler geliyor; yer yer pasaportların rehin alındığına dair ya da istenilen fahiş ücretlerle ilgili çok şikâyetler geliyor.” dedi. Bakanlığın bu konuda adım attığını gördüklerini söyleyerek, “Bu konudaki ilginizi ve bu konuda yol katetme isteğinizi görüyoruz, takip ediyoruz ama ben bir daha burada vurgulamak istedim çünkü gerçekten vatandaş bu konuda çok talepkâr.” ifadeleriyle sorunların devam ettiğini hatırlattı.

“Schengen Cascade ve ABD Vize Sürelerinin Kısalması Önemli, Devamını Bekliyoruz”

Olumlu adımları da not ettiklerini söyleyen Türkeş Taş, 2025’te Schengen vizesinde “Cascade” uygulamasının kabul ettirilmesini, ABD vizelerinde 729 günden iki haftaya inen bekleme sürelerini, İtalya ve Polonya öğrenci vizelerinde yaşanan sorunların büyük ölçüde giderilmesini önemsediklerini belirterek, “2025 yılında Avrupa Birliği Schengen vizesinde ‘Cascade’i kabul ettirmeniz, Amerika vizelerinde yedi yüz yirmi dokuz gün olan bekleme sürelerini iki haftaya düşürmeniz, İtalya ve Polonya öğrenci vizelerinde yaşanan sorunları da neredeyse bertaraf etmeniz tabii ki çok önemli.” dedi.

Ancak bunun yeterli olmadığını vurgulayan Türkeş Taş, “Bunun devamının gelmesini güçlü bir şekilde talep ediyoruz. Kısa sürede de tüm dünyayı vizesiz dolaşmak istediğimizi buradan söylemek istiyorum.” sözleriyle daha kapsamlı bir vize serbestliği hedefi ortaya koydu.

Kerkük ve Türkmenler: “Türkiye Sahada Zayıfladı mı Sorusu Bizi Rahatsız Ediyor”

Konuşmasında özellikle hassas olduğunu belirttiği Kerkük ve Türkmenler başlığına geniş yer ayıran Türkeş Taş, son seçimlerin Türkiye’nin yıllardır savunduğu ilkeleri zedelediğini savundu. “Türkiye'nin bekasının teminatı olarak gördüğümüz Kerkük seçimlerinde yaşananlar, Türkiye'nin yıllardır savunduğu Irak'ın toprak bütünlüğü ve Türkmenlerin siyasi temsili ilkesinin bugün bayağı bir kırılgan hâle geldiğini gözlerimizin önüne serdi.” dedi.

Sandıkların açılmaması, Türkmen bölgelerinde baskı iddiaları, seçim sonrası yaşanan sokak olaylarının ciddi soru işaretleri doğurduğunu ifade eden Türkeş Taş, “Kerkük'te sandıkların açılmaması, Türkmen bölgelerinde baskı iddiaları, seçim sonrası yaşanan sokak olayları, bunların hepsi ‘Türkiye sahada zayıflamış mı?’ sorusunu gündeme getiriyor, bu da bizi rahatsız ediyor.” dedi.

Türk dünyasının en kritik halkalarından biri olan Türkmenlerin durumuna dikkat çekerek, “Bin yıldır o toprakların asli unsuru olan Türkmenlerin siyasi temsil oranı, güvenliği ve kurumsal hakları giderek aşınıyor görünümü veriliyor, bunun kesinlikle önüne geçilmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin sesinin yeterince duyulmadığını savunan Türkeş Taş, “Türkmen kardeşlerimizin uğradığı haksızlıklar karşısında Türkiye'nin sesinin yeterince duyulmaması, daha da önemlisi etkin bir mekanizma kurulamaması hiçbir şekilde kabul edilemez.” dedi.

Bu çerçevede Dışişleri Bakanına şu soruları yöneltti:

  • “Türkiye, Kerkük seçimi krizine yönelik hangi girişimleri yaptı?”

  • “Türkmen Meclisinin temsil sorunu nasıl giderilecek?”

  • “Kerkük'teki statü belirsizliği karşısında Ankara hangi kırmızı çizgileri koruyor?”

Ve altını kalın çizgilerle çizerek ekledi: “Türkiye'nin bekası için Türkmenlerin varlığı ve gücü çok önemlidir ama bunun teminatı duygusal sloganlarla değil, güçlü ve kararlı bir dış politikayla sağlanır.”

Doğu Türkistan: “Bu Zulüm Çin’in İmaj Çalışmalarına Kurban Edilemeyecek Kadar Büyük Bir Davadır”

Konuşmasının en dikkat çeken başlıklarından biri de Doğu Türkistan oldu. Haziran 2024’te Bakan Hakan Fidan’ın Çin ve Doğu Türkistan ziyaretini hatırlatan Türkeş Taş, “Oradaki soydaşlarımız adına ben buradan size tekrar teşekkür ediyorum.” dedi ve Doğu Türkistan’ın Türkiye açısından tarihî ve kimliksel önemini anlattı: “Tarihimizin başlangıç noktası, kültürümüzün ana kaynağı olan Doğu Türkistan, o topraklarda hayat mücadelesi veren 20 milyon insanımızın meselesi olduğu kadar dünya Türklüğünün de acı ama gerçek bir meselesidir.”

Doğu Türkistan’daki sorunun sadece Türk dünyasının değil, bütün insanlığın meselesi olduğuna işaret eden Türkeş Taş, “Doğu Türkistan'ın sıkıntıları yalnız Türklüğün değil, Müslümanlığın ve de insan haklarına saygı gösterildiğini iddia eden tüm sivil toplum kuruluşlarının sıkıntısıdır.” dedi. Bölgede insan haklarının açıkça ihlal edildiğini vurgulayarak, “Bugün Doğu Türkistan'da insan haklarının da ihlal edildiği apaçık ortadadır. Çin'in Doğu Türkistan üzerinde yaptığı bu baskının dünyaya hâkim olma stratejisine paralel olduğu da gayet açıktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Doğu Türkistan’ın enerji ve stratejik konumunu da özetleyen Türkeş Taş, bölgenin Çin’in en büyük petrol, doğal gaz ve kömür rezervlerine sahip olduğunu, aynı zamanda gıda güvenliği ve Kuşak-Yol güzergâhı bakımından kilit önemde bulunduğunu anlattı.

“Türkiye’de ‘Doğu Türkistan’da Zulüm Yok’ Propagandası Başladı, Bu Çin’in İmaj Çalışmasıdır”

Son dönemde Türkiye’de dikkat çeken bir söylem değişikliği olduğuna işaret eden Türkeş Taş, “Son zamanlarda Sayın Bakanım, dikkatimi çeken konu Türkiye'de bir akım başladı… Özellikle iktidar çevrelerine yakın bazı medya figürlerinin ‘Doğu Türkistan'da zulüm yoktur.’ propagandasını artırması.” sözleriyle tepki gösterdi. AK Parti Gençlik Kollarının Çin’e yaptığı ziyaretler sonrası yayılan içeriklere dikkat çekerek, “Hem zamanlama olarak hem de içerik olarak gerçekten dikkatimizi çekmektedir. Bunlar kesinlikle Çin'in imaj çalışmasıdır.” dedi.

Türkeş Taş, “Çin'in uluslararası imaj çalışmasına hizmet etmek doğru değildir.” diyerek, Çin’in Türk kamuoyunu yumuşatmak için gazeteci ve gençlik delegasyonlarını vitrin şehirlerde gezdirerek yumuşak güç politikası yürüttüğünü söyledi. AK Parti iktidarının son yıllarda ekonomik ilişkiler, swap beklentileri, altyapı finansmanı ve Kuşak-Yol entegrasyonu gerekçeleriyle Çin’e daha görünür biçimde yaklaştığını kabul ederek, “Bu doğrudur, yanlıştır; bu konuya girmek istemiyorum ama Doğu Türkistan bunlara kurban edilemeyecek kadar büyük bir davadır.” sözleriyle çizgiyi netleştirdi.

Sunumda Doğu Türkistan’ın sadece “Uygur Türkleri” ifadesiyle sınırlı kaldığını belirten Türkeş Taş, “Buna Doğu Türkistan olarak daha kapsamlı bir şekilde yer verirseniz, Türkiye'nin de bu bölgeyle ve bu davayla ilgili daha ciddi politikaları ya da stratejileri olduğu imajını gözümüzün önüne koyar.” diyerek Bakanlıktan daha güçlü bir dil talep etti.

KKTC ve Doğu Akdeniz: “Hiç Kimse Türkiye’nin KKTC’deki Varlığını Militarist Tutum Diye Niteleyemez”

Kendini “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkü” olarak tanıtan Ayyüce Türkeş Taş, KKTC’ye yönelik hassasiyetini de vurguladı. “Bölgemizde yaşanan son gelişmeler yine, Türkmenler kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de çok önemli ve Türkiye'nin sigortası olduğunu gözler önüne sermiştir.” dedi. Türkiye’nin KKTC’deki askerî varlığının tartışmaya açılmasına sert tepki göstererek, “Hiç kimse Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki varlığını ‘militarist tutum’ olarak tanımlayamaz.” ifadelerini kullandı.

KKTC’ye saldırı yöneltilirken kimlerin konuştuğuna da dikkat çeken Türkeş Taş, “Ayak tırnağından başındaki saç telinde kadar kana bulanmış örgütlerin temsilçileri, savunucuları ne Türk Dışişleri Bakanlığına ne de Türk devletine barış ve demokrasi dersi veremez.” dedi. Kıbrıs Türkü’nün iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kıbrıs Türkünün varlığını önce Türkiye kesinlikle tanımalı, onun iradesini saymalı ki diğer devletlere de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıma propagandası yapılsın.” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, önemli bir güncel dosya olarak şunu sordu: “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde Türk devletlerinin konsolosluk açmasıyla ilgili acaba biz devlet olarak görüşmeler yapıyoruz muyuz, bir girişimde bulunuyor muyuz?”

Suriye, PKK/YPG ve ABD Büyükelçisinin Mazlum Abdi Görüşmesi

Konuşmasının sonunda Dışişleri Bakanına çok sayıda net soru yönelten Türkeş Taş, Suriye dosyasını hem PKK/YPG/SDG hem de Suriye Millî Ordusu bağlamında gündeme getirdi. “Suriye'de PKK-YPG/SDG faaliyetleri ve bölgesi işgalleri ne olacak? Suriye Türkmenleri ne olacak, nasıl bir statü kazandırmayı düşünüyorsunuz?” sorularını yöneltti.

ABD Büyükelçisinin terör örgütü elebaşı Mazlum Abdi ile görüşmesine ve Hatay’ı Suriye içerisinde gösteren bölünmüş Suriye haritası önünde verdiği poza da tepki göstererek, “Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisinin teröristbaşı Mazlum Abdi'yle görüşmesine ve Hatay'ı Suriye içerisinde gösteren bölünmüş Suriye haritası önünde resim çektirilmesine tepkiniz nedir?” dedi.

Türkiye’nin desteklediği Suriye Millî Ordusunun durumuna dair iddiaları da gündeme taşıyan Türkeş Taş, “Suriye'de bizim kurduğumuz ve desteklediğimiz Suriye Millî Ordusunun, henüz PKK-YPG silah bırakmamış iken Suriye Hükûmetine dâhil olacak şekilde kumandamızdan çıkarıldığını ve dağıtıldığını duyuyoruz. Bu doğru mu? Doğruysa elimizdeki bu gücü nasıl dağıttınız bu konjonktürde diye sormak istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Yunanistan, EGAYDAAK ve Mavi Vatan Soruları

Ege ve Doğu Akdeniz dosyalarını da sorularına dahil eden Türkeş Taş, Yunanistan Dışişleri Bakanının Zürafa Adası çıkışını hatırlatarak, “Yunanistan Dışişleri Bakanı Ege Denizi'nde Zürafa Adası'nın kendilerine ait olduğunu söyledi. Sizin tepkiniz ve açıklamanız nedir bu konuda?” diye sordu.

Egemenliği anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklar (EGAYDAAK) konusunda şeffaflık talep eden Türkeş Taş, “EGAYDAAK'ların isim listesini neden açıklamıyoruz ve ne zaman açıklamayı düşünüyorsunuz?” dedi.

Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan bağlamında şu kritik soruları yöneltti:

  • “Filistin'le Gazze kıyılarına istinaden Libya benzeri deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması neden yapmıyoruz? Bu anlaşma Gazze'nin Filistin'e ait olduğunun tarihî ve hukuki bir belgesi olur ve Filistin'e, Filistin mavi vatanı kazandırır.”

  • “Suriye'yle yan sınır haricinde karşılıklı kıyılara dayalı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasını neden yapmıyoruz? Böyle bir anlaşma yapılmayacağına dair Avrupa Birliği yetkililerine bir söz verildi mi?”

Bu noktada AB Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Kallas’ın, Türkiye’nin böyle bir söz verdiğine dair açıklamasını hatırlatarak, “Bu açıklamaya karşı bir açıklamanızı da biz göremedik.” dedi.

Güney Kıbrıs–Lübnan deniz yetki alanı anlaşmasının Lübnan Bakanlar Kurulunda onaylanmasına da değinen Türkeş Taş, “On sekiz yıldır engellediğimiz bu süreç maalesef bu noktaya geldi. Bundan sonra ne yapmayı düşünüyoruz?” diye sordu.

Doğu Akdeniz’de Sevilla Haritası’nın dayattığı alan dışında sondaj yapılmamasını da hatırlatarak, “2020'nin 2'nci yarısından itibaren nedense Doğu Akdeniz'de Sevilla Üniversitesi haritasında bize reva görülen alan dışında sismik araştırma ve sondaj faaliyeti hiç bulunmuyor… Türk milleti, Doğu Akdeniz'de sismik araştırma ve sondaj gemilerinin faaliyetleriyle sancak ve varlık gösterilmesini bekliyor.” dedi ve “Doğu Akdeniz'de 1986'da Karadeniz'de yaptığımız gibi neden münhasır ekonomik bölge ilan etmiyoruz?” sorusunu ekledi.

PKK/KCK ve Silah Bırakma İddiaları: “Size Göre Hâlâ Terör Örgütü müdür?”

Son bölümde terörle mücadele başlığına geçen Türkeş Taş, PKK/KCK’nın sözde “silah bırakma, yakma tiyatrosuna” diplomatik temsilcilerin davet edildiğini hatırlatarak, “Buna tepki gösterdiniz mi?” diye sordu. Millî Güvenlik Kurulu üyesi olması sebebiyle Dışişleri Bakanından şu sorulara net yanıt talep etti:

  • “PKK/KCK terör örgütü an itibarıyla bütün bileşenleriyle kendisini feshetmiş, silahlı teröristler Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletine teslim olmuş ve terör örgütünün silahları güvenlik güçlerine teslim edilmiş midir?”

  • “PKK/KCK size göre silahlı terör örgütü listesinden çıkarılmalı mıdır?”

Konuşmasını, Türkiye’nin bekası için Türkmenlerden Doğu Türkistan’a, KKTC’den Mavi Vatan’a kadar uzanan alanlarda duygusal söylem değil, somut adım ve net strateji çağrısıyla tamamlayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş, Dışişleri Bakanlığının 2026 bütçesinin bu çizgide değerlendirilmesini istedi. Oturum Başkanı Orhan Erdem, Türkeş Taş’a teşekkür ederek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanıtlaması için soruları tutanaklara geçirdi.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI