MHP’Lİ ZUHAL KARAKOÇ: “AVRUPA’NIN TÜRKİYE RAPORU JEOPOLİTİK DENETİM ARZUSUDUR; TÜRKİYE ÇOK KATMANLI GÜÇ MERKEZİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Doç. Dr. Zuhal Karakoç, Avrupa Komisyonunun 2025 Türkiye Raporu’nun teknik değerlendirme değil “jeopolitik denetim arayışı” olduğunu söyledi. Türkiye'nin Avrupa'nın güvenliği, enerji arzı ve göç yönetiminde vazgeçilmez bir düğüm olduğunu belirten Karakoç, rapordaki eleştirilerin “Batı’nın normatif üstünlük maskesi” altında şekillendiğini ifade etti. KKTC’nin egemen eşitliğe dayalı iki devlet modelinin tarihî zorunluluk olduğunu vurgulayan Karakoç, AB’nin Rum yönetimini hukuka aykırı üye yaparak adadaki dengeyi bozduğunu söyledi. 18 Mart Mutabakatında AB’nin vize serbestisi yükümlülüğünü hâlâ yerine getirmediğini hatırlatan MHP’li vekil, “Neden tek taraflı fesih seçeneğini gündeme almıyoruz?” sorusunu yöneltti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun Dışişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde söz alan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Doç. Dr. Zuhal Karakoç, konuşmasında uluslararası düzenin sarsıldığı bir dönemde Türkiye’nin dış politikadaki konumu, AB ile ilişkiler, Kıbrıs meselesi ve göç yönetimi başlıklarını ele aldı.
Karakoç, 2026 bütçesinin yalnızca diplomatik kalemlerle değil, Türkiye’nin küresel güç kapasitesinin nasıl şekillendiği üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi:
“Küresel düzen çökerken ayakta kalanlar başkasının gölgesine sığınanlar değil, kendi jeopolitik reflekslerini geliştirebilenlerdir.”
“Avrupa’nın Türkiye Raporu uyum değil, vesayet arzusudur”
Avrupa Komisyonunun 2025 Türkiye Raporunu “diplomatik bir itiraf” olarak niteleyen Karakoç, raporda Türkiye’nin “kilit ortak” olarak tanımlanmasının AB’nin Türkiye’ye duyduğu jeopolitik bağımlılığın göstergesi olduğunu belirtti:
“Türkiye’nin güvenliği, enerji hatları ve göç yönetimi Avrupa’nın düğüm noktasıdır. Bu düğüm çözülmeden AB ayakta kalamaz.”
Karakoç, raportaki demokrasi ve özgürlük başlıklı eleştirilerin ise “normatif üstünlük kisvesi altında yürütülen jeopolitik denetim arayışı” olduğunu savundu.
“Kendi göçmenini entegre edemeyen, Kur'an yakmayı ifade özgürlüğü sayan bir yapı Türkiye’ye nasıl demokrasi dersi verebilir?” diye sordu.
“Türkiye çok katmanlı dış politikayla bir güç merkezine dönüşmüştür”
MHP’li vekil, AB’nin Türkiye dış politikasını “çok katmanlı” olarak tanımladığı ifadeyi rapordaki en gerçekçi değerlendirme olarak gördüğünü belirtti:
“Türkiye yalnız komşularıyla değil, AB, Rusya, Çin, Orta Asya, Afrika, Körfez ve Kafkasya ile aynı anda konuşabilen, kriz ve uzlaşıyı yönetebilen bir güç kapasitesine ulaşmıştır.”
“AB genişleme kriterleri siyasi uygunluk temelinde yürütülüyor”
Karakoç, Karadağ ve Arnavutluk’un AB sürecinde Türkiye ile kıyaslanmasını eleştirerek, bunun “AB’nin ciddiyet sorunu” olduğunu ifade etti.
Kıbrıs: “İki devlet modeli tarihî zorunluluktur, Rum üyeliğinin sorumlusu AB’dir”
Kıbrıs konusunda kararlı bir tutum ortaya koyan MHP’li Zuhal Karakoç,
“Kıbrıs Türk’tür. Egemen eşitliğe dayalı iki devlet modeli tarihî bir zorunluluktur.” dedi.
Rum yönetiminin AB’ye hukuksuz biçimde üye yapılmasının adadaki dengesizliğin temel nedeni olduğunu vurgulayan Karakoç, Türkiye’nin garantörlük sorumluluğundan da geri adım atmayacağını belirtti.
Doğu Akdeniz: “Enerji denklemi Türkiye’siz kurulamaz”
Karakoç, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin hem coğrafi hem jeopolitik olarak vazgeçilmez aktör olduğunu hatırlatarak,
“Bu gerçek artık raporların dipnotlarında değil, sahada yazıyor.” ifadelerini kullandı.
Göç yönetimi ve 18 Mart Mutabakatı: “AB tek yükümlülüğünü 9 yıldır yerine getirmedi”
Göç başlığında AB’nin çifte standardını eleştiren Karakoç, Türkiye’nin 2,7 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını, buna karşın AB’nin 18 Mart Mutabakatı kapsamındaki vize serbestisi yükümlülüğünü dokuz yıldır yerine getirmediğini hatırlattı.
Bu noktada dikkat çekici bir soru yöneltti:
“AB neden yükümlülüğünü uygulamazken, biz neden 18 Mart Mutabakatı’nın tek taraflı feshini gündeme almıyoruz?”
Karakoç, Türkiye’nin göç yönetiminde adil yük paylaşımı ve egemenlik odaklı bir diplomasi yürütmesi gerektiğini ifade etti.
Konuşmasının sonunda KKTC'nin uluslararası görünürlüğünün artması, Türk Devletleri Teşkilatı içinde KKTC’nin statüsünün güçlendirilmesi ve federasyon temelli çözümlere kesinlikle itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayan Karakoç, sözlerini teşekkür ederek tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI