CHP’Lİ UTKU ÇAKIRÖZER: “DEMOKRASİ OLMADAN NE İTİBAR NE F-35 NE VİZESİZ AVRUPA MÜMKÜNDÜR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığı bütçesini değerlendiren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 23 sayfalık sunumunda “demokrasi” kelimesinin bir kez bile geçmemesini sert sözlerle eleştirdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Demirtaş ve Kavala kararlarının, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay ve Tayfun Kahraman kararlarının uygulanmamasının Türkiye’yi Avrupa Konseyi’nde ağır bir hukuk krizine soktuğunu vurgulayan Çakırözer, “Demokrasi ve hukuk devleti olmadan ne AB üyeliği, ne Gümrük Birliği güncellemesi, ne vize serbestisi hayata geçer; sadece konuşma metninizde bir temenni olarak kalır.” dedi. Pasaportun değeri ve vize kuyruklarını gerçek itibar ölçütü olarak gösteren Çakırözer, Trump yönetimiyle yürütülen ilişkilerde Boeing, LNG ve nadir toprak elementleri üzerinden verilen tavizlere karşın F-35’lerin, CAATSA yaptırımlarının ve millî muharip uçağa motor desteğinin hâlâ alınamadığını söyledi; KKTC konusunda Türk devletlerinin Rum kesiminde büyükelçilik açarken KKTC’de temsilcilik bile açmamış olmasını “ayıp” diye nitelendirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçe görüşmeleri sürerken CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, dış politikanın temelinde demokrasi ve hukuk devleti vurgusunun bulunmadığını belirterek kapsamlı bir eleştiri getirdi.
Çakırözer, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 23 sayfalık sunumunda “güven” ve “güvenlik” kelimelerinin defalarca geçtiğini, ancak “demokrasi” kelimesinin bir kez bile geçmediğini hatırlatarak, “Aslında işin anahtarı o kelime, demokrasi Sayın Bakan. O yoksa itibar da yok, sahici dış politika da yok.” ifadelerini kullandı.
Demokrasinin yokluğunun hukuku da sakatladığını belirten Çakırözer, Fidan’ın konuşmasında hukuktan sadece Keşmir, Kıbrıs ve Irak bağlamında söz ettiğini hatırlattı ve “Peki ya Türkiye’nin hukuku?” diye sordu.
“AİHM ve AYM kararlarını tanımıyorsunuz, bunun üzerine itibar inşa edemezsiniz”
CHP’li Çakırözer, kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi ve onun temel organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uyulmamasını Türkiye’nin dış itibarını zedeleyen en temel unsur olarak tanımladı.
“Demirtaş ve Kavala kararlarını tanımıyorsunuz. Kendi Anayasa Mahkememizin Can Atalay, Tayfun Kahraman kararları uygulanmıyor.” diyen Çakırözer, tutuksuz yargılamanın esas olması gerektiği hâlde, “Cumhurbaşkanı adayımız, parti genel başkanları, belediye başkanlarımız, gazeteciler, hak savunucuları ve öğrenciler aylarca, yıllarca zindanlarda tutuluyor.” sözleriyle tabloyu özetledi.
Basın özgürlüğü, organize suçla mücadele ve kadın-erkek eşitliğinde uluslararası endekslerde Türkiye’nin en dip sıralarda olduğunu hatırlatan Çakırözer, “Bu tablonun üzerine siz göğsünüzü gere gere Türkiye’nin itibarını savunamazsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
“AB stratejik hedef diyorsunuz ama konuşmanızda AB üyeliğine bir tek cümle yok”
Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanı tarafından AB için “elinden geleni yap” talimatı aldığını çeşitli demeçlerinde açıkladığını hatırlatan Çakırözer, bugün gelinen noktada bu sözlerin karşılığının olmadığını savundu:
“Bugünkü konuşmanızda Türkiye’nin stratejik yönelimi olan ve kazanılmış hakkımız olan Avrupa Birliği üyelik sürecinizden bahis dahi etmediniz; bu, kaygı vericidir.”
AB İlerleme Raporu’nda Türkiye’deki demokrasi ve hukuk devleti eksiklikleri sıralanınca hükümetin rapora “taraflı, ön yargılı” diyerek karşı çıkmasını eleştiren Çakırözer, “Raporda işinize gelen yerleri sahiplenip işinize gelmeyenleri ‘mesnetsiz’ diye reddederek hiçbir yere varamazsınız; sadece kendinizi kandırırsınız.” dedi.
“Vize serbestisi için 6 kriter kaldı; 2028’e erteleyerek milleti daha kaç yıl vize kuyruğuna mahkûm edeceksiniz?”
CHP’li Çakırözer, temel öncelik olarak sunulan Gümrük Birliği güncellemesi ve vize serbestisinin, demokrasi ve hukuk devleti şartları sağlanmadan gerçekleşemeyeceğini vurguladı:
“Temel önceliğimiz dediğiniz Gümrük Birliği de vize serbestisi de demokrasi ve hukuk devleti olmadan sadece konuşma metninizde iyi niyet cümlesi olarak kalır.”
2016’da AB ile yapılan vize serbestisi mutabakatında 72 kriterden yalnızca 6’sının kaldığı vurgusunu hatırlatan Çakırözer, muhalefet olarak bu kriterlerin tamamlanması için iş birliğine hazır olduklarını söyledi:
“Biz muhalefet olarak ‘Haydi el ele verelim, vatandaşın vize çilesi bitsin’ diyoruz; siz ise 6 kriteri ulusal eylem planınızda 2028’e ertelediğinizi açıklıyorsunuz. Üç yıl daha ne umudunuz, ne niyetiniz, ne de çabanız var.”
“Pasaportumuz 8 basamak düştü; dünya pasaport liginde geriliyoruz”
Türkiye’nin dış itibarının ölçüsünün Trump’ın sırt sıvazlaması değil, Türk vatandaşlığının ve pasaportunun değeri olduğunu söyleyen Çakırözer, küresel pasaport endeksinde Türkiye’nin son bir yıl içinde 8 basamak daha gerileyerek 100’lü sıralara düştüğünü hatırlattı.
AB’ye aday ülkelerin ve savaş hâlindeki Ukrayna vatandaşlarının dahi AB içinde serbest dolaşım hakkına sahip olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vize kuyruklarında ikinci sınıf muamele görmesi iktidarınızın beceriksizliğinin sonucudur.” ifadesini kullandı.
Hükümetin övgüyle anlattığı Cascade sistemine de değinen Çakırözer, “Cascade sistemi sorunu çözmüyor, çözmez; vatandaşın vize çilesini bitirmez.” dedi.
Almanya’nın çifte vatandaşlık düzenlemesine değinerek, 600 bin Türk vatandaşı yeni Alman vatandaşlığı hakkını kullanır hesabının tutmadığını söyledi:
“Gerçekleşme 50 bini zar zor buldu. Neden insanlar ay yıldızlı pasaporttan kaçıyor, neden gençlerimiz yurtdışına gitmek için her fırsatı kolluyor, hiç düşündünüz mü?”
Trump ve ABD ilişkileri: “Türkiye ne aldı? F-35 yok, CAATSA duruyor, motor yok”
Dışişleri Bakanı Fidan’ın “Trump yönetimiyle ilişkileri stratejik vizyon ve olumlu gündem etrafında ilerletiyoruz” sözlerini hatırlatan Çakırözer, Washington temaslarından Türkiye’nin somut bir kazançla dönmediğini savundu.
Trump’ın payına düşenlerin 50 milyar dolarlık uçak siparişi, Amerikan ürünlerine vergi indirimleri, Eskişehir’deki 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervinin masaya gelmesi olduğunu belirten Çakırözer, “Peki Türkiye ne aldı?” diye sordu.
CHP’li vekil, şu soruları sıraladı:
-
“El koydukları F-35’leri geri aldınız mı?”
-
“CAATSA yaptırımlarını kaldırabildiniz mi?”
-
“Millî muharip uçağımıza motor desteği alabildiniz mi?”
Ve şu yanıtı verdi:
“Hiçbirinde somut bir sonuç yok. Washington’da kazandığınız tek şey size bahşedilen meşruiyet görüntüsüdür.”
“KKTC milli dava diyorsunuz, Türk devletleri Rum kesiminde büyükelçilik açarken KKTC’de bir tane temsilcilik açtırmadınız”
Utku Çakırözer, Dışişleri Bakanlığının açılan temsilciliklerle övündüğünü ancak bu temsilciliklerin milli meselelerde beklenen karşılığı üretmediğini söyledi:
“Açılan temsilciliklerin kaçı KKTC’yi tanıdı, kaçı KKTC ile ticaret başlattı? Türk dünyasıyla iş birliği diyorsunuz ama Türk devletlerinin hepsi AB ile ‘KKTC tanınmayacak’ şartlı anlaşmalar imzaladı, üstüne bir de gidip Rum kesiminde büyükelçilik açtılar.”
KKTC’de hiçbir Türk devletine temsilcilik açtıramamış olmayı “ayıp” olarak niteleyen Çakırözer, “Sonra da gelip ‘Türk devletleri zirvelerinde KKTC’ye destek verdi’ diyorsunuz; bu, ciddiye alınacak bir başarı değil.” dedi.
Rumların, KKTC’de taşınmaz mal komisyonunu yok sayarak Türkiye Cumhuriyeti, KKTC ve üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik açtığı davaları hatırlatan Çakırözer, “KKTC’den Türkiye’ye gelen yurttaşlar hakkında INTERPOL kararları var denilip sınır dışı edildiğini bile gördük. Bu mudur ‘milli davamızı sürdürüyoruz’ dediğiniz gayret?” diye sordu.
Antalya Diplomasi Forumu ve boykot iddiası
Antalya Diplomasi Forumu’nun “ülkemizin görünürlüğüne katkı sağladığı” yönündeki hükümet değerlendirmesine de itiraz eden Çakırözer, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından birçok yabancı katılımcının foruma gelmekten vazgeçtiğini hatırlattı:
“Forum, içerideki demokrasi eksikliğinin gölgesinde kaldı. Diplomasi yoksunluğu foruma damga vurdu.”
Son söz: “Demokrasi olmadan itibar da dış politika da olmaz”
Konuşmasının sonunda, tüm bu tabloyu tek bir kavramla özetleyen Utku Çakırözer, “Demokrasi olmadıkça, hukuk devleti kurulmadıkça dünyada itibar gören, ulusal çıkarlarını koruyan bir dış politika mümkün değildir.” dedi.
Çözümün ise iktidar değişiminden geçtiğini savunarak, “Çözüm, çıkarlarımızı, itibarımızı, onurumuzu korumaktan aciz bu iktidarın millet eliyle değiştirilmesinden geçmektedir.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI