CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba: “Gözaltı görüntüleriyle siyasi linç yapıyorsunuz, trafik cezalarıyla bütçe açığını kapatıyorsunuz”

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada Malatya’daki deprem sonrası konteyner yaşamı, AFAD’ın personel ve bina eksikliği, eşya yardımlarının ödenmemesi ve hak sahipliği sorunlarını gündeme getirdi. 19 Mart sonrasında CHP’li belediyelere dönük gözaltı ve kayyum uygulamalarını “siyasi intikam operasyonu” olarak nitelendiren Ağbaba, Emniyet kaynaklı gözaltı görüntülerinin servis edilmesini sert sözlerle eleştirdi, Vatan Emniyet’teki koşulları “insan insana yapmaz” ifadeleriyle anlattı. Türkiye’nin organize suç endeksindeki konumuna, uyuşturucu ve çete yapılanmalarına dikkat çeken Ağbaba, radar ve trafik cezalarındaki artışın bütçe açığını finanse etmek için kullanıldığını savunarak “Fakir fukaraya ceza bindireceğinize az harcayın, az makam arabası alın.” dedi.

Kasım 18, 2025 - 12:29
Kasım 18, 2025 - 14:42
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba: “Gözaltı görüntüleriyle siyasi linç yapıyorsunuz, trafik cezalarıyla bütçe açığını kapatıyorsunuz”


CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçe görüşmelerinde söz alarak, hem deprem bölgesindeki sorunları hem de kayyum, gözaltı uygulamaları, organize suç ve trafik cezaları başlıklarında sert eleştirilerde bulundu. Konuşmasına bütçenin hayırlı olması temennisiyle başlayan Ağbaba, ardından Malatya’dan başlayarak ülke genelindeki uygulamaları hedef aldı.

“Depremin üzerinden 33 ay geçti, 60 bin kişi hâlâ konteynerde yaşıyor”

Ağbaba, konuşmasının ilk bölümünde Malatya ve deprem bölgesindeki duruma dikkat çekti. “Depremin üzerinden otuz üç ay geçti; 47 konteyner kentte yaklaşık 60 bin kişi yaşamaya devam ediyor, bu yıl da konteynerde geçecek gibi gözüküyor.” diyerek kalıcı konut sürecinin uzamasını eleştirdi.

Deprem sonrası yaşanan yolsuzluk iddialarına işaret eden Ağbaba, “Şimdi, çok da büyük hırsızlıklar oldu deprem sonrası, onu da belirtmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

AFAD ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği il müdürlüklerinin iş yükünün altını çizen Ağbaba, 2020 Malatya–Elazığ depremi sonrası süreç tamamlanmadan 2023 depremleriyle kurumların ikinci kez ağır yük altına girdiğini hatırlattı: “AFAD personel sayısı yetersizliği nedeniyle çok ciddi sıkıntılar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor. AFAD’ın önünde başvurular olunca uzun kuyruklar oluşuyor, hak sahipliği itirazları tam bir çileye döndü.

TYP kapsamında alınan personelin altı ay sonra işten çıkarılmasıyla işlerin iyice aksadığını söyleyen Ağbaba, “İş yükünün bu kadar ağır olduğu kurum 80 personelle çalışıyor; harita, jeoloji, inşaat mühendisi başta olmak üzere teknik personel eksikliğinin giderilmesini istiyoruz.” çağrısında bulundu.

“Malatya’da en çok çalışan kurum AFAD ama hâlâ kendi binası yok”

Malatya’daki kurumsal altyapı eksiklerine değinen Ağbaba, “Malatya'da şu an en çok çalışan kurum AFAD ancak AFAD’ın Malatya’da binası yok maalesef; bina AFAD’a ait değil, YİKOB’un binasında geçici olarak görev yapıyor.” dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan, AFAD’a ait kalıcı bir hizmet binasının ivedilikle kazandırılmasını talep etti.

Hak sahipliği başvurularında dernek, vakıf, sendika ve kooperatiflerin dışarıda bırakıldığını söyleyen Ağbaba, “AFAD, odaların, sendikaların, kooperatiflerin hak sahipliği başvurularını kabul etmedi. Mülkiyet sahibinin gerçek kişi olması istendi, mevzuata göre tüzel kişi sahip olamıyor; bu durum da çok ciddi sıkıntılara sebep oldu.” diyerek kendi imkânlarıyla bina alan tüzel kişiliklerin dışlanmasına tepki gösterdi.

“Soylu ‘eşya yardımı yapacağız’ dedi, bir kuruş ödenmedi”

Veli Ağbaba, 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan veya ağır hasar alan yurttaşlara eşya yardımı sözü verildiğini hatırlatarak, “Dönemin Bakanı Sayın Süleyman Soylu ‘Eşya yardımı yapacağız.’ dedi; insanlar eşyalarını almadan evlerini terk ettiler, sabahlara kadar çadırların önünde kuyruk beklediler, sıraya girdiler ama bir kuruş eşya parası ödenebilmiş değil.” dedi.

Malatya Yeşilyurt Belediyesinin yaptığı Topsögüt Konutları örneğini de gündeme getiren Ağbaba, “136 daire ve 6 iş yerini kapsayan proje, teslim edildikten sadece altı ay sonra depremde kullanılamaz hâle geldi. Oradaki insanların mağduriyeti hâlâ devam ediyor.” sözleriyle yerel ölçekte yaşanan soruna dikkat çekti.

“19 Mart darbesi Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden intikam alma operasyonu”

Konuşmasının devamında İçişleri Bakanlığının kayyum ve gözaltı uygulamalarını hedef alan Veli Ağbaba, 30 Ekim’de Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla başlayan süreci hatırlatarak, “19 Marttan sonra kayyum uygulamaları devam ediyor.” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ahmet Türk ve Ahmet Özer’le ilgili açıklamasına atıf yapan Ağbaba, “Sayın Devlet Bahçeli ‘Ahmet Türk görevine dönmeli, Ahmet Özer tahliye edilmeli.’ dedi. Maalesef, Ahmet Türk beraat etmesine rağmen hâlâ kayyum uygulaması devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

Bu süreci, “19 Mart darbesi Türkiye'nin dört bir yanında Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden âdeta bir intikam alma operasyonu gibi gözüküyor.” sözleriyle tarif eden Ağbaba, iktidarın bir yandan “terörsüz Türkiye, barış, huzur” söylemi kullanırken diğer taraftan CHP ve Ekrem İmamoğlu’na “savaş açtığını” savundu: “Bir taraftan ‘Huzur gelsin, barış gelsin, terörsüz Türkiye.’ diyorsunuz, PKK’yla barış yapıyorsunuz, Öcalan’la görüşüyorsunuz; diğer taraftan Cumhuriyet Halk Partisine, Ekrem İmamoğlu’na savaş açıyorsunuz.” dedi.

“Gözaltı görüntülerini Emniyet servis ediyor, bu insanlar henüz yargılanmadı”

Ağbaba, Komisyon salonunda fotoğraf ve görüntülere işaret ederek, Emniyet kaynaklı gözaltı görüntülerinin medyaya servis edilmesini sert dille eleştirdi: “Bunlar gözaltı görüntüleri, Emniyetten servis ediliyor. Bu insanların suçlu olduğu belli değil, mahkemeye çıkmamış, yargılama yok.

Bu uygulamanın insan onuruna aykırı olduğunu savunan Ağbaba, AK Parti milletvekillerine seslenerek, “Allah aşkına, bir yakınınızın, bir akrabanızın ya da aynı siyasetten olduğunuz birinin burada olduğunu düşünün. Memlekete bu görüntüler yakışıyor mu? Bu hakikaten büyük ayıp. Burada sizin yüzünüze söylemek istiyorum: Bu görüntüler olmaz Sayın Bakan, bu görüntüler olmaz.” dedi.

Türkiye yakın tarihine atıfla haksız yargılamaları hatırlatan Ağbaba, İlker Başbuğ ve Deniz Kuvvetleri Komutanı örneklerini anımsatarak, “Bu memlekette Türk Silahlı Kuvvetleri karargâhı terör örgütü olarak ilan edildi, ceza aldı, sonra beraat etti. Bu görüntülerin ne size faydası var ne memlekete.” ifadelerini kullandı.

“Ekrem İmamoğlu’nu çağırsaydınız gelmez miydi, sabah baskınlarıyla belediye başkanı alınıyor”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a yönelik işlemleri de eleştiren Ağbaba, “Ekrem İmamoğlu’yla beraber görev yaptınız siz. Ekrem İmamoğlu’nu çağırsaydınız savcılığa gelmez miydi? Gelirdi.” dedi.

Zeydan Karalar’ın sabah baskınıyla gözaltına alındığını hatırlatan Ağbaba, “Koca Adana Büyükşehir Belediye Başkanı; sabah baskın yapılıyor, sabah baskınla savcılığa götürülüyor.” sözleriyle uygulamaya tepki gösterdi.

“Vatan Emniyet’te insan düşmanına yapmaz, belediye başkanları dört gün kalacağına dört yıl cezaevini tercih ediyor”

Ağbaba, defalarca gündeme getirdiği Vatan Emniyet Yerleşkesine ilişkin iddialarını yineleyerek, İçişleri Bakanına, Emniyet Genel Müdürüne ve milletvekillerine seslendi: “Bu Vatan Emniyete lütfen gidin, bir gün kalın, Vatan Emniyeti bir gün görün. İnsan insana yapmaz, insan düşmanına yapmaz; o kadar kötü.

Bir belediye başkanının sözlerini aktaran Ağbaba, “‘Ben orada dört gün kalacağıma dört yıl cezaevinde kalayım.’ diyor.” ifadesini paylaştı. Vatan Emniyet’teki koşulları “Esrar, eroin kokusunun iç içe geçtiği, iğrenç koşullar” olarak tanımlayan Ağbaba, “Vatan Emniyeti koca İçişleri Bakanlığı yapamıyorsa, söz, biz yapalım.” dedi.

“İstanbul il başkanlığının önünde polise ekmek ve su bile sokturmadınız”

CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşananlarla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ağbaba, polislerin ve milletvekillerinin maruz kaldığı muameleyi anlattı. “Bakın, burası İstanbul il binasının önü. Bu polislere yazık değil mi? Bu polisler sizin köleniz mi?” diyen Ağbaba, CHP Ankara Milletvekili Ali Gökçek’in yüzüne 20 yerden biber gazı sıkıldığını söyledi.

Mecburen sabahlara kadar polis binada bekledi ve o binada kayyuma karşı nöbet tutan CHP milletvekillerine ekmeğin girmesine izin verilmedi, suyun girmesine izin verilmedi; böyle ablukaya alındı.” sözleriyle uygulamayı anlattı.

İstanbul İl Başkanlığında kayyum atandığını, kayyumun korumasını polisin yapmasını da eleştiren Ağbaba, İçişleri Bakanına hitaben “İstanbul ilinden ne istiyorsunuz siz ya? İstanbul’daki kayyum il başkanının korumasını polis niye yapsın? Polise ayıp.” dedi.

“Gençlere düşman muamelesi yapıyorsunuz, sanki düşman kovalıyorsunuz”

Gözaltı uygulamalarının üniversite öğrencilerine uzandığını dile getiren Ağbaba, 19 Mart sonrasında yaşanan protestolara müdahaleleri hatırlatarak, “Şu öğrencilerin geldiği duruma bak. Bu çocukların size olumlu bakması mümkün mü?” diye sordu.

Görüntülere işaret ederek, “Şuraya bakın, sanki ellerinde silah var, sanki düşman kovalıyorsunuz. Üniversite öğrencileri yürüyor arkadaş; yapamazsınız, yapmamalısınız.” dedi. “Bunlar bizim gençlerimiz.” vurgusunu yineleyen Ağbaba, AK Parti sıralarından gelen “Taş attılar.” itirazlarına karşı, görüntülerde şiddet olmadığını savundu.

“CHP’li belediyeye operasyon, AK Partili belediyeye dokunulmazlık”

Veli Ağbaba, bazı belediyelere yönelik soruşturmalarda çifte standart uygulandığını savunarak, Zeydan Karalar dosyasından örnek verdi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın, suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Aziz İhsan Aktaş dosyası nedeniyle gözaltına alındığını hatırlatan Ağbaba, “Aynı işte Kütahya Belediyesi var, Elazığ Belediyesi var, onlara dokunulmuyor.” dedi.

Avcılar Belediye Başkanı’nın daha belediye başkanı bile değilken Aktaş’tan seçim arabası aldığı gerekçesiyle cezaevinde olduğunu, buna karşılık Isparta Belediye Başkanına hediye edilen lüks araç için işlem yapılmadığını söyleyen Ağbaba, “Böyle ikili hukuk sistemi olmaz arkadaşlar.” ifadesini kullandı.

“Bacanak olmak suç, baldız olmak suç, şoför olmak suç”

Soruşturmalarda yakınlık ilişkilerinin kriminalize edildiğini ileri süren Ağbaba, “Hepinizin ailesi var; birisi cinayet işliyor, kimse karısına, kızına dokunmuyor. Bacanak olmak suç, baldız olmak suç, şoför olmak suç.” sözleriyle tepki gösterdi.

Ekrem İmamoğlu’nun eski koruma polisi Mustafa Akın örneğini hatırlatan Ağbaba, Giresun’da “kasada para bulundu” iddiasıyla yayımlanan haberlerde kasadan sadece beylik tabancası ve mermi çıktığını belirterek, “Tamamen algı operasyonuyla insanlar kirletilmeye çalışıldı.” dedi.

“Türkiye Küresel Organize Suç Endeksinde üst sıralarda, memleket çete cumhuriyeti olmuş”

Konuşmasında elindeki tabloyu işaret ederek Küresel Organize Suç Endeksi 2025 Raporuna değinen Ağbaba, Türkiye’nin konumuna dikkat çekti: “Bu tablo organize suç endeksi. Finansal suçlarda dünyada 6’ncı sıradayız, uyuşturucuda 7’nci sıradayız, devlet aygıtının içine yerleşmiş suç aktörleri bakımından yine üst sıralardayız.

“Memleket çete cumhuriyeti olmuş.” diyen Ağbaba, Balkanlar ve çevre ülkelerden örnek vererek, “Sırbistan’dan, Arnavutluk’tan, Makedonya’dan çetelerin biri diğerini kovalıyor; Türkiye bunların sahası hâline gelmiş.” ifadelerini kullandı.

Uyuşturucunun geldiği noktaya dikkat çeken Ağbaba, bütün milletvekillerine hitaben, “Hepinizin çocuğu var, hepiniz ‘Çocuğum uyuşturucuya bulaşır mı?’ diye korkuyorsunuz. Bu memleket meselesi, siyasi mesele değil. Gelin, bu işi bilen uzmanlarla birlikte çalışalım, biz de size destek verelim.” çağrısında bulundu.

“Radar cezalarıyla bütçe açığı kapatılıyor, trafik canavarı mali canavara dönüştü”

Veli Ağbaba, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya arasında “trafik cezası üzerinden” kurduğu ironiyle vergi ve ceza politikasını eleştirdi: “Mehmet Şimşek vergi koyuyor, radar cezalarını artırıyor. Geçen yılın bütçesine göre neredeyse yüzde 100 zam var radar cezalarında.” dedi.

Mecliste görüşülen teklif uyarınca radar cezasının üst sınırının 9.267 liradan 30 bin liraya, yıl başı itibarıyla yeniden değerleme oranıyla 37.500 liraya çıkacağını söyleyen Ağbaba, “Trafik canavarı oldu mali canavar.” ifadesini kullandı.

Trafik cezalarının caydırıcı olması gerektiğini kabul ettiğini belirten Ağbaba, “Gaza hafiften basınca her 5-10 kilometrede katlamalı ceza yiyeceksiniz.” diyerek hız sınırları ve ceza dilimlerine itiraz etti. Bu düzenlemelerin trafik güvenliğinden çok bütçe açığını kapatma amacı taşıdığını savunarak, “Bunu bütçe açıklarını kapatmak için yapıyorsunuz.” dedi.

AK Parti sıralarından gelen “Öneriniz nedir?” sorusuna ise Ağbaba, “Önerim: Fakir fukaraya bu kadar ceza bindireceğinize az için, az yiyin, az harcayın, az makam arabası alın. Şatafattan uzak durun.” karşılığını verdi.

“Gözaltı görüntüleriyle aileleri rencide ediyorsunuz, bu ahlaki değil, vicdani değil”

Konuşmasının sonunda yeniden gözaltı görüntülerine dönen Veli Ağbaba, İçişleri Bakanı ve iktidar milletvekillerine hitaben, “Bu devir değişecek. Bu operasyonlar, yapılan bu siyasi operasyonlar, aileleri rencide etmeniz, insanları suçluymuş gibi ortaya atmanız, kendi yandaş kanallarınızda yayınlamanız doğru değil, vicdani değil, ahlaki değil.” sözleriyle uyarıda bulundu.

Ellerinde kelepçelerle tek sıra halinde götürülen kişilerin henüz ceza almamış, sadece gözaltında olduklarını vurgulayan Ağbaba, “Düşman, düşmana yapmaz. Bunun içinde ahlak yok, vicdan yok.” diyerek konuşmasını tamamladı ve İçişleri Bakanlığı bütçesinin hayırlı olması temennisiyle sözlerini noktaladı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI