İYİ PARTİLİ BURAK AKBURAK: “VİZE KRİZİ ARTIK TEKNİK DEĞİL ULUSAL İTİBAR SORUNU; DİPLOMATİK PASAPORTA VİZE UYGULAYAN 5 ÜLKEDEN BİRİYİZ”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, Türkiye’nin vize sorunlarının artık bir teknik aksaklık değil “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının onurunu ve itibarını ilgilendiren bir diplomatik kriz” hâline geldiğini söyledi. Diplomatik pasaportlara Birleşik Krallık tarafından vize zorunluluğu getirilmesinin Türkiye'nin dış politikadaki algısının zayıfladığını gösterdiğini belirten Akburak, öğrenci, akademisyen, iş insanı ve nakliye sektöründeki binlerce kişinin aylarca randevu bulamadığını kaydetti. Kanser hastasının vize alamayıp tedaviye gidememesini örnek göstererek “Bu artık insanî bir mesele” diyen Akburak, Türkçe’nin uluslararası platformlarda yeterince temsil edilmemesine de dikkat çekerek United Airlines’a yaptığı resmî başvuruyu anlattı ve Dışişleri Bakanlığından destek istedi. Türkiye’nin NATO, Şangay, BRICS ve Türk Devletleri Teşkilatı arasında çok eksenli görünürken dış politikanın net, tutarlı ve stratejik bir çizgide yönetilmesi gerektiğini söyleyen Akburak, “Bu aynaya baktığımızda randevu alamayan genci, aile birleşiminde bekleyen vatandaşı, tedaviye gidemeyen hastayı görüyoruz.” diyerek vatandaş odaklı dış politika çağrısı yaptı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun Dışişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında söz alan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, Türkiye’nin vize sorununun geldiği noktayı tüm boyutlarıyla gündeme taşıdı. Geçen yıl da aynı salonda bu sorunları dile getirdiğini hatırlatan Akburak, “Geçen yıldan bu yana sorun azalmadı, tam tersine arttı.” dedi.
“Bu artık teknik bir mesele değil; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının onuruyla ilgilidir”
Akburak, vize krizinin yalnızca öğrenci veya turistik başvurularla sınırlı olmadığını, akademisyenlerden tır şoförlerine, iş insanlarından gençlere kadar tüm toplumu etkileyen bir itibar sorunu hâline geldiğini belirtti:
“Bu artık bir teknik aksaklık değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının itibarını, onurunu, haysiyetini gösteren bir mesele.”
Sektörlerin geciken vizeler yüzünden iş kaybına uğradığını belirten Akburak, nakliye sektörünün tır şoförleriyle birlikte ciddi bir darboğaz yaşadığını söyledi.
İnsanî örnek: Kanser hastası eşine vize reddi
Akburak, basına yansıyan bir örneği aktararak sorunun dramatik boyutuna dikkat çekti:
“Önemli bir iş insanının eşi kanser hastası. Tüm tedavi evrakları hazırlanmış, Türkiye–Almanya İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ dahi devreye girmiş. Buna rağmen konsolosluktan ‘yeterli gerekçe oluşmadı’ denilerek vize reddedilmiş.”
Bu örneğin artık vize sorununun insanî bir krize dönüştüğünü gösterdiğini söyleyen Akburak, Bakanlığın bu tip durumlarda daha etkin devreye girmesi gerektiğini belirtti.
“Diplomatik pasaportumuza vize uygulayan beş ülkeden biri Birleşik Krallık; bu Türkiye’nin itibarına verilmiş en sert uyarılardan biridir”
Birleşik Krallık’ın 11 Mart 2025’ten itibaren tüm Türk diplomatik pasaportlarına vize zorunluluğu getirmesini “son derece çarpıcı” bulduğunu ifade eden Akburak,
“Dünyada diplomatik pasaportlarına böyle uygulama yapılan sadece beş ülke var, onlardan biri ne yazık ki biziz.” dedi.
Bu uygulamanın Türkiye’nin dış politika alanındaki itibar kaybının somut göstergesi olduğunu vurgulayan İYİ Partili vekil, Bakanlıktan bu konuda acil diplomatik girişim beklediklerini bildirdi.
Türkçe’nin uluslararası görünürlüğü: “United Airlines’ta 16 dil var ama Türkçe yok”
Akburak, Türkçe’nin uluslararası temsil sıkıntılarına dair gözlemlerini de paylaştı. Yurt dışı bir seyahatinde United Airlines uçak içi eğlence bölümünde 16 dil bulunduğunu, Türkçe’nin ise yer almadığını söyleyerek, şirket CEO’su Scott Kirby’e resmî bir mektup gönderdiğini anlattı.
“Türkçe yalnız Türklerin değil, altı yüz yıllık bir imparatorluk coğrafyasının dilidir. Balkanlar başta olmak üzere birçok ülkede Türkçe konuşulur.” diyen Akburak, Dışişleri Bakanlığından bu konuda diplomatik baskı yapılmasını talep etti.
Ayrıca dünyaca kullanılan şehir içi tur otobüslerinde bile Türkçe seçeneğinin bulunmamasını “itibar sorunu” olarak nitelendirdi.
“Çok eksenli diplomasi zenginliktir ama stratejik çizgi net olmalı”
Türkiye’nin aynı anda NATO, Şangay İşbirliği Örgütü, BRICS ve Türk Devletleri Teşkilatı gibi farklı eksenlerde görünür olmasını hem fırsat hem de risk olarak değerlendiren Akburak, şöyle konuştu:
“Bu çok yönlülük bir zenginlik ama dış politikanın savrulmaya dönüşmemesi için stratejik çizginin net olması gerekir.”
“Bu aynaya baktığımızda ne görüyoruz? Vize randevusu alamayan öğrenci, toplantıya gidemeyen iş insanı, tedavi bekleyen hastalar…”
Konuşmasının sonunda Dışişleri Bakanlığının vatandaş odaklı diplomasi anlayışını güçlendirmesi gerektiğini söyleyen Akburak, dış politikadaki imaj ile toplumun günlük gerçekleri arasındaki makasın açıldığını belirtti:
“Dış politika bir ülkenin aynasıdır. Bu aynaya baktığımızda randevu bulamayan öğrenciyi, toplantısına gidemeyen iş insanını, ailesine kavuşamayan vatandaşı, tedaviye gidemeyen hastayı görüyoruz.”
Türk diplomasisinin köklü ve güçlü bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Akburak, “Bu güç vatandaş odaklı, kurumsal ve itibar üreten adımlarla artacaktır.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI