CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ NAMIK TAN: “MEŞRUİYET KRİZİNİ DIŞ POLİTİKA ARACI HÂLİNE GETİRMENİZDEN DERİN ÜZÜNTÜ DUYUYORUZ”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçe görüşmelerinde söz alan CHP İstanbul Milletvekili ve eski büyükelçi Namık Tan, Hariciye kökenli bir siyasetçi olarak Dışişleri Bakanlığı yönetimine sert eleştiriler yöneltti. Tan, meslek dışı ve “sicili sorunlu” büyükelçi atamalarından, MİT kökenli yöneticilerin Bakanlıkta artan varlığına, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sosyal medyada oluşturulan imajına, ABD Başkanı Trump’la ilişkiler ve meşruiyet tartışmalarına, Gazze politikası, Suriye ve Orta Doğu dengeleri, Avrupa Birliği ve KKTC dosyalarında izlenen çizgiye kadar pek çok başlıkta iktidarı eleştirdi; “Türkiye uluslararası diplomaside irtifa kaybediyor.” uyarısında bulundu ve eleştirilerinin “bir meslek büyüğünün nasihatleri” olarak görülmesini istedi.

Kasım 18, 2025 - 21:52
Kasım 19, 2025 - 13:28
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ NAMIK TAN: “MEŞRUİYET KRİZİNİ DIŞ POLİTİKA ARACI HÂLİNE GETİRMENİZDEN DERİN ÜZÜNTÜ DUYUYORUZ”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşülürken, CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan yirmi dakikalık sürede kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Tan, konuşmasına Hariciye geçmişine atıf yaparak başladı ve “Kırk yıla yakın bir süre hizmet etmekten onur duyduğum Hariciye Teşkilatına bugün de bir siyasi muhalefet temsilcisi olarak katkı vermeyi arzuluyorum.” dedi.

“Hariciye Teşkilatı Benim Yuvamdır”

Dışişleri Bakanlığını “köklü ve saygın bir kurum” olarak nitelendiren Tan, “Dışişleri Bakanlığımız ülkemizin köklü ve saygın kurumları arasında her zaman ön sıralarda olmuştur.” sözleriyle kuruma bağlılığını vurguladı. Kendisinin de bu yapının içinden geldiğini hatırlatan Tan, “Şahsım için mensubu bulunduğum Cumhuriyet Halk Partisi ne kadar kıymetliyse yuvam olarak gördüğüm Dışişleri Bakanlığı da aynı kıymettedir.” ifadelerini kullandı.

Bakanlığın bütçesine yaklaşımını da netleştiren Tan, “Arzumuz, Bakanlığımızın ulusal bütçeden hak ettiği payı alması ve ülkemizi dünyada temsil görevini en başarılı şekilde yerine getirmesidir.” diyerek, eleştirilerini kurumsal yapıyı güçlendirme hedefiyle yaptığını söyledi.

“Eleştirilerimi Bir Ağabeyin Nasihati Olarak Görmenizi Temenni Ederim”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la geçmişte birçok görevde yollarının kesiştiğini hatırlatan Tan, “Konuşmamın başında değindiğim teşrikimesaiye Sayın Bakan da dahildir, görev yapmış olduğumuz birçok mevkide kendisiyle yolumuz kesişmiştir.” dedi. Fidan’a yönelik eleştirilerinin kişisel olmadığına dikkat çeken Tan, “Kendisine geçtiğimiz yıl birçok defa sert eleştirilerde bulundum. Elbette ki bunu kendisinin şahsına yönelik bir husumetten değil, temsil ettiği makamda gözlemlediğimiz eksikliklerden, kendisine yakıştıramadığımız birtakım eylem ve demeçlerinden ötürü yaptık.” sözleriyle konuştu.

Tan, Fidan’dan eleştirilerini olumlu karşılamasını isteyerek, “Bugün de kendisine ve dış politikaya yönelik eleştirilerimi iyi niyetli olarak değerlendirmesini, bunları bir meslek büyüğünün, bir ağabeyin nasihatleri olarak görmesini temenni ederim.” ifadelerini kullandı.

Meslek Dışı ve “Sicili Sorunlu” Büyükelçi Atamaları İtirazı

Dışişleri Bakanlığının temel gücünün kurumsal gelenek ve meslek içi yetişmiş kadrolar olduğunu vurgulayan Tan, “Modern hariciyemiz bugünkü hâline iki yüz yıllık bir süreçte ulaştı. Tanzimat dönemindeki tercüme odasıyla başlayan gelenek cumhuriyet dönemi hariciyemizin de temelini oluşturdu.” sözleriyle tarihî arka plana işaret etti.

Bakanlık dışından yapılan büyükelçi atamalarını sert dille eleştiren Tan, “Büyükelçilik makamına Bakanlık dışından, mesleğe dair hiçbir bilgisi ve tecrübesi olmayan kişileri atamayı gün geçtikçe daha çok normalleştirmeniz, üstelik bunu yaparak Bakanlıkta, büyükelçi olmak için on yıllarını harcayan personelinizin hakkını yemeniz büyük bir sorundur Sayın Bakan.” dedi. Tan, bu konuda iki buçuk yıldır verdikleri soru önergelerinin karşılıksız bırakıldığını savunarak, “Nitekim, iki buçuk yıldır bu konuda farklı şahıslar hakkında soru önergeleri verdik, hepsini duymazdan geldiniz.” ifadesini kullandı.

Bazı atamaların adli sicil boyutuna da dikkat çeken Tan, “Adli sicilinde yaralama veya tehdit suçları bulunan bir kişi daha hâlâ Cezayir'de görevde. Görev yaptığı üniversitede, hakkında mobbing, psikolojik taciz, iftira ve tehdit konulu birçok sayıda dava bulunan bir rektör Akdeniz için Birlik teşkilatında Büyükelçi.” sözleriyle somut iddialarını dile getirdi. Tan, Bakanlığın verdiği kısa yanıtları da eleştirerek, “Yalnızca birine, alay eder gibi, 4 satırla yanıt verdiniz… Bir nevi bu Meclise hakaret gibi görebileceğimiz bir cevap bu.” dedi.

“Kriminal Eylemlerde Bulunan Şahısları Büyükelçi Yaparak Koruma Kalkanı Sağlıyorsunuz”

Meslek dışından atamalara ilişkin siyasi boyuta da dikkat çeken Tan, “Meslek dışından büyükelçi atamayı siyasi yandaşlarınıza yüksek maaşlı, konforlu bir pozisyon hâline getirmenizi bir kenara bırakıyorum, kriminal eylemlerde bulunan şahısları büyükelçi yaparak onlara koruma kalkanı sunuyor ve bunu normalleştiriyorsunuz.” dedi. Bu durumun ülkenin itibarına zarar verdiğini söyleyen Tan, “Ülkemizin itibarına telafisi imkânsız bir zarar veriyorsunuz demektir. Sicili sorunlu şahısların büyükelçi olarak görevlerini sürdürmelerine göz yumamazsınız Değerli Bakanım.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanına karşı bu konuda inisiyatif alınması çağrısında bulunan Tan, “Dilerim, böyle profillerin Dışişlerinde görevlendirilmemesi hususunda Cumhurbaşkanından talepte bulunacak kadar ağırlığınız vardır.” sözleriyle Fidan’a seslendi.

Batum Başkonsolosluğu İddiaları: “Yüz Kızartıcı İşlere Bulaşanlar Var”

Konuşmasında kurumsal disiplin ve etik tartışmalarına da yer veren Tan, kendisini en çok üzen konulardan birinin, Bakanlıkta yetişmiş personel hakkında gündeme gelen iddialar olduğunu söyledi. “Emekli bir Hariciyeci olarak bana asıl üzüntü veren noktalardan biri de artık Bakanlıkta yetişmiş kişiler arasında bile yüz kızartıcı işlere bulaşanların olduğuna yönelik iddiaları duymak.” diyen Tan, son örnek olarak Batum Başkonsolosunu işaret etti.

Batum’un Türkiye-Gürcistan ilişkileri açısından kritik bir görev yeri olduğunu belirten Tan, “Batum başlı başına kritik bir görev yeridir. Türkiye ve Gürcistan arasındaki vize serbestisi, maalesef, çok sık suistimal ediliyor ve sonucunda Batum Türkiye'de her türlü kirli faaliyete bulaşanlar için bir kaçış ve saklanma noktası hâline gelmiş bulunuyor.” değerlendirmesinde bulundu. Tan, Batum’daki Başkonsolos hakkında basına yansıyan iddiaları, “Başkomsolosun bir kumarhanede çekilmiş fotoğrafları basın-yayın organlarında kol geziyor.” sözleriyle aktardı.

Tan, Başkonsolosun eşiyle ilgili iddiaları da gündeme getirerek, “Başkonsolosun eşinin Batum'da güzellik merkezi açtığı, Başkonsolosluk hizmetindeki araçları Batum ve Ankara'da işlettiği, güzellik merkezleri arasında malzeme taşımak için kullandığı yetmiyormuş gibi, Başkonsolosluk ve rezidans binalarından sosyal medya fenomenleriyle yaptığı reklam yayınları kamuoyuna yansımış bulunuyor.” dedi. Güvenlik boyutuna dikkat çeken Tan, “Böyle paylaşımların Başkonsolosluk ve rezidans gibi kamu binalarımız için ne denli ciddi bir güvenlik açığı yaratabileceği konusuna girmiyorum bile.” ifadelerini kullandı.

Tan, bu tür iddiaların siyasi sorumluluğunun da Bakanlık yönetiminde olduğunu vurgulayarak, “Mahiyetinizde bulunan personel yüz kızartıcı işlere bulaşıyorsa bunlar hakkında gerekli denetimi ve soruşturmayı yürütmek konusunda baş sorumlu yine sizsiniz Sayın Bakanım.” dedi.

“MİT Kökenli Yönetici Israrınızdan Vazgeçmenizi Talep Ediyoruz”

CHP’li Tan, Dışişleri Bakanlığının kurumsal kültürü ile Millî İstihbarat Teşkilatı kültürü arasındaki farkı vurgulayarak, MİT kökenli yöneticilerin atamasına yönelik eleştirilerini dile getirdi. “Dışişleri Bakanlığına Millî İstihbarat Teşkilatından çok fazla personel ve yönetici getirmeniz” ifadesiyle başlayan Tan, “MİT elbette değerli ve önemli bir kurumumuzdur… Fakat her iki kurumun yapısı, işleyişi, kurum kültürü farklıdır.” dedi.

Tan, kurumsal uyum sorununa işaret ederek, “MİT'teki kurum kültürüyle yetişmiş bir personel Dışişlerine, Dışişlerinde yetişmiş olan bir personel ise MİT'e o kadar kolay intibak edemez.” değerlendirmesinde bulundu. “Dışişlerinde MİT kökenli genel müdür, daire başkanı ve hatta büyükelçinin görev yaptığını biliyoruz; bu ısrarınızdan bir an önce vazgeçmenizi sizden talep ediyoruz.” diyen Tan, bu tercihin Bakanlığın özgün diplomasi kültürünü zayıflattığını savundu.

“Sosyal Medyada Hakkınızda Yapılan PR Çalışmaları Kaygı Verici”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kamuoyundaki algısına da değinen Tan, sosyal medyada üretilen içerikleri eleştirerek “Kamuoyu önünde çizdiğiniz profil her geçen gün daha büyük bir tartışma konusu hâline geliyor.” dedi. Fidan hakkında açılan hayran sayfalarına atıf yapan Tan, “Eğlence platformlarında adınıza hayran sayfaları açılıp hakkınızda unvanınızla bağdaşmayan içerikler üretiliyor; bu sayfalarda sizi meşhur bir televizyon dizisinin karakterleriyle kıyaslıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Adını vermediği diziyi, “devlet içinde örgütlenen organize suç çetelerini öven” bir yapım olarak niteleyen Tan, “Bu diziyle anıldığınız zaman sizin adınıza maalesef biz utanıyoruz Sayın Bakan.” dedi. Ciddiye alınan ülkelerin dışişleri bakanları için böyle kampanyalar yapılmadığını savunan Tan, “Ciddiye alınan ülkelerin dışişleri bakanları hakkında böyle PR kampanyaları yapılmaz, yapılıyorsa da engellenmesi lazımdır.” ifadeleriyle uyarıda bulundu.

Fidan’ın uluslararası mevkidaşlarıyla kıyaslanmasına da değinen Tan, “Biz sizi ciddiye alınan ülkelerin dışişleri bakanlarıyla aynı ligde görmek istiyoruz; internet üzerinden ona buna sataşan İsrail Dışişleri Bakanı Katz'la aynı pozisyonda kalmayı size yakıştıramıyoruz.” dedi.

“Türkiye Uluslararası Diplomaside İrtifa Kaybediyor”

CHP’li Tan, Türkiye’nin dış politikadaki konumuna ilişkin genel değerlendirmesinde, “Türkiye uluslararası diplomaside ne yazık ki irtifa kaybediyor.” ifadesini kullandı. İktidarın meşruiyet krizinin dış politikaya yansıdığını savunan Tan, “AKP, iktidarını kaybetmemek için antidemokratik barikatların arkasına sığınmak zorunda kaldı. Bugün tam da bu nedenle onulmaz bir meşruiyet erozyonu yaşıyor.” dedi.

Bu meşruiyet tartışmasının dış politikaya taşınmasından duydukları kaygıyı, “Biz, CHP olarak meşruiyet krizinin bir dış politika kalemi hâline gelmesinden derin üzüntü duyuyoruz.” sözleriyle dile getiren Tan, ABD Büyükelçisi Tom Barrack’a atfen “Ne yaptınız da ABD Büyükelçisi Tom Barrack ‘Erdoğan'a ihtiyacı olan meşruiyeti veriyoruz.’ diyebilecek cüreti buldu?” sorusunu gündeme getirdi.

Trump, İsrail ve Orta Doğu Eleştirileri: “Trump’ın Bölgesel Acentasına Mahkûm Oldunuz”

Konuşmasında ABD Başkanı Trump’la ilişkiler ve Orta Doğu dosyasına geniş yer ayıran Tan, iktidarın İsrail ve Trump üzerinden yürüttüğü siyaseti eleştirdi. “Kendinize baş hasım olarak İsrail'i hedeflediniz, oysa çok güvendiğiniz Trump'ın Orta Doğu'da kurmaya çalıştığı yeni bölge düzeni bütünüyle İsrail'in güvenliğini garanti altına almayı amaçlıyor.” diyen Tan, Cumhurbaşkanını kastederek “Erdoğan koltuk sevdası uğruna Trump'ın bölgesel acentasına kendisini mahkûm ediyor.” ifadelerini kullandı.

Trump-Erdoğan görüşmelerini hatırlatan Tan, “Televizyonda günlerce Trump'ın, Erdoğan'ın sandalyesini çektiği sahneyi izledik fakat oturdukları masadan hiçbir şey alamadınız.” diyerek eleştirilerini sürdürdü. F-35 ve yaptırım dosyalarına değinerek, “Güvenlik kaygılarımız giderilmedi, parasını ödeyip alamadığımız uçaklar alınamadı, uygulanan savunma sanayii yaptırımları kalkmadı.” sözlerini kaydetti.

Tan, “Bu pazarlıkta size düşen tek şey bahşedilen meşruiyet karşısında koşulsuz teslimiyetçilik.” ifadesiyle, sürecin Türkiye’nin aleyhine işlediğini savundu. Terörsüz Türkiye söylemine de atıf yaparak, “Terörsüz Türkiye süreci de Trump'ın Orta Doğu'da manevra alanını genişletmeye yönelik bir şekle evriliyor.” dedi ve ABD’nin kurduğu üçlü masada alınan kararları “Trump'ın ‘yeni Orta Doğu dizaynı’” olarak nitelendirdi.

“Dış Politikayı Kim Yönetiyor: Erdoğan mı Bahçeli mi?”

CHP’li Tan, dış politikanın şahıslara endekslenmesini ve iktidar ortakları arasındaki uyumu da tartışmaya açtı. “Dış politika kararları maalesef eskiden olduğu gibi kurumların tecrübesine ve ortak karar alma süreçlerine dayanmıyor. Meşruiyetini de artık Türkiye Büyük Millet Meclisinden almıyor, her şey Erdoğan'ın keyfine bırakılmış.” diyen Tan, güvenlik dosyalarının “âdeta Trump'a emanet edildiği” görüşünü dile getirdi.

Cumhur İttifakı içi ilişkilere değinirken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını hatırlatan Tan, “Koalisyonunuzun küçük ortağı Bahçeli'nin Erdoğan'ın bile anlam veremediği Türkiye-Rusya-Çin açıklaması, ardından KKTC seçim sonuçlarını hazmedemeyen ama Erdoğan'dan destek alamayan çıkışı iktidar içerisindeki uyumsuzluğu açık seçik gösteriyor.” ifadelerini kullandı. Bu çerçevede, “Şimdi, sormamız lazım: Dış politikayı kim yönetiyor? Erdoğan mı, Bahçeli mi?” sorusunu yönelten Tan, “Bahçeli yapıyorsa Erdoğan ‘Dünya lideriyim.’ diye kimi kandırmakta?” diyerek eleştirilerini sertleştirdi.

Gazze, Suriye ve Bölgesel Diplomasi Eleştirisi

Gazze konusunda iktidarın yeterli adım atamadığını savunan Tan, “AKP Gazze'deki soykırımı engelleyebilme adına İsrail nezdinde hiçbir girişimde bulunamadı. Havadan insani yardım ulaştıracak bir uçağı dahi gönderemedi.” dedi. Trump ile ilişkilerin Gazze politikasını da etkilediğini iddia eden Tan, “Şimdilerde Trump'ın hatırına Gazze hassasiyetinizi de Hamas'ı savunma iradenizi de rafa kaldırdınız.” ifadelerini kullandı.

Gazze’de kurulması planlanan askerî güce Türkiye’nin dahil olma çabasını eleştiren Tan, “Bugün Gazze'de kurulmak üzere olan askerî gücün içinde yer almaya uğraşıyorsunuz ama muhtemelen Netanyahu engeline takılacaksınız.” dedi ve Trump’ın planlarına ilişkin, “Bu askerî gücün mimarı Trump Gazzelileri vatanlarından kovmak ve bölgeyi tatil şeridi yapmak istemiyor mu?” sorusunu yöneltti. Tan, “Bu askerî güce katılsa bile Türkiye bu girişimin İsrail'in Gazze'yi tamamen ilhak etmesini nasıl engelleyebilecek?” diye sordu.

Suriye politikasına da değinen Tan, Bakanın önceki gün yaptığı açıklamaya atıfla “Daha iki gün önce bizzat siz televizyonda İsrail'i Türkiye için tehdit olmaktan çıkartmaktan bahsettiniz. Asıl Suriye'nin kolunu kanadını kırarak onu İsrail için bir tehdit olmaktan çıkarmış olmayasınız.” sözleriyle eleştirisini dile getirdi.

AB, KKTC ve Kıbrıs Dosyası: “Kıbrıs Türkünün İtibarını Kirlettiniz”

Avrupa Birliği sürecini de gündeme taşıyan Tan, “Avrupa Birliğinin son Türkiye raporu ortada. Bu alanda da arpa boyu yol katedilememiş durumda.” değerlendirmesini yaptı. Kıbrıs ve KKTC konusunda ağır bir dil kullanan Tan, “Kıbrıs konusunda ise Kıbrıs Türklerini çözümsüzlüğe ve dünyadan tecride mahkûm ederken şehit kanıyla sulanan toprakları kara para, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kumar ve fuhuş faaliyetlerinin cenneti hâline getirdiniz.” iddiasında bulundu.

Tan, iktidarın Kıbrıs’taki yaklaşımını, “Kirli para işlerini rahat denetleyebilmek için Kıbrıs'ta çözümsüzlüğü destekliyor, ağzına ‘çözüm’ lafı alanları vatan hainliğiyle suçluyorsunuz.” sözleriyle eleştirdi ve “Asıl hainlik, Kıbrıs toprağını ve Kıbrıs Türkünün itibarını kirletmek, KKTC'nin bu hâle gelmesine göz yummaktadır.” dedi. KKTC seçimlerine müdahale edildiğini savunan Tan, “İşi o kadar ileriye götürdünüz ki KKTC halkının millî iradesine de müdahale edip seçimlerde bir tarafı açıkça desteklediniz, hatta bunu yaparken kendinizi gülünç duruma düşürdünüz.” ifadelerini kullandı; Kıbrıs Türk halkının muhalif adayı cumhurbaşkanlığına taşıyarak buna cevap verdiğini söyledi.

“İç Politika Söylemlerine Malzeme Edilen Dış Politikanın Başarı Şansı Sıfırdır”

Konuşmasının sonunda eleştirilerinin amacını bir kez daha vurgulayan CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, “Sayın Bakan, sözlerime son verirken yapıcı olma amacı taşıyarak dile getirdiğim eleştirileri ve altını çizmeye vaktimin elvermediği diğer pek çok sorunu çözmeye odaklı bir siyaseti hayata geçirmenizi bir an önce diliyorum.” dedi.

Dış politikanın iç politikaya malzeme edilmesinin sonuçlarına dikkat çeken Tan, “Zira iç politika söylemlerine malzeme edilen bir dış politika çizgisinin başarıya ulaşma şansı sıfırdır.” sözleriyle uyarısını yineledi ve konuşmasını “Hepinize saygılar sunuyorum.” ifadesiyle tamamladı. Komisyon Başkanı Mehmet Muş, Tan’ın konuşmasının ardından teşekkür ederek birleşime devam etti.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI