Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın: “Herkesin bildiği sırlar çoğaldı, İçişleri ‘keşke’ değil ‘iyi ki’ demeli”

YENİ YOL Partisi Grubu adına konuşan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçe görüşmelerinde uyuşturucu, yasa içi–yasa dışı bahis, kumar, mafya–siyaset ilişkileri, kayyum tartışmaları ve emniyet personelinin çalışma koşullarına ilişkin eleştirilerini dile getirdi. Aydın, 18,9 trilyon lira gider, 16,2 trilyon lira gelir ve 2,7 trilyon liralık bütçe açığı içeren 2026 bütçesinin ahlaki ve ekonomik yıkımın oluşturduğu sorunlara çözüm üretmediğini savunarak, “Keşke değil, iyi ki yaptık diyebilmek için bugün samimi ve kararlı adımlar atılmalı.” çağrısında bulundu.

Kasım 18, 2025 - 12:27
Kasım 18, 2025 - 14:47
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın: “Herkesin bildiği sırlar çoğaldı, İçişleri ‘keşke’ değil ‘iyi ki’ demeli”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve AFAD’ın 2026 yılı bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporlarının görüşüldüğü birleşimde, YENİ YOL Partisi Grubu adına Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın söz aldı.

Konuşmasına Komisyon Başkanı, İçişleri Bakanı, milletvekilleri ve bürokratları selamlayarak başlayan Birol Aydın, 28’inci dönem milletvekilleri olarak 3’üncü bütçe görüşmelerinde olduklarını hatırlattı ve bu bütçenin iktidarın 24’üncü bütçesi olacağını vurguladı.

“2026 bütçesi 18,9 trilyon gider, 16,2 trilyon gelir ve 2,7 trilyon açık öngörüyor”
Genel bütçe çerçevesine değinen Aydın, “2026 bütçesi genel olarak 18,9 trilyon lira gider, 16,2 trilyon lira gelir öngören ve 2,7 trilyonluk bütçe açığına denk gelen faiz ödemesinin yapılacağı bir bütçe.” değerlendirmesinde bulundu.

İçişleri Bakanlığının ve bağlı kuruluşların bütçesini birlikte ele aldıklarını belirten Aydın, mülkiye, dahiliye ve içişleri adlarıyla bu alanda uzun yıllardır çok sayıda bakanın görev yaptığını hatırlatarak, Ali Yerlikaya’nın AK Parti iktidarının ara dönemlerle birlikte 11’inci İçişleri Bakanı olduğuna dikkat çekti.

“Keşke dememek için bugünkü sorumlulukları bihakkın yerine getirmeliyiz”
Birol Aydın, konuşmasının ana eksenini “keşke” ve “iyi ki” kavramları üzerine kurdu. Erbakan’ın bizzat anlattığını ifade ettiği bir anıyı paylaşarak, eski Ürdün Başbakanının gençlik platformlarının talep ettiği düzenlemeyi zamanında hayata geçirememesinden dolayı duyduğu pişmanlığı aktardı.

Bu anekdot üzerinden “keşke” vurgusunu bugüne taşıyan Aydın, “Keşke dememek için bugünkü sorumluluklarımızı bihakkın yerine getirmemiz gerekiyor.” dedi. Makamların geçici olduğuna vurgu yaparak, “Makamlar bugün var, yarın yok; günler, aylar, yıllar gelip geçiyor ve 50 tane keşke 50 kuruş etmiyor.” ifadelerini kullandı.

Aydın, geçmiş, bugün ve gelecek arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, “Eskilerin güzel bir sözü var: ‘Geçmişte gelecekte hâlin içindedir.’ Zira kişinin bugün bulduğu şeyler geçmişte yaptıklarının veya yapmadıklarının semeresidir, gelecekte bulacağı şeyler de bugün yaptıklarının ya da yapmayacaklarının sonucu olacaktır.” dedi. Ardından, “Bu nedenle bizler ‘keşke’lerimizi değil, ‘iyi ki’lerimizi çoğaltmaya gayret etmeliyiz.” sözleriyle siyasi sorumluluğun altını çizdi.

“İçişleri vatandaşın doğumdan ölüme kadar doğrudan temas ettiği en kritik bakanlıklardan”
İçişleri Bakanlığının önemine özel bir parantez açan Aydın, “Mülki idare, Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik, Göç ve AFAD’la birlikte en önemli bakanlıklarımızdan biri olduğunu hep beraber biliyoruz.” dedi. Vatandaşların doğumdan ölüme kadar İçişleri Bakanlığının taşra ve merkez teşkilatıyla irtibatlı olduğunu vurgulayarak, valilikler, kaymakamlıklar, nüfus müdürlükleri ve emniyet müdürlükleri üzerinden kurulan doğrudan temasın altını çizdi.

“İçişleri Bakanlığımızın attığı veya atamadığı bütün adımlar, bütün sonuçlar, gelişmeler vatandaşlarımızı doğrudan ilgilendirmektedir.” diyen Aydın, bu nedenle bu alandaki her eksikliğin toplumsal hayata yansıdığını ifade etti.

“Keşke uyuşturucu bataklığını nasıl kuruttuğumuzu konuşabilseydik”
Birol Aydın, bugün İçişleri Bakanlığını ilgilendiren konuları konuşurken “keşke” ile başlayan cümlelerin çok fazla olduğunu söyledi. “Bugün keşke burada uyuşturucu bataklığını nasıl kuruttuğumuzu konuşabilseydik.” diyen Aydın, uyuşturucunun yanı sıra yasa içi–yasa dışı bahis, kumar, mafya, çeteler ve kadınların güvenliği başlıklarını da sıraladı.

Aydın, şu başlıkları “keşke” üzerinden tek tek dile getirdi:

  • “Keşke yasa içi, yasa dışı; çevrim içi, çevrim dışı demeden tümüyle bahis meselesinden, kumar illetinden gençlerimizi, ailelerimizi nasıl kurtardığımızı konuşabilseydik.”

  • “Keşke ‘Mafya ve çeteleri artık sadece Latin Amerika dizilerinde görebiliyoruz.’ diyebilseydik.”

  • “Keşke ‘Kadınlarımız, kızlarımız, evlatlarımız işine, çarşısına, pazarına, okuluna güvenle gidip gelebiliyor.’ diyebilseydik.”

  • “Keşke ‘Emniyet görevlilerimizin mesai koşullarını düzelttik, ücretlerini iyileştirdik, emeklerinin karşılığını kendilerine eksiksiz verdik.’ diyebilseydik.”

  • “Keşke ‘Kayyım mı, kayyum mu?’ diye sözlüklere bakmayı bir kenara bırakmış olabilseydik.”

Zamanın sınırlı olduğunu ancak “keşkelerin çok” olduğunu vurgulayan Aydın, bu başlıkların tamamının İçişleri alanında çözüm bekleyen temel sorunlar olduğunu ifade etti.

“Rakamların ötesindeki gerçekliği siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı rakam ve istatistiklere değinen Birol Aydın, “Siz olumlu pek çok rakam, istatistikler ortaya koyduğunuz, paylaştınız, değerli milletvekillerimiz de olumsuz pek çok şeyi paylaştı; bunları daha da artırabiliriz.” dedi. Ancak asıl meselenin “rakamların ötesindeki gerçeklik” olduğunu söyleyerek, “Bunu biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz; hatta siz pek tabii olarak bizden daha iyi biliyorsunuz.” ifadelerini kullandı.

“Herhangi bir Emniyet mensubu hangi mahallede hangi maddenin dağıtıldığını tek tek gösterebilir”
Aydın, sahadaki tabloyu anlatırken dikkat çekici bir tespit yaptı: “Bugün, herhangi bir Emniyet mensubumuzu buraya çağırsak ve sorsak hangi mahallede kimler hangi maddeyi dağıtıyor, hangi esnafımıza kimler haraç bağlamış tek tek gösterirler; bunlar biliniyor.” dedi.

“Mafya–siyaset paslaşması, uyuşturucunun sokak ve siyaset ayağı biliniyor”
Mafya ve siyaset ilişkilerine de değinen Aydın, “Mafya, siyaset paslaşması biliniyor, uyuşturucunun sokak ayağı da ağababaları da siyaset ayağı da biliniyor.” ifadelerini kullandı. Son yıllarda “herkesin bildiği sırların” arttığını vurgulayarak, “Ne yazık ki özellikle son yıllarda herkesin bildiği sırlar çoğaldı, altını çiziyorum, maalesef son yıllarda herkesin bildiği sırlar çoğaldı.” dedi.

Bu tablonun karşısında daha fazla “keşke” dememek için kararlı adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Aydın, “Bu bilinenler karşısında yarın ‘keşke’ dememek için kararlı adımlar atma zamanı geldi, geçiyor.” uyarısında bulundu.

“Ahlaki ve ekonomik yıkım bütün bakanlıkları ilgilendiriyor, enkazda İçişleri’nin büyük sorumluluğu var”
Birol Aydın, yaşanan sorunların sadece İçişleri Bakanlığına indirgenemeyeceğini belirterek, “Yaşadığımız ahlaki ve ekonomik yıkımın neden olduğu problemler bugünün konusu değildir, bütün bakanlıkları ilgilendiren meselelerdir.” dedi. Ancak bu enkazın kaldırılmasında İçişleri Bakanlığının doğrudan ya da dolaylı büyük bir sorumluluğu olduğunu ifade etti.

Örnek olarak bahis ve kumar meselesini öne çıkaran Aydın, “Son günlerin en önemli meselelerinden birisidir.” diyerek, bu alandaki eğitim, ekonomik ve sosyal boyutlara dikkat çekti.

“Futbol sahalarında bahis reklamlarını görmüyor musunuz?”
Bahis sponsorluğu ve reklamlarının yaygınlığına işaret eden Aydın, İçişleri Bakanına ve milletvekillerine şu soruları yöneltti:

“Zatıaliniz, Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; siz, hiç maça gitmiyor musunuz? İzlediğiniz maçlarda kenarlardaki reklam panolarını görmüyor musunuz? Futbolcuların formalarının üzerindeki bahis sponsorluğu reklamlarını görmüyor musunuz?”

Vergilendirmenin bir gelir kalemi olmasının, faaliyetleri meşru hâle getirmeyeceğini savunan Aydın, “Bir kazancın vergilendirilmiş olması, bir gelirin vergilendirilmiş olması onu meşru mu kılar, onu mübah mı kılar, onu kutsal mı kılar?” diye sordu.

“Sigarayı, içkiyi özendirmemek için mücadele veriyoruz; peki kumarda neden seyirciyiz?”
Devletin sigara ve alkol konusunda özendiriciliği sınırlandırmaya dönük özel çaba gösterdiğini hatırlatan Aydın, “Biz, sigarayla ilgili, içkiyle ilgili özendirilmemesi için özel bir gayret göstermiyor muyuz devlet olarak?” dedi. Ardından, “Peki, neden kumarla ilgili bu kadar özendirici işler gözümüzün önünde cereyan ederken müdahale etmiyoruz?” sorusunu yöneltti.

Medya dilinde “yasa içi bahis” ve “yasa dışı bahis” ayrımına dikkat çeken Aydın, “Bir işi ‘yasal, yasal olmayan’ diye haberleştiriyoruz. Yasa dışı bahis var, bir de yasa içi bahis varmış. Bu kahredici bir durumdur, bunu hep beraber yaşayarak görüyoruz, buna behemehâl müdahale etmek gerekiyor.” dedi.

“Polis intiharlarında mobbing ve kumar öne çıkıyor, niye sarsıcı bir müdahalede bulunmuyoruz?”
Aydın, polis intiharlarının yüksekliğine de dikkat çekti. “Polis intiharlarının çok olduğunu biliyoruz.” diyen Aydın, burada özellikle mobbing ve kumarın öne çıktığını belirtti: “Burada da iki şey ön plana çıkıyor, biri mobbing, diğeri de kumar.” ifadesini kullandı.

Bu gerçek biliniyor olmasına rağmen gerekli adımların atılmadığını savunan Aydın, “Bunu pek tabii olarak bildiğimiz hâlde niye candan, yürekten, sarsıcı bir müdahalede bu işe bulunmuyoruz?” sorusuyla İçişleri Bakanlığını daha güçlü önlemler almaya davet etti.

“Tereciye tere satmayacağız ama tereciye tereci olduğunu hatırlatmak zorundayız”
İçişleri Bakanlığını daha samimi, içten ve verimli adımlar atmaya çağıran Birol Aydın, “Tereciye tere satacak hâlim yok ama tereciye tereci olduğunu hatırlatmak gibi bir sorumluluğumuz da bu vesilelerle oluyor.” sözleriyle eleştirilerini “uyarı” çerçevesinde tanımladı.

“Madem geldik, gideceğiz; önemli olan keşkeleri azaltıp ‘iyi ki yaptık’ları çoğaltmak”
Konuşmasının sonunda zamanın kısıtlı olduğunu belirten Aydın, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin “Dünyaya geldim gitmeye.” sözünü hatırlatarak, makamların geçiciliğini vurguladı. “Mademki geldik, gideceğiz; bu makamlara geldik, gideceğiz. Bizden önce gelenler hep gittiler; ama uzun ama kısa kaldılar ama kalan yok, hepsi gittiler.” diyerek siyasi ve idari görevlerin süreli olduğuna işaret etti.

“Önemli olan geride hoş seda bırakmaktır, keşkelerimizin sayısını azaltmaktır, ‘İyi ki yaptık.’ dediklerimizin sayısını artırmaktır.” diyen Aydın, bu adımların da görev süresi içinde tehir edilmeden atılması gerektiğini vurguladı: “Yoksa kartopu gibi sorunlarımız büyüyor.” uyarısında bulundu.

“İşini layıkıyla yapan Emniyet mensuplarına milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum”
Birol Aydın, konuşmasını İçişleri teşkilatında görev yapan personele teşekkür ederek noktaladı. “İşini layıkıyla yapan bütün Emniyet mensubu arkadaşlarımızı, yöneticilerimizi, bürokratlarımızı yürekten tebrik ediyorum.” diyen Aydın, “Gayret ve çabaları için aziz milletimiz adına şükranlarımı ifade ediyorum.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI