İYİ PARTİLİ ERHAN USTA: “FAİZ EĞİTİMDEN DAHA FAZLA PAY ALIYOR, BU BÜTÇEYLE NE KALİTE NE FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANABİLİR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Eğitim Bakanlığı bütçesini değerlendiren İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Dr. Erhan Usta, MEB bütçesinin millî gelir ve merkezi yönetim bütçesi içindeki payının 2016’dan bu yana gerilediğini, UNESCO’nun yüzde 5’lik hedefinin çok altında kalındığını söyledi. Faiz giderlerinin artık Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin üzerine çıktığını vurgulayan Usta, öğretmen açığı, öğrenci başına harcamanın OECD’de son sıralarda olması, PISA sonuçlarının abartılması, okul öncesi düşük okullaşma, köy okullarının kapatılması, taşımalı eğitimde yaşanan sorunlar, okulda ücretsiz su ve yemek eksikliği ile 10 Kasım’ın ara tatile denk getirilmesi üzerinden hükümetin eğitim politikasını eleştirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Eğitim Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Dr. Erhan Usta, eğitim bütçesinin büyüklüğünden çok dağılımı ve öncelikleri üzerinden eleştirilerde bulundu.
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin hem millî gelir içindeki payının hem de merkezi yönetim bütçesi içindeki oranının yıllar içinde gerilediğini belirten Usta, “MEB bütçesi küçülüyor.” dedi. Usta, 2016 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içindeki payının yüzde 13,4 olduğunu, 2026 bütçesi itibarıyla bu oranın yüzde 10,3 seviyesine düştüğünü hatırlattı. “O günkü payınızı korumuş olsaydınız bugünkünden 590 milyar lira daha fazla ödeneğiniz olacaktı.” ifadesini kullandı.
Toplam eğitim bütçesinin millî gelire oranına da değinen Usta, “Oran yüzde 3,36. UNESCO diyor ki bunun normal şartlarda 5 olması lazım. Hedeften yaklaşık 1,6 puan gerideyiz, hedefin yüzde 67’sindeyiz.” dedi. Usta, eğitim harcamalarının millî gelirin yüzde 5’i düzeyine çıkarılması hâlinde bugün 1,3 trilyon lira daha fazla eğitim kaynağı bulunabileceğini vurguladı.
“Aslan payını artık eğitim değil faiz alıyor”
Bütçe içindeki önceliklere dikkat çeken Usta, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesiyle faiz giderlerini karşılaştırdı. “2016 yılında faiz bütçesi 56 milyar lira, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi 76,4 milyar lira; yani MEB bütçesi faizin yüzde 136’sı, yüzde 36 üzerinde.” diyen Usta, 2026 yılı için tabloyu şöyle özetledi: “Bugün MEB bütçesi 1,944 trilyon, faiz bütçesi 2,742 trilyon. Faiz bütçesinin yüzde 29 altındasınız, yüzde 71’indesiniz. Dolayısıyla bu bütçenin aslan payını artık siz almıyorsunuz, faiz bu işin aslan payını alıyor.”
Girdiden çok çıktıya bakılması gerektiğini söyleyen Usta, buna rağmen özellikle öğretmen açığı ve bütçe hedefleri açısından kaynak yetersizliğine dikkat çekti. “Toplam personel gideriniz 1,6 trilyon lira. UNESCO hedefi tutturulmuş olsaydı 1,3 trilyon lira daha ilave gelecekti. Bugünkü çalışan öğretmenlerin neredeyse yüzde 80’i kadar öğretmen daha çalıştırmamıza imkân verecek bir alanı kullanamıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Öğrenci başına harcamada OECD’nin en kötüsüyüz”
Eğitimin kalitesini tartışırken öğrenci başına yapılan harcamalara işaret eden Usta, OECD ülkeleriyle kıyaslamada Türkiye’nin son sıralarda yer aldığını söyledi. “35 OECD ülkesi içerisinde ilköğretimde 33’üncü sırasınız, ortaöğretimde 34’üncü, yükseköğretimde 35’inci sıradayız. OECD’nin en kötüsüyüz öğrenci başına harcamada.” dedi.
“Az harcayıp çok kaliteli iş yapıyoruz” iddiasının da geçerli olmadığını savunan Usta, performansı ölçmek için PISA sonuçlarına bakılması gerektiğini belirtti.
PISA eleştirisi: “OECD ortalamasının hep altındayız, abartılacak tablo yok”
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in PISA verilerine atıf yapmasını olumlu bulduğunu dile getiren Usta, “Sizi tebrik ediyorum; PISA’dan sizin zamanınıza kadar bahseden Millî Eğitim Bakanı çıkmadı burada. Daha önce sürekli ‘şu kadar derslik yaptık, bu kadar inşaat’ anlatılıyordu.” dedi.
Ancak PISA sonuçlarının Bakanlığın sunduğu kadar parlak olmadığını savunan Usta, “Anlamlı bir mukayese yapabilmek için çekirdek OECD ülkeleriyle bakmak lazım. Sonradan katılan, eğitim kalitesi düşük ülkeleri listeye ekleyince sıralama olduğundan daha iyi görünüyor.” ifadelerini kullandı. Usta, 2003’ten 2022’ye kadar olan dönemde:
-
Matematik alanında aynı ülke seti sabit tutulduğunda yalnızca 1 ülkenin (Yunanistan) geçilebildiğini,
-
Okuma alanında 3 ülkenin (Slovakya, İzlanda, Yunanistan) geçildiğini,
-
Fen bilimlerinde ise 5 ülkenin geride bırakıldığını belirtti.
“Bütün alanlarda ve bütün yıllarda OECD ortalamasının altındayız.” diyen Usta, Türkiye’nin PISA’daki kazanımlarının “yirmi üç yıllık bir iktidar için abartılacak düzeyde olmadığını” söyledi. PISA raporlarındaki okullar arası başarı farkına da dikkat çeken Usta, “Okullar arasında varyasyonun en yüksek olduğu 80 ülke içinde 7’nciyiz. Özeti şu: Fırsat eşitliği yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Okul yemeği ve içme suyu: “Yapay zekâdan önce çocuklara su verin”
Çocukların okula aç gittiğini vurgulayan Usta, İYİ Parti’nin 2021 yılında açıkladığı **“Rüzgârgülü Projesi”**yle devlet okullarında okuyan öğrencilere iki öğün yemek verilmesini önerdiklerini hatırlattı. Usta, bu uygulamanın yıllık maliyetinin yaklaşık 3 milyar dolar seviyesinde olacağını belirterek, “Aç giden çocuktan hiçbir şey olmaz.” dedi.
Okullarda içme suyu erişimine de değinen Usta, “Hijyeni geçtik, su yok. Çocuklara okulda içebilecekleri temiz suyu hangi okulda bedava veriyoruz? Sordum, hiçbir okulda yok.” ifadelerini kullandı. Öğrencilerin suyu evden getirdiklerini, bittiğinde parası olanın kantinden aldığını, olmayanın musluktan doldurduğunu anlattı. “Böyle bir şey olabilir mi? Yapay zekâdan bahsediyorsun Sayın Bakan bana. Yapay zekâ önemli ama önce su verelim.” dedi.
“Üniversite açmak yerine 15 bin kreş yapılabilirdi”
Yükseköğretim yatırımlarına da eleştiri getiren Usta, YÖK Başkanı’nın komisyonda bulunmamasına dikkat çekerek, üniversite sayısındaki artışa karşın akademik kalite ve istihdam sorunlarına işaret etti. “İçerisinde hoca olmayan hatta şimdi öğrenci de olmayan ama büyük kampüslerin yapıldığı üniversitelere yıllık yaklaşık 240 milyar lira para harcıyoruz.” diyen Usta, bu kaynakla 15 bin kreş yapılabileceğini ve her yıl 15 bin kreşi işletmeye yetecek bütçenin sağlanabileceğini söyledi.
Okul öncesi eğitimin önemine vurgu yapan Usta, New York Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin’in araştırmalarına atıfla, “Okul öncesi çocuğa yapılan 1 dolarlık yatırım 7 dolar getiriyor, üniversite 1 dolarlık yatırım 1 dolar getiriyor.” sözlerini hatırlattı. Usta, “Sizin tercihiniz getiri sağlamayan taraftan yana oldu çünkü orada rektör var, makam aracı var, saltanat var; kreşte bunlar yok.” değerlendirmesini yaptı.
Okul öncesi okullaşma: “3 yaşta OECD’nin beşte biri”
Usta, okul öncesi net okullaşma oranlarını da OECD ortalamalarıyla karşılaştırdı. “3 yaş okullaşmamız OECD’de yüzde 79, Türkiye’de yüzde 15. Böyle bir şey olabilir mi?” diye soran Usta, 4 yaş okullaşma oranının yüzde 43, 3-5 yaş toplamında ise yüzde 54 olduğunu belirtti. “Okul öncesi eğitimi çözmediğimiz zaman ne kadınların istihdama katılımını, ne ekonomik kalkınmayı ne de çocuklarımızın yeteri kadar gelişmesini sağlayabiliriz.” dedi.
Köy okulları ve Samsun örneği: “Amaç yaşatmak değil, kapatmak”
Köy okullarının kapatılmasını ağır biçimde eleştiren Usta, “Amaç yaşatmak olmalı, sizin amacınız köy okullarını kapatmak; bunu net olarak anladık.” dedi. Belirlenen kriterler gereği öğrenci sayısı belli seviyenin altına düştüğünde, alternatif üretilmeden okulların kapatıldığını savundu.
Samsun’dan örnek veren Usta, Canik Kozlu Mahallesi Muhtarı Mehmet Zengin’in adını da kayda geçirerek, toplu taşıma uygulaması sonrası köydeki öğrenci servislerinin kaldırıldığını anlattı. “Toplu taşımayı gönderdik sizin köyünüze’ deniyor. Sabah 2, akşam 2 otobüs diye çocukların servisleri kesildi.” diye konuştu.
İl millî eğitim müdürlüğü ile görüşmelerinde “paramız yok” yanıtı aldıklarını aktaran Usta, “Yapay zekâ diyorsunuz ama okul servisine para yok. 7 yaşındaki çocuğa ‘otobüsle gidin’ diyorsunuz.” sözleriyle taşımalı sistemde yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. Gece-gündüz saat düzenlemesi nedeniyle çocukların sabah karanlığında yollarda olduğunu hatırlatarak, bu alana bütçe ayrılması çağrısında bulundu.
“Bakanlar hâline razı, bütçe için çatır çatır pazarlık edilmiyor”
Bakanlıkların bütçe süreçlerine yaklaşımını da eleştiren Usta, Strateji ve Bütçe Başkanlığının verdiği rakamlara “hâline razı” bir tavırla yaklaşıldığını savundu. “’Benim bütçe payım düşüyor.’ diye çatır çatır pazarlık etmeniz lazım. Biz burada sizin tarafınızdayız, daha doğrusu milletin tarafındayız.” diyen Usta, öğretmen, servis, okul yemeği gibi başlıklara ek kaynak ayrılması için komisyonda önergeler vereceklerini söyledi.
10 Kasım ve ara tatil tartışması: “Bu yıl ilkokula başlayan çocuk okulda hiç 10 Kasım görmeden mezun olacak”
Konuşmasının son bölümünde 10 Kasım’ın ara tatile denk getirilmesine ilişkin tartışmalara değinen Usta, uygulamanın “bilinçli bir tercih” olduğunu öne sürdü. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in tepkisine karşılık, elinde somut takvim hesabı bulunduğunu belirten Usta, 2019-2020’den bu yana ara tatil öncesi eğitim günü sayısını tek tek incelediğini söyledi.
Usta, ara tatil öncesi eğitim günlerini şöyle sıraladı:
-
2019-2020 ve 2020-2021 dönemlerinde ara tatilden önce 49,5 gün eğitim,
-
2021-2022 döneminde yine 49,5 gün eğitim,
-
2024-2025 döneminde ise ara tatilden önce 44,5 gün eğitim.
“Bu sene 44,5 gün var. Beş gün sonra yapsaydınız ne olurdu? Yine 49,5 olurdu. Üç dört yıl bunu yapmışsınız zaten.” diyen Usta, ara tatilin zamanlamasının değiştirilmemesinin 10 Kasım’ı sistematik olarak tatil dönemine denk getirdiğini savundu. “Bu bilinçli bir tercih değil de nedir Allah aşkına?” diye sordu.
“Bu yıl ilkokula başlayan bir çocuk hiç 10 Kasımı okulda kutlamadan okuldan mezun olacak.” diyen Usta, bunun kabul edilemeyeceğini vurguladı. “Bunu kim yapıyor? Bunun arkasında nasıl bir mantık var? Olmaz. 10 Kasımı ara tatile denk getirmeyecek bir düzenleme yapılabilir.” ifadelerini kullandı.
Atatürk’ün çocuklara öğretilmesinin eğitim için temel olduğunu belirten Usta, “Ben her şeyi rakamla konuşurum, hamasi bir şey yok. 10 Kasım Atatürk’tür. Atatürk’ü çocuklara öğretmeden siz ne eğitiminden bahsediyorsunuz Sayın Bakan? Atatürk’ü öğrenmeyen bir çocuğun bu ülke için faydalı olabileceğini düşünmek mümkün değildir.” dedi.
Erhan Usta, tüm eleştirilerine rağmen Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin ülke için önemine vurgu yaparak, “Her şeye rağmen bütçeniz hayırlı olsun.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI