Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler TBMM’de MSB Bütçesini Anlattı: “Terörsüz Türkiye Hedefine Doğru Kararlı Yürüyüş İçindeyiz”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 26 Kasım 2025’te görüşülen Millî Savunma Bakanlığı 2026 yılı bütçe teklifi, Bakan Yaşar Güler’in sunumuyla ele alındı. 822 milyar 930 milyon 177 bin TL’lik bütçeyi “Türkiye’nin savunma ve güvenlik iradesinin somut yansıması” olarak tanımlayan Güler, terörle mücadeleden Gazze’deki ateşkese, NATO Zirvesi’nden yerli savunma sanayine, mayın temizliğinden siber güvenliğe kadar geniş bir alanda yürütülen faaliyetleri anlattı; “Güçlü ve hazırlıklı bir ordu barışın sigortasıdır.” dedi.

Kasım 27, 2025 - 10:55
Kasım 27, 2025 - 12:22
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler TBMM’de MSB Bütçesini Anlattı: “Terörsüz Türkiye Hedefine Doğru Kararlı Yürüyüş İçindeyiz”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun 22’nci Birleşimi, 26 Kasım 2025 Çarşamba günü Komisyon Başkanı ve AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında açıldı. Toplantının gündeminde Millî Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesi, kesin hesabı ve Sayıştay raporu ile Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığının Sayıştay raporu yer aldı.

Açılış konuşmasının ardından söz verilen Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Komisyona hitabında 2026 yılı bütçe teklifini ve güvenlik gündemini anlattı. Güler, konuşmasına “Bugün Komisyonumuza Bakanlığımızın 2026 yılı bütçe teklifi ile savunma ve güvenliğimize yönelik faaliyetlerimiz hakkında bilgi sunacak, memnuniyetle soru ve değerlendirmelerinizi alacağız.” sözleriyle başladı.

“Bu Bütçe Devletimizin Bekasını Koruma İradesinin Yansıması”

Güler, ele alınan bütçenin sadece rakamlardan ibaret olmadığını vurgulayarak, “Bugün ele aldığımız bütçe, rakamları ve ilgili kalemleri ifade etmenin ötesinde ülkemizin ve asil milletimizin savunma ve güvenliğiyle devletimizin bekasını koruma iradesinin somut bir yansımasıdır.” ifadesini kullandı. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin “kutsal vatan topraklarının korunmasının başlıca teminatı” olduğunu belirten Güler, bütçenin bu vazifelerin en güçlü şekilde yerine getirilmesi amacıyla hazırlandığını kaydetti.

Uluslararası düzenin zayıfladığı, güç ve nüfuz mücadelelerinin arttığı bir dönemde Türkiye’nin “ilkesel ve çok boyutlu diplomasiyle yol aldığını” söyleyen Güler, bir yandan sınır güvenliği ve askerî caydırıcılığın güçlendirildiğini, diğer yandan uluslararası krizlerin çözümü ve barışın tesisi için “etkin ve yapıcı bir tutum” sergilendiğini dile getirdi.

Hudut Güvenliği ve Yasa Dışı Geçişlerde Düşüş

Hudutların, Mehmetçik’in fedakârlığı ve “teknoloji yoğunluklu sistemlerle dünya standartlarında” korunduğunu belirten Güler, sınır güvenliği tedbirlerinin tehdit ve gelişmelere göre “çok yönlü emniyet ağıyla” sürekli geliştirildiğini söyledi. Alınan tedbirler sayesinde geçen yıla oranla yasa dışı geçişlerde engellenen ve yakalanan şahıs sayılarında düşüş yaşandığını kaydeden Güler, “Hudutlarımızda ilgili kurumlarımızla koordine hâlinde etkin ve caydırıcı tedbirler almaya devam edeceğiz.” dedi.

“Terörsüz Türkiye” Vurgusu ve PKK’nin Çekilme Kararı

Konuşmasının önemli bir bölümünü terörle mücadeleye ayıran Güler, kırk yılı aşkın süredir ülkenin huzur ve güvenliğini tehdit eden terörün bitirilmesi için “terörsüz Türkiye hedefine doğru kararlı bir yürüyüş içerisinde” olduklarını ifade etti. Bu sürecin, Cumhurbaşkanının liderliği ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanının desteğiyle yürütüldüğünü belirten Güler, “Bu tarihî süreç kardeşliğimizi pekiştirme, milletimizi güvenli ve müreffeh yarınlara ulaştırma iradesinin en açık göstergesidir.” dedi.

PKK’nın 26 Ekim’de yaptığı “Türkiye’den tamamen çekilme” açıklamasını sürecin işlerliği ve hızlanması açısından “önemli bir adım” olarak gördüklerini söyleyen Güler, buna rağmen terör örgütü ve iltisaklı tüm grupların, başta Suriye olmak üzere bulundukları tüm bölgelerde derhal tüm terör faaliyetlerine son verip “koşulsuz olarak silahlarını teslim etmeleri” gerektiğini vurguladı. “Başta PKK-PYD/YPG, SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına izin vermeyeceğiz.” ifadeleriyle tavizsiz tutumu dile getirdi.

Şehit ve gaziler için ayrı bir parantez açan Güler, terörle mücadeledeki başarılarda en büyük payın “aziz şehitler, kahraman gaziler ve ailelerine” ait olduğunu belirterek, “Yegâne amacımız şehit ve gazilerimizin mirasını korumak, onların emsalsiz gayretleriyle elde edilen huzur iklimini kalıcı kılmaktır.” dedi.

Suriye, Irak ve Bölgesel İşbirlikleri

Güler, komşu ülkelerle yürütülen işbirliklerine de değindi. Suriye’nin egemenliği, birlik ve beraberliğine destek verdiklerini belirterek, ülkenin yeniden inşası, Suriyelilerin geri dönüşleri ve uluslararası kısıtların kaldırılması alanlarında desteklerin sürdüğünü söyledi. “Suriye yönetimiyle güvenlik alanında yakın bir koordinasyon ve güçlü bir uyum içerisindeyiz.” diyen Güler, Şam’a askerî ataşe ve Suriye Koordinasyon Birimi görevlilerinin gönderildiğini, Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası kapsamında Suriye ordusunun kapasitesine katkı verdiklerini ifade etti.

Irak ve Bölgesel Yönetimle terörle mücadele alanında son dönemde tesis edilen işbirliğinin de “yakın bir koordinasyon içerisinde sürdürüldüğünü” belirten Güler, bu çerçevede terörle mücadelenin hem Türkiye’nin güvenliği hem bölgenin huzur ve istikrarı için “tavizsiz” şekilde devam ettirildiğini vurguladı.

Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Mesajları

Mavi ve gök vatanın korunması için her türlü çabanın gösterildiğini ifade eden Güler, Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerin “millî çıkarlar doğrultusunda etkin şekilde” yürütüldüğünü söyledi. Yunanistan’la aradaki sorunların çözümü ve olumlu diyalog ortamının geliştirilmesi istendiğini belirten Güler, “Ege Denizi’nin barış ve istikrar bölgesi olmasını arzu ediyoruz.” dedi.

Bununla birlikte, Yunanistan’ın tek taraflı projelerine karşı “uluslararası hukuk çerçevesinde diplomatik girişimlerde bulunulduğunu ve mütekabiliyet kapsamında gerekli tedbirlerin kararlılıkla uygulandığını” kaydetti. Kıbrıs konusunda ise “Adil ve kalıcı çözüm için tek çıkar yol, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabulüdür.” diyen Güler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin silahlanma ve askerî ilişkilerinin gerginliği artırdığını, Türkiye’nin her koşulda “Kıbrıslı kardeşlerinin yanında” olacağını vurguladı.

Azerbaycan, Libya, Somali ve Katar’da Askerî İşbirliği

Millî Savunma Bakanı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin NATO, BM, AB ve AGİT görevleri kapsamında pek çok coğrafyada barış ve istikrara katkı sunduğunu anlattı. Özellikle Azerbaycan’la ikili ilişkilerin derinleştirildiğini belirterek, “Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasında eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetleriyle savunma sanayi iş birliğinde büyük gelişmeler kaydediyoruz.” dedi.

Libya’da üstlenilen inisiyatiflerle sahada büyük ölçüde sükûnet sağlandığını ifade eden Güler, Libya ordusuna eğitim ve danışmanlık desteğinin sürdüğünü, “toprak bütünlüğü ve ulusal birliğini sağlamış tek Libya” hedefi doğrultusunda ilerleme kaydedildiğini söyledi.

Somali’de ise dost ülkede toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğin güçlendirilmesi için çok yönlü destek verildiğini belirterek, Somali Silahlı Kuvvetlerinin teşkilat yapısı, eğitim, teçhizat, altyapı ve lojistiğine yönelik çalışmaların sürdüğünü aktardı. Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığının, Katar ordusunun savunma kabiliyetlerini geliştirmek, terörizmle mücadele ve uluslararası barış harekâtlarına katkı sağlamak amacıyla faaliyetlerine devam ettiğini vurguladı.

Güler, Türkiye’nin Balkanlar’daki varlığına da değinerek Bosna Hersek’te EUFOR Althea Harekâtı ve Kosova’da KFOR Komutanlığı görevlerinin Türkiye’nin bölgesel istikrara katkısının örnekleri olduğunu hatırlattı.

NATO Zirvesi 2026 Ankara’da, Savunma Harcamalarında Artış

Güler, Türkiye’nin NATO’da daha etkin bir şekilde yer aldığını belirterek, “İttifakın güçlü ve saygın bir üyesi, aynı zamanda ikinci büyük ordusuna sahip ülke olarak sorumluluklarımızı büyük bir başarıyla yerine getiriyoruz.” dedi. Bu çerçevede 2026 yılı NATO Zirvesi’nin Ankara’da düzenleneceğini hatırlattı.

Türkiye’nin NATO’nun asgari yüzde 2 savunma harcaması hedefine bağlı kaldığını belirten Güler, “Türkiye 2024 yılında savunma harcamaları taahhüdünü yüzde 2,13 seviyesinde gerçekleştirmiştir.” bilgisini verdi. NATO askerî bütçesine katkı sıralamasında Türkiye’nin 8’inci sıradan 7’nci sıraya yükseldiğini ifade eden Güler, hedeflenen yüzde 5 oranına 2035 yılına kadar kademeli olarak ulaşmayı değerlendirdiklerini söyledi.

Karadeniz’de Montrö Çerçevesi ve Mayın Tehdidi

Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle hassaslaşan Karadeniz konjonktürüne değinen Güler, bölgedeki gelişmelerin yakından takip edildiğini ve Türkiye’nin hak ve menfaatleri doğrultusunda Montrö başta olmak üzere tüm tedbirlerin kararlılıkla uygulandığını belirtti. “Karadeniz’de savaştan kaynaklı mayın tehdidine çözüm üretmek ve seyir emniyetini sağlamak amacıyla millî esaslı Mayın Karşı Tedbirleri Harekâtı’nı icra ediyoruz.” diyen Güler, Romanya ve Bulgaristan’la kurulan Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubunun çalışmalarına başarıyla devam ettiğini ifade etti.

Gazze’de Ateşkes, Türkiye’nin Garantör Rolü ve BM Kararı

Güler, Filistin meselesine ilişkin olarak Türkiye’nin ilk andan itibaren İsrail’in “işgal, ilhak ve imha politikasının” son bulması için uluslararası toplumu sorumluluk almaya davet ettiğini hatırlattı. “Geçtiğimiz ay, ülkemizin yoğun çaba ve aktif katkısıyla İsrail ve Filistin arasında ateşkese varılmıştır.” diyen Güler, Türkiye’nin Gazze deklarasyonundaki imzacı rolü ve garantörlük fonksiyonuyla uluslararası müzakere masalarının etkin bir üyesi olduğunu vurguladı.

Gazze’deki ateşkesin sürdürülmesi için “adil güvence mekanizmalarının etkinliği” ve İsrail’in ateşkese eksiksiz riayeti gerektiğini belirten Güler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Gazze Barış Kurulu’nun kurulması ve Uluslararası İstikrar Gücü’nün görev yapmasına dair tasarının kabul edilmesini önemli bulduklarını ifade etti. Türkiye’nin tarihî misyonu çerçevesinde ihtiyaç duyulabilecek her konuda sorumluluk almaya hazır olduğunu dile getirdi.

Personel Politikası, FETÖ ile Mücadele ve Özlük Hakları

Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkinliğinin temelinde “yüksek donanıma sahip personelin fedakârlığı, kahramanlığı ve disiplini” olduğunu kaydeden Güler, personel politikalarına büyük önem verdiklerini, eğitim faaliyetleriyle yeni personel temini işlemlerinin “ilgili mevzuatlara uygun ve objektif kriterlerle” yürütüldüğünü söyledi. Millî Savunma Üniversitesinin eğitim-öğretim görevlerini “üstün bir azimle” sürdürdüğünü belirtti.

Görevdeki ve emekli personelin özlük haklarına dair çalışmaların ülkenin imkânları ve çağdaş uygulamalar dikkate alınarak yapıldığını ifade eden Güler, gerekli tekliflerin ilgili makamlara iletildiğini kaydetti.

FETÖ ile mücadelenin de hukuk içinde ve ilgili kurumlarla koordinasyon hâlinde yürütüldüğünü hatırlatan Güler, “15 Temmuz 2016’dan itibaren FETÖ iltisakı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden toplam 24.002 şahıs ihraç edilmiş, 2.225 şahsın da rütbesi geri alınmıştır.” bilgisini verdi. Ayrıca suç işleyen, maiyetine kötü davranan veya disiplinsizlik yapan personele müsamaha gösterilmediğini, “gerekli cezai işlemlerin ivedilikle uygulandığını” vurguladı.

Savunma Sanayii: ALTAY, KAAN, HÜRJET, KIZILELMA ve Uçak Gemisi

Konuşmasında savunma sanayine geniş yer ayıran Güler, Türkiye’nin savunma sanayisinin “yükselen bir güç” olduğunu ve dünya çapında etkisi bulunan bir ekosistem haline geldiğini belirtti. “Bugün kendi İHA ve SİHA’sını, hava savunma sistemlerini, savaş gemisini ve denizaltılarını geliştirebilen sayılı ülkelerden biriyiz.” diyen Güler, yerli ve millî yeni nesil ana muharebe tankı ALTAY’ın seri üretimine geçildiğini ve ilk teslimin yapıldığını açıkladı.

Bakanlık bünyesindeki askerî fabrikalar ve tersanelerin imkân ve kabiliyetlerinin sürekli geliştirildiğini vurgulayan Güler, Makine Kimya Endüstrisi ve ASFAT gibi alt inisiyatiflerin kapasitesini artırmak için büyük çaba gösterdiklerini söyledi.

Yerli ve millî savaş uçakları KAAN, HÜRJET ve insansız savaş uçağı KIZILELMA için dost ve müttefik ülkelerden yoğun talep geldiğini belirten Güler, Eurofighter tedariki kapsamında Birleşik Krallık’la 20 yeni uçak, ekipman ve muhtelif mühimmat için sözleşme imzalandığını açıkladı. Katar ve Umman envanterindeki uçakların teminine yönelik çalışmaların ve F-16 ile F-35 tedarik süreçlerinin de sürdüğünü ifade etti.

Güler, milli uçak gemisi projesi için Millî Savunma Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığının sorumluluğunda çalışmalara başlandığını da duyurdu.

Çelik Kubbe ile Çok Katmanlı Hava Savunma Ağı

Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonuna değinen Güler, komando tugaylarının teçhizatının elektro-optik sistemler, modern nişangâhlar, veri aktarım ağları ve yeni nesil hafif silahlarla yenilendiğini, kara unsurlarında zırh koruması, hareket kabiliyeti ve ateş gücünün artırıldığını söyledi. Hava savunma mimarisinde kısa, orta ve uzun menzilli sistemleri kapsayan entegre bir yapı kurulduğunu ifade eden Güler, çok katmanlı hava savunma sistemi “Çelik Kubbe” ile gök vatanın her irtifa ve menzilde kesintisiz korunacağını belirtti.

“Terör Ağırlıklı Yapıdan Yüksek Teknoloji Merkezli Yapıya Geçiyoruz”

Güler, yapay zekâ ve siber alandaki hızlı gelişmelere uyum sağlamak amacıyla bilgi ve iletişim teknolojilerinin modernize edildiğini, “siber vatanı korumak, tehditleri caydırmak ve üstünlük sağlamak için siber gücün sürekli artırıldığını” söyledi. “Terörle mücadele ağırlıklı yapıdan, yapay zekâ destekli harp sistemleriyle güçlendirilmiş yüksek teknoloji merkezli bir yapıya geçerek Mehmetçik’in omuzlarındaki cephe yükünü azaltmayı hedefliyoruz.” diyen Güler, geleceğin belirsiz tehdit ortamına anında karar üreten bir savunma konsepti inşa ettiklerini belirtti.

Asker Alma, Sağlık Desteği ve KBRN Çalışmaları

Bakan Güler, asker alma işlemlerinin 2019’da yürürlüğe giren kanun çerçevesinde ordunun ihtiyaçlarına uygun ve verimli şekilde sürdürüldüğünü kaydetti. Yurt içi ve sınır ötesi harekâtların sağlık hizmet desteğinin, askerî sağlık personeli ile Sağlık Bakanlığı personelinin işbirliğiyle başarılı şekilde yürütüldüğünü ifade etti.

Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) savunma tedbirlerine yönelik ürünlerin yerli ve millî olarak geliştirilmesi ve bu alanda savunma uzmanı yetiştirilmesi çalışmalarının verimli şekilde sürdüğünü belirtti.

Mayın Temizliği, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Çevre Duyarlılığı

Güler, sınırlar içinde bugüne kadar yaklaşık 51 milyon metrekare alanda insani maksatlı mayın temizliği yapıldığını ve yaklaşık 227 bin mayının imha edildiğini açıkladı. Coğrafi bilgi sistemleri ve haritacılık çalışmalarının da son teknolojik gelişmeler doğrultusunda yürütüldüğünü, bunların sahadaki harekât kabiliyetine doğrudan katkı sağladığını söyledi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin deprem bölgeleri, hudut hattı ve operasyon birliklerindeki bina, tesis, yol ve içme suyu gibi ihtiyaçlara yönelik inşaat faaliyetlerini planlandığı şekilde sürdürdüğünü ifade eden Güler, afet ve acil durumlarda arama kurtarma, ulaştırma, barınma ve iaşe desteği sağlandığını belirtti. Tüm faaliyetlerde çevrenin korunmasına ve enerji verimliliğine özen gösterildiğini vurguladı.

Sayıştay Raporu ve İç Denetim

İç Denetim Birimi Başkanlığının, tüm faaliyetlerin “etkili, ekonomik, verimli ve mevzuata uygun” biçimde gerçekleşmesine ilişkin denetim ve danışmanlık görevi yürüttüğünü hatırlatan Güler, Sayıştay Başkanlığının 2024 yılı denetim raporunda Millî Savunma Bakanlığına ilişkin 1 bulguya yer verdiğini, buna yönelik gerekli tedbirlerin alındığını kaydetti.

“Güçlü ve Hazırlıklı Ordu Barışın Sigortasıdır”

Konuşmasının sonunda küresel güvenlik ortamındaki değişimlere değinen Güler, Avrupa’daki savunma yapılanmalarının personel yetersizliği ve donanımsal eksiklikler nedeniyle stratejik kırılmalar yaşadığını, buna karşılık Türkiye’nin, çevresindeki çatışma alanları nedeniyle “stratejik kültürünü saha tecrübesiyle besleyen nadir ülkelerden biri” olduğunu söyledi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, komando tugayları, hızlı intikal kabiliyeti ve disiplin seviyesiyle “hazır olma seviyesini artıran bir güç” haline geldiğini vurgulayan Güler, “Güçlü ve hazırlıklı bir ordu barışın sigortası olduğu gibi milletinin de güvencesidir.” ifadesini kullandı. Konuşmasını, Mete Han’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kadar tüm devlet büyükleri ve komutanları anarak, şehit ve gazilere rahmet ve minnet dilekleriyle tamamladı.

Bakan Güler, “Bu savunma bütçesine vereceğiniz destek, yarınlara daha güvenle bakan bir Türkiye’nin savunma iradesinin de tezahürü olacaktır.” diyerek, 822 milyar 930 milyon 177 bin TL tutarındaki 2026 yılı bütçe teklifi ile 2024 yılı kesin hesabını Komisyonun takdirine sundu.

Muhalefetten Uçak Kazası ve Savunma Harcamalarına Eleştiri

Bakan’ın konuşmasının ardından söz alan CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Gürcistan’daki uçak kazasında hayatını kaybeden 20 asker için başsağlığı dileğinin ardından, kazaya karışan uçağa ilişkin eleştiride bulundu. Aygun, “Suudilerin hurdaya çıkardığı o uçağı neden biz kullanıyoruz, merak ediyoruz.” ifadeleriyle savunma yönetimine dair soru işareti dile getirdi ve “Savunma sanayisine verilen paraya bak.” sözleriyle bütçe büyüklüğüne dikkat çekti.

AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yeğin ise Aygun’un sözlerine karşılık, “Grubunun sırası geldi, dinleyelim.” diyerek tartışmanın ilerleyen bölümde grup konuşmaları sırasında ele alınması gerektiğini hatırlattı. Plan ve Bütçe Komisyonundaki bütçe görüşmeleri, milletvekillerinin tek tek yapacağı değerlendirmelerle devam ediyor.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI