Asırlarca yıkılıp yeniden inşa edilen Ayasofya'nın bilinmeyen tarihî yolculuğu
Üç farklı dönemde inşa edilen, savaşlar ve isyanlarla defalarca tahrip olan, fetihten sonra camiye çevrilen ve 2020 yılında yeniden ibadete açılan Ayasofya’nın bin 600 yılı aşkın tarihî yolculuğu, mimari ve kültürel miras açısından insanlık tarihinde eşsiz bir yer tutuyor.

Ayasofya üç kez inşa edildi
Ayasofya, İstanbul’un yedi tepesinden birincisi üzerinde üç defa inşa edilmiş bir yapıdır. İlk olarak 360 yılında II. Konstantin döneminde ahşap çatılı bir bazilika olarak 'Büyük Kilise' ismiyle açılmıştır. Ancak 404 yılında çıkan isyanda büyük zarar görmüş ve günümüze ulaşan kalıntısı bulunmamaktadır.
İkinci Ayasofya da yıkıldı
415 yılında İmparator II. Theodosius tarafından yaptırılan ikinci yapı, 532’deki Nika Ayaklanması’nda yakılmıştır. Bunun ardından İmparator Jüstinyen çok daha büyük ve görkemli bir Ayasofya yaptırılması talimatını vermiştir.
Üçüncü Ayasofya ve Bizans dönemi
Bugünkü yapı, Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından 532-537 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Doğu Roma’nın İmparatorluk Kilisesi olarak hizmet veren yapı, zamanla isyanlar, doğal afetler ve Haçlı Seferleri ile büyük zarar görmüştür. 1204’te 4. Haçlı Seferi sırasında Ayasofya yağmalanmış, 1261’e kadar Roma Katolik Kilisesi’ne bağlı bir katedral olarak kullanılmıştır.
Osmanlı dönemi: Camii ve külliye
1453’te İstanbul’un fethinden sonra Ayasofya camiye çevrilmiştir. Fatih Sultan Mehmed, camiyi kendi vakfı olarak tescil ettirmiş, medrese ve ilk minareyi inşa ettirmiştir. Sonraki yüzyıllarda da birçok padişah yapıya eklemeler yapmıştır. En önemli müdahale ise Mimar Sinan’ın mimari düzenlemeleridir. Sinan, Ayasofya’nın yorgunluk emareleri göstermesi üzerine güçlendirme çalışmaları yapmış, bu sayede yapı büyük depremlerden etkilenmeden günümüze ulaşmıştır.
Türbe ve süslemelerle zenginleşen külliye
Sultan II. Selim’in türbesiyle başlayan külliye anlayışı, sonraki padişahlar döneminde mihrap, minber, şadırvan, kütüphane ve aşhane gibi yapılarla zenginleştirilmiştir. Ayasofya, Osmanlı döneminde hattatlık ve çinicilik gibi sanat dallarıyla süslenmiştir.
Cumhuriyet dönemi ve müze yılları
1930’lu yıllarda başlatılan restorasyon çalışmalarının ardından 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Ayasofya müzeye dönüştürülmüş ve ibadete kapatılmıştır. Bu karar, Danıştay tarafından 10 Temmuz 2020 tarihinde iptal edilmiştir. Aynı gün yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile Ayasofya tekrar cami statüsüne kavuşmuştur. Yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilen Ayasofya, bu tarihten itibaren yeniden ibadete açılmıştır.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI
