Sahte içki üretimi ve satışı, taammüden cinayetle eşdeğer kabul edilmeli!
Sahte içkiden hayatını kaybedenlerin sayısı 103’e ulaşırken, bu suçun cezalarının ne olacağı hala belirsizliğini koruyor. Hukukçular, sahte içki üretiminin ve satışının cinayetle eşdeğer olması gerektiği görüşünde birleşiyor.

Sahte içkiden hayatını kaybedenlerin sayısı, yazıyı kaleme aldığım anda 103’e ulaşmış durumda. Bu sayının, 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya faciasını bile geride bırakması dikkat çekiyor. Sahte içki üreten ve satan kişilerin cezalandırılması gerektiği düşüncesi, birçok hukukçunun ortak görüşü haline gelmişken, bu konuda hukuki bir birleşiklik hâlâ sağlanamamış durumda.
Sahte içki üretiminin cezası tartışmalı
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “doğrudan kasıt”, “olası kasıt”, “basit taksir” gibi kavramlar, sahte içki üreticileri ve satıcıları hakkında uygulanacak cezaların belirlenmesinde belirsizliğe yol açıyor. Şu ana kadar yapılan davalarda mahkemelerden birbirinden farklı cezalar çıkmakta ve henüz tam anlamıyla bir ortak hüküm bulunmuş değil. Ancak, sahte içki üretiminin, tasarlanmış bir cinayetle eşdeğer olduğu görüşü giderek daha fazla destek buluyor. İçkiyi satan kişiler, bu zehrin ölümcül olduğunu ve içenin büyük olasılıkla birkaç saat içinde hayatını kaybedeceğini bilirler.
Sahte içki üreticileri kasten cinayet işliyor
Sahte içkiyi hazırlayanların amacı sadece para kazanmak olsa da, ölüme neden olabilecek kadar zehirli ürünler üretiyor olmaları, bu eylemi taammüden cinayet olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünü güçlendiriyor. Türk Ceza Kanunu'nun 81. maddesi, birini kasten öldüren kişilere müebbet hapis cezası verileceğini belirtiyor ve bu durumda sahte içki üreticilerinin de bu maddeye göre cezalandırılması gerektiği savunuluyor.
İran'daki benzer trajedi 40 yıl önce yaşanmıştı
Sahte içki yüzünden yaşanan ölümler, daha önce İran'da da benzer bir şekilde yaşanmıştı. 1979 yılında başlayan alkol yasağı sonrası sahte içki üretimi hızla yayılmış ve yüzlerce ölümle sonuçlanmıştı. O dönemde metil alkol içeren içkiler nedeniyle binlerce insan kör olmuş ve çok sayıda ölüm yaşanmıştı. Bu trajedi, sahte içkinin ne kadar ölümcül sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI