İngiltere’deki Antik Kelt Mezarları, Kadınların Güçlü Toplumsal Rolünü Ortaya Koydu
İngiltere’de bulunan 2000 yıllık Kelt mezarlarına yapılan genetik analiz, kadınların toplumsal ve siyasi hayatta önemli bir konumda olduğunu gösterdi. Araştırmaya göre, Demir Çağı’nda bazı Kelt toplulukları anaerkil bir yapı benimsedi ve kadınların miras hakkı, toplumsal statüsü erkeklerden üstün olabilirdi.

İngiltere’de yapılan yeni bir arkeogenetik araştırma, Demir Çağı’nda bazı Kelt toplumlarında kadınların sosyal yapının merkezinde olduğunu gösterdi. Nature dergisinde yayımlanan çalışmada, Dorset bölgesindeki "Duropolis" olarak bilinen Durotriges kabilesine ait 50’den fazla eski bireyin genomları incelendi.
Kadınların Toplumsal Statüsü Erkeklerden Üstündü
Çalışmanın bulgularına göre, bu Kelt toplumunda erkekler evlendikten sonra eşlerinin topluluğuna katılıyor ve topraklar büyük ihtimalle kadınlar aracılığıyla miras yoluyla aktarılıyordu. Dublin Trinity College'dan genetik uzmanı Lara Cassidy, ‘Çoğu bireyin anne soyunu yüzyıllar öncesine kadar takip edebildik ancak baba soyundan gelen ilişkiler neredeyse hiç yoktu’ diyerek bu bulgunun anaerkil bir yapıya işaret ettiğini belirtti.
Bu sosyal düzen, Avrupa’daki tarih öncesi toplumlarda ilk kez belgeleniyor. Genel olarak, Neolitik, Bakır Çağı ve Tunç Çağı’nda Avrupa’da patrilokalite yani erkek soyuna dayalı yaşam biçimi hakimdi. Ancak Dorset bölgesindeki bu bulgular, bazı Kelt toplumlarının istisna oluşturduğunu gösteriyor.
Romalılar, Britanya'da Güçlü Kadın Liderlerle Karşılaştı
Araştırmanın ortak yazarlarından arkeolog Miles Russell, Romalıların Britanya’yı işgal ettiklerinde kadın liderlerle karşılaştıklarını ve bunun kendilerini şaşırttığını ifade etti. ‘Boudica ve Cartimandua gibi kadın liderler orduları yönetti ve toplumlarında önemli roller üstlendi’ dedi.
Daha önce Romalı yazarlar, Britanya’daki kadınların özgürlüğünü abartarak bu toplumu "medeniyetsiz" göstermek için kullandıkları ileri sürülse de yeni genetik ve arkeolojik kanıtlar, kadınların gerçekten güçlü sosyal ve siyasi konumda olduklarını ortaya koyuyor.
Çalışmanın ortak yazarı Martin Smith ise, ‘Bu bulgular, geçmişteki toplulukların kadınlara verdiği değeri anlamamıza katkı sağlıyor. Mezarlara sadece kemik yığını olarak bakmıyoruz, bu insanların toplumsal kimlikleri hakkında önemli ipuçları elde ediyoruz’ dedi.
Dorset’te yapılan bu araştırmanın yanı sıra, İngiltere’nin farklı bölgelerindeki diğer mezarlıklardan elde edilen genetik veriler de benzer anaerkil yapılar olabileceğini gösteriyor. Özellikle Yorkshire’da M.Ö. 400’e kadar uzanan güçlü bir anne soyunun varlığı tespit edildi.
Bu çalışma, Avrupa’nın tarih öncesi dönemlerindeki toplumsal yapılar hakkında yeni bir bakış açısı sunarken, anaerkil düzenin geçmişte sanılandan daha yaygın olabileceğini düşündürüyor.
CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI