Selçuk Özdağ: ‘Don mahsulü değil, çiftçinin umudunu da yaktı; Tarım Bakanlığı nerede?’
YENİ YOL Partisi Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, TBMM’de yaptığı konuşmada, zirai don felaketinin tarımı çökme noktasına getirdiğini belirterek Tarım Bakanlığı’nın hâlâ harekete geçmediğini söyledi. Özdağ, “Çiftçiye yalnızlık değil, güven verilmelidir. Bu kriz sadece tarımsal değil, toplumsal bir travmadır” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda YENİ YOL Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Türkiye’nin farklı bölgelerinde etkili olan ve onlarca ürünü etkileyen zirai don felaketinin tarım sektörüne verdiği ağır tahribatı detaylı bir şekilde ortaya koydu. Özdağ, krizin yalnızca üretimi değil, sosyal adaleti, gıda güvenliğini ve devlet-vatandaş bağını da tehdit ettiğini belirtti.
‘Don felaketi tarihî bir yıkım, Tarım Bakanlığı ortada yok’
Özdağ, 11 Nisan'da başlayan ve özellikle Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde etkili olan don olayının Manisa, Malatya, Karaman, Çorum, Erzincan, Tunceli, İzmir, Bursa, Çanakkale, Yalova ve Rize başta olmak üzere onlarca ilde kayısı, üzüm, elma, ceviz, çay ve daha birçok ürünü yok ettiğini belirtti. “Çiftçi soruyor: Hükûmet nerede, TARSİM nerede?” sözleriyle iktidarın ilgisizliğini eleştirdi.
‘TARSİM sınıfta kaldı, adalet krizi büyüyor’
TARSİM sigortasının da felaket karşısında yetersiz kaldığını söyleyen Özdağ, ekspertiz raporlarının keyfî hazırlandığını, bağımsız gözlemcilerin sürece dâhil edilmediğini, üreticinin mağduriyetinin arttığını ifade etti. “TARSİM güvence değil, mağduriyet kaynağına dönüştü” dedi.
‘Don sadece mahsulü değil, çiftçinin kirasını, mutfağını, çocuğunun servisini de yaktı’
Özdağ, don olayının tarımsal bir zarar olmanın ötesine geçtiğini belirterek “Bu yalnızca maddi değil, sosyal bir travmadır. Sigorta yaptıran da mağdur, yaptırmayan da. Hasar tespitleri şeffaf değil. Çiftçi yalnız, devlete güvenini kaybediyor” ifadelerini kullandı.
YENİ YOL Partisi’nin çözüm önerileri:
-
Doğal afet bölgesi ilanı: Manisa ve benzeri üretim bölgeleri için acil afet ilanı yapılmalı.
-
Borç ertelemesi: Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçları faizsiz ertelenmeli.
-
Hibe desteği: Üreticilere doğrudan gelir desteği sağlanmalı.
-
Girdi sübvansiyonları: Mazot, gübre, ilaç gibi temel girdilerde sübvansiyon oranları artırılmalı.
-
TARSİM yeniden yapılandırılmalı: Ekspertiz raporları denetlenmeli, bağımsız kuruluşlar sürece dahil edilmeli.
-
Soruşturma açılmalı: Önceki yıllarda hazırlanan haksız raporlar incelenmeli.
-
Hazine destekli fon kurulmalı: Uzun vadeli, düşük faizli tarım kredileri için yeni mekanizma oluşturulmalı.
-
Ulusal afet stratejisi oluşturulmalı: Tarımda iklim krizine karşı bütüncül ve kalıcı çözüm sağlanmalı.
-
TBMM bünyesinde afet ve risk komisyonu kurulmalı.
‘Çiftçinin yüzde 1’lik hakkı çalındı, 480 milyar nerede?’
Özdağ, Tarım Kanunu’nda yer alan “GSYH’nin yüzde 1’i çiftçiye destek olarak verilmeli” hükmünün iktidar tarafından yıllardır ihlal edildiğini vurgulayarak, “2025 bütçesinde bu oran 0,22 olarak belirlendi. Çiftçiye verilmesi gereken 615 milyar TL’nin sadece 135 milyarı verildi. 480 milyar çiftçinin hakkı gasp edilmiştir” dedi.
İklim yasası eleştirisi ve Meclis’e çağrı
İklim Kanunu’nun plansız ve paydaşlardan kopuk bir şekilde Meclise getirildiğini belirten Özdağ, geri çekilmesini doğru ancak yetersiz buldu. “Bu kadar çalışmanın sonucu sadece bir maddeye yansıtılmış. Bade harabül Basra” diyerek eleştirdi.
‘Bu felaketin üstü örtülmeyecek, mücadeleye devam’
Konuşmasının sonunda "Ben bu topraklara borçlu bir yurttaşım" diyen Özdağ, üreticiyi yalnız bırakmayacaklarını belirtti. Araştırma komisyonlarının görevini samimiyetle yerine getirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Tarım varsa memleket var. Tarımı bitirirseniz, ülkeyi açlığa mahkûm edersiniz” dedi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI