DNA'nın Sırları Onun Sayesinde Çözüldü: Rosalind Franklin'in Hikâyesi

DNA'nın çift sarmal yapısının keşfinde büyük rol oynayan Rosalind Franklin, bilim dünyasında hak ettiği değeri yıllarca göremedi. Çığır açan çalışmaları ve zorluklarla dolu akademik hayatı, bilim tarihine unutulmaz bir iz bıraktı.

Şubat 19, 2025 - 13:19
DNA'nın Sırları Onun Sayesinde Çözüldü: Rosalind Franklin'in Hikâyesi

Bilim dünyasının gölgede kalan ismi

Rosalind Elsie Franklin, 25 Temmuz 1920’de Londra’da doğdu. Eğitimli ve sosyal bilinci yüksek bir ailede büyüyen Franklin, çocukluk yıllarından itibaren bilimsel meraka sahipti. Oyuncak bebeklerle oynamak yerine aletler icat ediyor, resimler çiziyor ve yazılar yazıyordu. Ailesi, onun sosyal hizmet alanında kariyer yapmasını istese de Franklin, fizik ve kimyaya duyduğu ilgiyi takip etti.

Eğitim hayatında başarılarla dolu bir yolculuk

St. Paul Kız Okulu’nda fen bilimlerine olan ilgisini geliştiren Franklin, 1938’de Cambridge Üniversitesi’ne bağlı Newnham Koleji’ne kabul edildi. Burada kimya alanında yaptığı çalışmalarla dikkat çekti ve ardından İngiliz Kömür Değerlendirme Araştırma Birliği’nde görev alarak kömür ve karbon yapıları üzerine araştırmalar yaptı.

Paris’te X ışını kristalografisiyle tanışma

Franklin, 1947’de Fransa’ya taşınarak Devlet Kimya Hizmetleri Merkez Laboratuvarı’nda Jacques Mering ile birlikte çalışmaya başladı. Burada X ışını kırınım teknikleri üzerine uzmanlaştı. Kömür moleküllerinin grafite dönüşümü üzerine yaptığı çalışmalar, atom teknolojisi ve sanayi alanlarına önemli katkılarda bulundu.

DNA’nın yapısını çözmeye giden yol

1951’de İngiltere’ye dönen Franklin, King’s College MRC Biyofizik Ünitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. Burada DNA’nın iki farklı formu olduğunu keşfetti ve X ışını kırınım tekniklerini kullanarak DNA’nın yapısına dair kritik fotoğraflar çekti. 1952’de elde ettiği ‘Fotoğraf 51’, DNA’nın çift sarmal yapısını kanıtlayan en önemli verilerden biri oldu.

Bilim dünyasında haksız rekabet

James Watson ve Francis Crick, Franklin’in bulgularını onun izni olmadan kullanarak DNA’nın çift sarmal yapısını modellemeyi başardı. 1953 yılında bu keşiflerini duyurdular ve 1962’de Nobel Ödülü’nü kazandılar. Ancak Rosalind Franklin’in katkıları bu süreçte yeterince takdir edilmedi.

Virüsler üzerine çığır açan araştırmalar

Franklin, King’s College’den ayrıldıktan sonra Birkbeck Koleji’ne geçti ve burada virüslerin yapıları üzerine çalışmaya başladı. Tütün mozaik virüsü (TMV) ve çocuk felci virüsü üzerine yaptığı araştırmalar, viroloji alanında büyük ilerlemelere yol açtı.

Erken yaşta gelen trajik kayıp

1956’da yumurtalık kanseri teşhisi konulan Franklin, hastalığına rağmen çalışmalarını sürdürdü. Ancak 16 Nisan 1958’de, henüz 38 yaşındayken hayatını kaybetti. Bilim dünyasına yaptığı katkılar, ölümünden sonra daha fazla takdir gördü ve günümüzde ‘DNA’nın gizli kahramanı’ olarak anılmaktadır.

Mirası ve bilim dünyasındaki yeri

2003’ten bu yana Royal Society tarafından Rosalind Franklin Ödülü verilmektedir. Bilim dünyasına yaptığı katkılar, özellikle kadın bilim insanları için ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.


CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI