CHP’Lİ YÜKSEL TAŞKIN: “TRUMP’LA TESLİMİYET İTTİFAKI, DEMOKRASİDEKİ GERİLEME VE AİHM KARARLARI TÜRKİYE’Yİ AB VE AVRUPA KONSEYİ’NDEN KOPARIYOR”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Türkiye’nin dış politikada otoriter rejimlerle kurduğu ilişkilerin ülkenin demokrasi standartlarını düşürdüğünü ve Avrupa Birliği sürecinin tıkanmasının en önemli nedenlerinden biri olduğunu söyledi. Trump yönetimiyle geliştirilen yakın temasın “özerklikten yoksun bir teslimiyet görüntüsü” verdiğini belirten Taşkın, AB’nin 2025 Türkiye Raporu’nda hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve demokratik standartlardaki gerilemenin bir kez daha kayda geçirildiğini hatırlattı. AİHM’in Demirtaş, Kavala ve Yalçınkaya kararlarının uygulanmamasının Türkiye’yi Avrupa Konseyinde ihlal prosedürünün merkezine yerleştirdiğini vurgulayan Taşkın, “Kurucusu olduğumuz Konseyden çıkarılmayı göze alıyor musunuz?” diye sordu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde söz alan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Türkiye’nin dış politik konumlanışının iç demokratik standartları ve Avrupa ile ilişkileri doğrudan etkilediğini belirterek kapsamlı eleştirilerde bulundu. Taşkın, konuşmasına küresel ölçekte “otoriter müesses nizam” olarak tanımladığı aktörlerle kurulan ilişkilerin Türkiye’deki demokratik gerilemeyi hızlandırdığını söyleyerek başladı.
“Trump yönetimiyle ilişki teslimiyet görüntüsü veriyor”
Taşkın, hükümetin ABD’deki Trump yönetimiyle kurduğu ilişkiyi sert sözlerle eleştirerek, “Trump gibi liderler sizi övdüğünde bundan ülkemizin etkili bir aktör olduğu sonucunu çıkarmanız trajikomiktir; onları memnun ettiğiniz için övgü alıyorsunuz.” dedi. Trump’ın temsil ettiği çizginin millî görüş geleneğinin on yıllardır karşı çıktığı her şeyi ifade ettiğini belirten Taşkın, “Gazze’de kullanılan katliam silahlarının yüzde 70’ini ABD vermiştir.” sözleriyle bu ilişkideki çelişkiye işaret etti.
Taşkın, Türkiye’nin uluslararası alanda demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ekseninde yer alması gerektiğini belirterek, “Ülkemizden İspanya Başbakanı Sanchez gibi vicdan sahibi demokrasi güçlerinin yanında bir duruş beklerdik; iktidarımızda o duruşu biz inşa edeceğiz.” dedi.
AB Süreci: “Tam üyelik diyorsunuz ama raporlar her yıl daha kötü”
Dışişleri Bakanlığının sık sık AB üyeliğinin stratejik hedef olduğunu söylediğini hatırlatan Taşkın, “Her Avrupa ziyaretinde AK Partili arkadaşlarımız ‘Tam üyelik önceliğimizdir’ diyor. Ancak AB’nin Türkiye Raporları her yıl aynı kaygıları tekrar ediyor.” dedi.
AB Komisyonunun 2025 Türkiye Raporu’ndan geniş alıntılar yapan Taşkın, raporda özellikle şu tespitlerin öne çıktığını söyledi:
-
Demokrasi standartlarında gerileme,
-
Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığında aşınma,
-
Temel haklarda ciddi geriye gidiş,
-
Muhalif belediyelere idari, mali ve yargısal baskı,
-
Kayyım uygulamalarının sürmesi,
-
Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının tutuklanmasıyla baskıların “doruk noktasına” ulaştığı değerlendirmesi.
Taşkın, söz konusu raporda belediye varlıklarına el konulması ve siyasi davalar üzerinden yürütülen müdahalelerin de açık biçimde kayıt altına alındığını söyledi.
“Tele1’in müsaderesi, İsmail Ergüneş’in parti teşkilatına atanması: Putin yöntemleri”
CHP’li vekil, Tele1 davasında kullanılan “müsadere” kavramını hatırlatarak, “Tam Putin’in yaptığı şekilde Tele1’i müsadere ettiniz.” dedi. Hâkimler ve Savcılar Kurulu seçimlerini kaybeden bir hâkimin AK Parti ilçe teşkilatı başkanlığına getirilmesini örnek göstererek, “Bir sonraki Türkiye raporunda bunu göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“İmamoğlu’nu diplomasini iptal ederek, suç örgütü davası açarak tasfiye etmeye çalıştınız”
Taşkın, AB raporunda açıkça görüldüğünü söylediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik süreçleri hatırlatarak, “Ahmak davası, diploma iptali, casus ilan edilmesi, belediye yönetim şemasının suç örgütü ilan edilmesi… Bunların neyi hedeflediğini herkes biliyor.” dedi.
İktidarın yaklaşan seçimlere “açık biçimde müdahale ettiğini” savunan Taşkın, “Milletin seçme–seçilme hakkı saldırı altında.” dedi ve siyasi kararların “millete bırakılması” çağrısında bulundu.
AİHM Kararları: “Bu davalar siyasi, Konseyden çıkarılmayı göze mi aldınız?”
Taşkın, konuşmasının önemli bölümünü Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ayırdı.
AİHM’in Kavala, Demirtaş ve Yüksel Yalçınkaya kararlarının uygulamamasının Türkiye’yi ciddi bir krize sürüklediğini belirten Taşkın, “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi iki kez Kavala’nın serbest bırakılması çağrısı yaptı, ihlal prosedürü işletiliyor.” dedi.
Bu davaların hukuki değil siyasi olduğunu savunan Taşkın, sert ifadelerle devam etti:
“Demirtaş’ı hukuki sürecin doğal bir gereği olarak değil, siyasi dengeler gereği tahliye ederseniz bu ülke adına rencide edici olmaz mı? Bu, Demirtaş’ın siyasi rehine olduğunun itirafı olmaz mı?”
AİHM kararlarına uyulmamasının Avrupa’daki aşırı sağcıların ve Türkiye karşıtlarının argümanlarını güçlendirdiğini belirten Taşkın, hükümetin savunmalarını şu sözlerle eleştirdi:
“Kurduğunuz zayıf savunmalar sizi ikna ediyor mu ki Avrupa Konseyini ikna etsin?”
En kritik soru: “Konseyden çıkarılmayı göze alıyor musunuz?”
CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Taşkın, konuşmasını şu soruyla tamamladı:
“Kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyinden çıkarılmamızı, AB’den daha da uzaklaşmamızı göze alıyor musunuz? Bunu ulusal çıkarlarımıza uygun görüyor musunuz?”
Komisyon Başkanı Mehmet Muş, Taşkın’a teşekkür ederek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanıtlarının daha sonra iletileceğini belirtti.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI