DEVA Partili Medeni Yılmaz: “Enerji bahanesiyle çevreyi feda eden yasalar, ekolojik ve ekonomik yıkım getiriyor”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Dr. Medeni Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada doğaya zarar veren madencilik faaliyetlerini ve enerji yatırımlarını sert sözlerle eleştirdi. Yılmaz, siyanürle altın arama projelerinin su kaynaklarını ve tarım arazilerini geri dönülmez şekilde tahrip ettiğini belirterek, “Bu yıkımın bedelini doğa da insan da ödeyecek” uyarısında bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde maden yasalarına ilişkin devam eden görüşmelerde söz alan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Dr. Medeni Yılmaz, doğa, tarım ve çevreye ilişkin duyarlılığı ön plana çıkaran bir konuşma yaptı. Yılmaz, konuşmasında hem dini hem de tarihî örneklerle çevrenin korunması gerektiğini vurguladı.
“Doğa bize miras değil, emanettir”
Konuşmasına Peygamber Muhammed’in “Kıyamet koparken bile elinizde fidan varsa dikin” hadisiyle başlayan Yılmaz, ardından Kanuni Sultan Süleyman ile Şeyhülislam Ebussuud Efendi arasında geçen karınca kıssasını hatırlatarak, “Dinimiz de tarihimiz de doğayı korumayı emrediyor” dedi.
“Cari açık bahanesi doğayı yok etmeye gerekçe olamaz”
Enerji yatırımlarının cari açık ve dışa bağımlılık gerekçeleriyle savunulduğunu belirten Yılmaz, “128 milyar dolar krizi yaşanmasaydı, kur korumalı mevduat sistemi uygulanmasaydı, faiz ödemelerine milyarlar ayrılmasaydı; bugünkü tablo farklı olurdu” değerlendirmesinde bulundu.
“MTA ve Etibank neden devre dışı bırakıldı”
Maden arama ve işletme faaliyetlerinin kamu eliyle değil, özel ve çoğunlukla yabancı şirketler aracılığıyla yürütüldüğüne dikkat çeken Yılmaz, “Devlet hakkı olarak ne kadar ödeme yapıyorlar, hangi vergilerden muaflar, ne tür teşvikler alıyorlar” sorularını yöneltti.
“Tarım ülkesi neden mısır ithal eder hâle geldi”
Türkiye’nin tarımda dışa bağımlı hâle geldiğini belirten Yılmaz, “Avrupa’nın en büyük tarım topraklarından birine sahibiz ama birkaç gün önce 500 bin ton mısırı sıfır gümrükle ithal ettik” sözleriyle mevcut tarım politikalarını eleştirdi.
“Ağaçların ömrü bin yıl, madenin getirisi birkaç on yıl”
Doğa tahribatına neden olan yasa düzenlemelerini “uzun vadede faydadan çok zarar getiren bir ekonomik tercih” olarak nitelendiren Yılmaz, “Bin yıl yaşatabileceğimiz doğayı, birkaç on yıllık kazanç için gözden çıkarıyoruz” dedi.
“Siyanürle madencilik halk sağlığını tehdit ediyor”
Erzincan İliç’teki maden faciasını ve Ağrı Diyadin’de siyanürle altın arama projelerini hatırlatan Yılmaz, “Tonlarca siyanürle yapılan bu faaliyetler sadece doğayı değil, içme suyunu, tarımı, hayvancılığı ve halk sağlığını da tehdit ediyor. Murat ve Fırat nehirleri bu kimyasallarla zehirlenme riski altında” diye konuştu.
“Kâr doğayı kurtarmaya yetmeyecek”
Yılmaz, bu projelerin çevreye verdiği zararın ekonomik kazançla telafi edilemeyeceğini belirterek, “Tahrip edilen toprağın, bozulan sağlığın, kaybolan üretimin karşılığını hangi gelir telafi edecek?” sorusunu yöneltti.
“İklim krizi var diyorsunuz, sonra ağaç kesiyorsunuz”
Konuşmasını iklim krizi vurgusuyla tamamlayan Yılmaz, “Bir yandan küresel ısınmadan söz edip bir yandan doğayı yok eden projelere destek vermek çelişkidir. Bu çelişki, geleceğimizin en büyük tehdididir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI