Şebnem Schaefer: 'Almanya'da Türk, Türkiye'de Alman olduğumu hatırlattılar'

Ünlü oyuncu Şebnem Schaefer, Almanya'da büyürken yaşadığı kimlik çatışmalarını ve karşılaştığı önyargıları anlattı. Hem Almanya'da hem Türkiye'de farklı şekillerde dışlandığını belirten Schaefer, çocukluk ve gençlik yıllarında aidiyet konusunda zorlandığını söyledi. Yeni filmi "Bağlantı Hatası" ile akran zorbalığı ve ayrımcılığa dikkat çeken Schaefer, iki kültür arasında büyümenin getirdiği zorlukları ve Türkiye'yi neden seçtiğini açıkladı.

Şubat 8, 2025 - 17:39
Şebnem Schaefer: 'Almanya'da Türk, Türkiye'de Alman olduğumu hatırlattılar'

Almanya'da artan ırkçılık ve İslamofobi, toplumda ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Çok kültürlü kimliklerin bu sorunların merkezinde yer aldığına dikkat çeken ünlü oyuncu Şebnem Schaefer, kendi yaşamında da benzer zorluklarla karşılaştığını belirtti.

28 Mart'ta vizyona girecek "Bağlantı Hatası" filminde anne rolüyle izleyicilerin karşısına çıkmaya hazırlanan Schaefer, çocukluk ve gençlik yıllarında kimlik çatışmaları yaşadığını ve iki kültür arasında sıkıştığını ifade etti.

'Alman mıyım, Türk müyüm?'

Türk annesi ve Alman babasıyla büyüyen Schaefer, kimlik arayışını şu sözlerle anlattı:

"İlk zamanlarda hep 'Alman mıyım, Türk müyüm?' diyordum. Türk müzikleri dinliyorum ama Almanya'da yaşıyorum. Arkadaşlarım genellikle Almandı. Sınıfta bir Türk arkadaşım vardı, onunla sürekli görüşmeye başladım. Annem de 'Neden Alman arkadaşlarınla daha az vakit geçiriyorsun?' diye sorardı."

Schaefer, farklı tercihlerinin çevresindeki bazı kişiler tarafından kolay kabullenilmediğini ve bu yüzden zorlandığını dile getirdi.

'Beni iyice dışladılar'

Gençlik yıllarında Türkiye'ye daha sık gelmeye başladığını belirten Schaefer, bu sürecin Almanya'daki çevresiyle olan ilişkisini etkilediğini vurguladı:

"Almanya'da çok Türk müziği dinliyordum, Alman müziği pek ilgimi çekmiyordu. Bu durum beni çevremden soyutladı. Modellik, sunuculuk ve oyunculuk yapmak için Türkiye'ye gelmeye başladım. O noktadan sonra beni iyice dışladılar."

'Türklüğümle övünüyordum'

Schaefer, kimliğini her zaman gururla taşıdığını belirterek, "Aslında Türk olduğumdan değil, çünkü orada Jennifer Schaefer ismini kullanıyordum. Ama Türklüğümle övünüyordum. Bu yüzden fırsat buldukça 'Ben aslında yarı Türk'üm.' derdim." ifadelerini kullandı.

'Almanya'da Türk, Türkiye'de Alman olduğumu hatırlattılar'

Türkiye'ye geldikten sonra da farklı bir ötekileştirmeyle karşılaştığını belirten Schaefer, şu ifadeleri kullandı:

"Almanya'da Türk olduğumu hatırladım. Türkiye'ye geldiğimde ise Alman olduğumu hatırlattılar. Ne kadar 'Ben Türk'üm' desem de, 'Sen Almanya'dan geldin, farklı bir disiplinin var', 'Sen Almancısın' diyenler oldu. O yüzden artık 'Ben yarı Almancıyım' diyorum. Çünkü babam Alman, annem Türk."

"Almancı" kelimesinden rahatsız olduğunu dile getiren Schaefer, bu tür ayrımların insanları zor durumda bıraktığını vurguladı.

'10 Kasım'da siren seslerini dinlerdik'

Annesinin kendisi ve kardeşinin kimlik inşasında büyük rol oynadığını belirten Schaefer, şu anısını paylaştı:

"Annem, 10 Kasım'da saat 09.05'te bizi arar, siren seslerini dinletirdi. O anda nerede olursak olalım, ayağa kalkardık. Trende bile çaktırmadan ayağa kalkıyorduk. Annem bazen 'Sizi çok milliyetçi mi büyüttüm acaba?' derdi. Ama bunu sadece Türk kültürünü unutmamamız için yaptı."

'Burada Türkçe konuşulmayacak'

Schaefer, Almanya'da yaşadığı bazı zorluklara da değinerek, "Bir Türk arkadaşım vardı, onunla Türkçe konuşurken 'Burada Almanca konuşulacak.' diye anneme uyarıda bulunmuşlardı. Ama beni Alman olarak gördükleri için doğrudan bana yönelik bir ayrımcılık yapmadılar." dedi.

'Türkiye'yi seçtim'

İki kültürün de kendine özgü güzellikleri olduğunu belirten Schaefer, sonunda Türkiye'de yaşamayı tercih ettiğini ifade etti:

"Hem Türklerin hem de Almanların iyi yanlarını aldım. Bunu bir zenginlik olarak kabul ettim. Şimdi kültürel bir zenginlikle Türkiye'de yaşıyorum. Almanya'yı da Türkiye'yi de seviyorum. Ancak sonunda Türkiye'yi seçtim."


CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI