İYİ PARTİLİ ERHAN USTA: “TÜRKİYE TAYVAN’LA İLİŞKİLERDE KENDİNİ KAPATIYOR, DOĞU TÜRKİSTAN VE MAVİ VATANDA SESSİZ KALARAK MİLLÎ ÇIKARLARINI ZAYIFLATIYOR”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerine konuşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Dr. Erhan Usta, Türkiye’nin Tayvan’la ekonomik ve teknolojik iş birliği fırsatlarını değerlendirmediğini söyleyerek “Tayvan’la 900 milyar dolarlık ticaret hacmi olan bir ülkeyle bizim ticaretimiz sadece 1,5 milyar dolar, kendimizi kapatıyoruz.” dedi. Usta, Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik baskılar karşısında Ankara’nın “güçlü bir cümle bile kuramadığını” savunarak özel hukuki takip birimi ve Urumçi Başkonsolosluğu önerdi. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin “Mavi Vatandan çekildiğini” ileri süren Usta, Suriye’de YPG’ye dair açıklamaları eleştirdi ve YPG’nin hâlâ terör örgütü sayılıp sayılmadığını sordu. Cumhurbaşkanının Trump’la görüşmesini “Türkiye’yi rencide eden, skandallarla dolu ziyaret” olarak nitelendiren Usta, Heybeliada ve ekümeniklik tartışmalarında da “Vatikan benzeri bir yapı Türkiye’nin üniter yapısını bozar.” uyarısında bulundu.

Kasım 18, 2025 - 21:53
Kasım 19, 2025 - 13:39
İYİ PARTİLİ ERHAN USTA: “TÜRKİYE TAYVAN’LA İLİŞKİLERDE KENDİNİ KAPATIYOR, DOĞU TÜRKİSTAN VE MAVİ VATANDA SESSİZ KALARAK MİLLÎ ÇIKARLARINI ZAYIFLATIYOR”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı kesin hesabı ve 2026 yılı bütçe teklifi görüşülürken, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Dr. Erhan Usta söz alarak Türkiye’nin dış politikasına yönelik kapsamlı eleştirilerde bulundu. Usta, konuşmasının başında “Bütçe görüşmelerimizin hayırlı olmasını temenni ediyorum.” diyerek söze başladı ve değerlendirmelerine Tayvan’la ilişkiler üzerinden giriş yaptı.

“Tayvan’la 900 Milyar Dolarlık Ekonomiden Bizim Payımız Sadece 1,5 Milyar Dolar”

Tayvan’ın ekonomik ve teknolojik kapasitesine dikkat çeken Usta, ülkeyi “Dünyanın 22’nci büyük ekonomisi, 831 milyar dolar millî gelir, 23 milyon nüfus, kişi başı yaklaşık 35 bin dolar gelirle dünyanın en zengin 14’üncü ülkesi.” sözleriyle tanımladı. Tayvan’ın 600 milyar doların üzerinde rezervle “dünyanın en güçlü rezervi olan 4’üncü ülke” olduğunu, 900 milyar dolara yakın dış ticaret hacmine sahip bulunduğunu hatırlattı.

Türkiye-Tayvan ticaretine ilişkin rakamları paylaşan Usta, “Bizim 1,5 milyar dolar bir ticaret hacmimiz var Tayvan'la. Yani 900 milyar dolarlık ticaret hacmi olan bir ülkeyle bizim ticaret hacmimiz sadece 1,5 milyar dolar.” dedi. Bu tablonun “büyük bir gelişme potansiyeli barındırdığını” vurgulayan Usta, özellikle yarı iletken ve yüksek teknoloji alanlarında Tayvan’ın küresel liderliğine dikkat çekti.

“Yapay Zekâ Çiplerinde Dünyanın Yüzde 100’ünü Karşılıyor, Biz Seyrediyoruz”

Tayvan’ın yarı iletken ve çip sektöründeki konumunu anlatan Usta, “Yarı iletkende küresel payı yüzde 70 Tayvan'ın, ileri teknoloji çiplerde yüzde 95, yapay zekâ çiplerde dünyanın yüzde 100 çip ihtiyacını karşılayan bir ülke.” bilgilerini paylaştı. ABD, Almanya, Japonya gibi ülkelerin Tayvan hükümetiyle stratejik iş birliğine gittiğini, pek çok ülkenin mühendis ve öğrencilerinin Tayvan’a giderek yarı iletken endüstrisine katıldığını hatırlattı.

Tayvanlı şirketlerin yatırım yönelimlerinde Çin’den uzaklaştığını söyleyen Usta, “On yıl önce Tayvanlıların yatırımlarının yaklaşık yüzde 84'ü Çin'deyken şimdi, bu 2024 yılında bu oran yüzde 7'ye düşüyor, 2025'in ilk aylarında ise yüzde 3'ün altına düşüyor.” diyerek, Tayvan’ın yeni pazarlar aradığını vurguladı. Buna rağmen Türkiye’nin geride kaldığını savunan Usta, “Tayvanlılar Çin'den kurtulmak, özellikle Avrupa'ya ve yeni ülkelere açılmak istiyor fakat Türkiye olarak biz kendimizi kapatıyoruz.” ifadesini kullandı.

“Tayvan’la Bakan Yardımcısı Düzeyinde Hiç Resmî Ziyaretimiz Yok”

Türkiye’nin Tayvan’la ilişkilerinde siyasi irade eksikliği olduğunu öne süren Usta, “Bizim hele hele şu anda emek yoğun sektörlerimizin ülkeden kaçtığı, dolayısıyla daha yüksek teknolojiye, üretime ve yatırıma ihtiyacımız olduğu bir dönemde Tayvan'la biz ilişkilerimizi niye geliştirmiyoruz Sayın Bakan?” diye sordu.

Bakanlık düzeyindeki temasların yetersiz olduğunu belirten Usta, “Tayvan'la, bakın, bizim bakan yardımcısı düzeyinde hiçbir resmî ziyaretimiz yok; en fazla genel müdür, o da içerik itibarıyla düşük düzeyde bir görüşme, bunları anlamak mümkün değil.” dedi. ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya ve bazı AB ülkelerinin Tayvan’la ekonomik diyalog mekanizmaları kurduğunu hatırlatan Usta, “Bunları herhâlde Hükûmetiniz yakından takip ediyordur. ‘Ediyor mu?’ diye soruyorum.” ifadeleriyle Dışişleri Bakanına seslendi.

“Tayvan’la Ticari İstişare Var mı, Yatırımcı Çekmek İçin Resmî Heyet Gönderiyor musunuz?”

Somut sorular yönelten Usta, “Türkiye ile Tayvan arasında düzenli ekonomik, ticari istişare toplantıları yapılıyor mu? Türkiye Hükûmeti Tayvanlı yatırımcıları ülkeye çekmek için resmî heyetler gönderiyor mu?” dedi ve “Eğer bu girişimler yoksa bunun nedeni nedir? Gelecekte ikili ekonomik ilişkileri nasıl geliştirmeyi planlıyorsunuz?” sorularını gündeme getirdi.

Turizm ve gayrimenkul taleplerine de değinen Usta, “2024 yılında Türkiye'ye 100 binden fazla Tayvanlı gelmiş, Tayvanlıların Türkiye'ye ilgisi var.” dedi. THY’nin İstanbul-Taipei uçuşlarının yetersiz kaldığını söyleyen Usta, “Pek çok Tayvanlı vatandaş Türkiye'de gayrimenkul almak istiyor; şimdi başka bir sürü ülkeye biz Türkiye'de gayrimenkul alma imkânı verirken Tayvanlılara bu niye verilmiyor, bunu da sormamız lazım.” ifadelerini kullandı.

Tayvan’ı resmen tanımayan pek çok ülkenin güçlü ekonomik ve diplomatik ilişkiler yürüttüğünü hatırlatan Usta, “Tayvan'ı tanıyan sadece 10 tane ülke var. Evet, Tayvan'ı bağımsız bir ülke olarak tanımıyor ama Tayvan'la çok güçlü ticari, ekonomik ilişkileri ve diplomatik ilişkileri var yani bizim bunu yapmamıza engel ne, ben bunu anlamıyorum.” dedi ve “Bir politika değişikliği burada gerekir Sayın Bakan, bunu da soru olarak sormuş olayım: Bir politika değişikliğiniz var mı?” diye sordu.

“Türkiye’nin Çin’den Ödü Kopuyor, Doğu Türkistan’da Güçlü Bir Cümle Bile Kuramıyoruz”

Tayvan dosyasındaki tereddüdü “Çin korkusu” olarak nitelendiren Usta, eleştirisini Doğu Türkistan’a taşıdı. “Aynı Çin korkusunu Doğu Türkistan'da görüyoruz tabii.” diyen Usta, bölgedeki baskılara “zulüm arşa yükseldi” sözleriyle atıf yaptı ve “Türkiye sesini çıkarmıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Dışişleri Bakanının sunum metnine atıf yapan Usta, “Konuşma metninizin 15'inci sayfasında da sadece beklentimizi ifade eden bir cümle var.” diyerek, Uygur Türkleri konusunda söylem ve eylemi yetersiz buldu. “Onlar bizim soydaşımız, onlar bizim dindaşımız, isterse böyle olmasın. Hani nerede bir mazlum varsa Türkiye onun yanındaydı?” sözleriyle iktidarın söylemini hatırlattı.

Usta, “Kendi soydaşlarımızla ilgili güçlü bir tane cümle kuramıyoruz; bırakın bir eylemde bulunmayı, güçlü bir tane cümle kuramayan bir Türkiye Cumhuriyeti devleti var, devleti yönetenler var.” diyerek tepki gösterdi ve “Bunları asla ve kata kabul etme imkânımız yoktur, burada çok daha güçlü olmamız lazım.” ifadesini kullandı.

“Uygur Dosyası İçin Özel Hukuki Takip Birimi ve Urumçi Başkonsolosluğu Kurulmalı”

İYİ Partili Usta, Doğu Türkistan politikası için somut önerilerde bulundu. “Uygur Türklerinin karşılaştığı ağır insan hakları ihlalleri Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politika ve insan hakları merkezli yaklaşımında acil ve öncelik teşkil etmelidir.” diyen Usta, insanlığa karşı suç ve soykırım iddialarının uluslararası hukuk zeminlerinde takibi için özel bir birim kurulmasını istedi.

Bu kapsamda, “Birleşmiş Milletler Uluslararası Ceza Mahkemesi ve diğer ilgili uluslararası hukuk zeminlerinde takibi için Dışişleri Bakanlığı özel bir hukuki takip ve savunucu birimi tahsis etmelidir bize göre.” ifadesini kullandı. Çin nezdinde diplomatik teşebbüslerin artırılması gerektiğini belirten Usta, “Uygur Türklerinin durumunu yakından izleyecek ve yerinde raporlama yapılacak bir Urumçi Başkonsolosluğunun açılması da gerekmektedir.” dedi.

“Türkiye Doğu Akdeniz’den, Mavi Vatandan Çekilmiş Durumda”

Dışişleri Bakanının sunumunda yan cümleyle geçtiğini söylediği Doğu Akdeniz konusunu da gündeme taşıyan Usta, “Türkiye artık Doğu Akdeniz'de yok, Türkiye mavi vatanda hiçbir faaliyette bulunmuyor.” sözleriyle sert bir eleştiri yöneltti. Enerji anlamında arama faaliyetlerinin durduğunu savunarak, “Oysaki geçmiş birkaç yıla bakın, bunun üzerine çok güçlü bir iç siyaset yönetildi Türkiye'de.” dedi.

Dış politikanın iç siyaset malzemesi yapıldığını ileri süren Usta, “Dış politika her zaman olduğu gibi… tamamen iç siyasete malzeme edildi.” ifadesini kullandı. Türkiye’nin 2 sismik araştırma ve 6 derin sondaj gemisi aldığını hatırlatan Usta, “Dünyada böyle bir örnek yok; dünyada herkes bunu kiralayarak yapıyor, biz gemi aldık.” dedi ancak gemilerin Doğu Akdeniz’den çekildiğini söyleyerek, “Doğu Akdeniz'de hiçbir faaliyeti yok Türkiye'nin. Nasıl olabilir böyle bir şey?” diye sordu.

“Sevilla Haritası İkinci Sevr’dir, Türkiye 2022’den Beri Onun Dışına Çıkmadı”

Türkiye’nin arama sahaları konusunda Sevilla Haritası’na fiilen mahkûm bırakıldığını savunan Usta, “22 Aralık 2022 tarihinden itibaren hiçbir şekilde kabul etmememiz gereken Sevilla Haritası'nın alanı dışına çıkmamıştır Türkiye arama faaliyetlerinde.” dedi. Bu haritayı “2’nci Sevr” olarak nitelendiren Usta, “Kabul etmemiz mümkün değildir, hiçbir hukuki geçerliliği yoktur.” ifadelerini kullandı.

Meis Adası üzerinden yürüyen deniz yetki alanı tartışmalarını hatırlatan Usta, “Bizim ana karamıza 2 kilometre, Yunanistan'ın ana karasına 580 kilometre olan bir alanda bizim deniz yetki alanlarımız Sevilla Haritası üzerinden sınırlandırılıyor.” dedi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın AB desteğini arkasına aldığını belirterek, “Türkiye yanlış politikalar nedeniyle Doğu Akdeniz'de yalnız kaldığı için, müttefiksiz kaldığı için bugün kendi kıta sahanlığımızda kendi deniz yetki alanlarımızda faaliyet yapamıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Norveçli şirketlerin bölgede arama yaptığını, Türkiye’nin gemilerini çektiğini öne süren Usta, “Norveçliler geldi, Norveçliler arama yapıyor, Türkiye bütün gemilerini çekti Sayın Bakan; bunu nasıl izah edersiniz bize, böyle bir şey kabul edilebilir mi?” dedi ve “Orası vatan toprağıdır, toprak değil vatan denizi, mavi vatandır. Mavi vatandan Türkiye'nin çekilmesini biz hiçbir şekilde kabul edemeyiz.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye Kendi Münhasır Ekonomik Bölgesini İlan Etmeli, Önce Suriye Sonra Mısır’la Anlaşma Yapmalı”

Mavi Vatan doktrininin korunması için adım atılması gerektiğini vurgulayan Usta, “Türkiye buradaki arama faaliyetlerini mutlak surette devam ettirmelidir.” dedi. Öncelikle Suriye, ardından Mısır ile münhasır ekonomik bölge anlaşması yapılması gerektiğini savunarak, “Öncelikle Suriye'yle daha sonra Mısır'la münhasır ekonomik bölge anlaşması yapmak durumundayız.” ifadesini kullandı.

Suriye yönetimiyle ilişkilerin olumlu gösterildiğini hatırlatan Usta, “Madem bu Suriye'yle aramız o kadar iyi; bizim istediğimiz, benimsediğimiz bir devlet geldi. Tepelere çıkıyoruz, çay içiyoruz, kahve içiyoruz; yapalım şu anlaşmayı. Niye yapmıyoruz, niye yapamıyoruz? Hani o kadar güçlüydük?” sözleriyle hükümeti eleştirdi. Aynı şekilde Mısır’la da adım atılması gerektiğini belirterek, “Türkiye'de Doğu Akdeniz'de kendi münhasır ekonomik bölge alanını artık ilan etmenin vakti gelmiştir.” dedi.

Bu alanı Güney Kıbrıs ve Yunanistan’a bırakmanın kabul edilemeyeceğini söyleyen Usta, “Sonuç itibarıyla adalarda yaşadığımız fiili durumu mavi vatanda veya Doğu Akdeniz'de de yaşamamamız gerekir.” uyarısında bulundu.

“Suriye Fiilen Bölündü, Türkiye Terör Devletine Müsaade Etti”

Suriye dosyasına geçerek ülkenin fiili durumunu değerlendiren Usta, “Suriye fiili olarak bölündü, bunu kabul edelim etmeyelim, Suriye bölündü.” dedi. İsrail ve ABD’nin bu bölünmeyi istediğini belirten Usta, Türkiye’de yürütülen iç süreç ve Suriye politikası arasında “iki projenin eş zamanlı gittiğini” savundu.

“Bu bir Türkiye projesi değil, bu çok net bir şekilde ortada. İki proje eş zamanlı bir şekilde gidiyor. Türkiye orada bir terör devletinin, bir Kürt devletinin kurulmasına müsaade etti ve ağzımızı açıp bir şey söylemiyoruz.” diyen Usta, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğü söylemine geç kaldığını belirterek, “Şimdi, yavaş yavaş, yeni yeni, cılız cılız işte Suriye'nin toprak bütünlüğü... Geçmiş olsun ne toprak bütünlüğü.” ifadelerini kullandı.

Suriye’nin kuzeyinde kurulmakta olduğunu söylediği yapı için “İsrail ve Amerika sömürgesi bir devlet” tanımını kullanan Usta, “Varımızla yoğumuzla mücadele etmemiz gereken bir alanda maalesef biz yokuz. Bu, Türkiye açısından en büyük sorundur, ciddi bir beka sorunudur.” dedi.

“YPG Sizin Göre Hâlâ Terör Örgütü müdür? Entegre Olması Ne Demek?”

Suriye bağlamında YPG’ye ilişkin resmi açıklamaları gündeme taşıyan Usta, Cumhurbaşkanlığı makamından yapılan bazı beyanlara atıfla, “YPG'nin Suriye devletine entegre olmalıdır diye İbrahim Kalın'ın sözleri var. Yanlış hatırlamıyorsam sizin de var Sayın Bakan.” dedi. Bu yaklaşımı sert dille eleştirerek, “Nasıl entegre olacak yani YPG Suriye devletine? Bunlar mühendis mi, bunlar doktor mu, bunlar hemşire mi, bunlar öğretmen mi? Bunlar katil, bunlar terörist, bunlar silahtan başka bir şey bilmez; bunların Suriye devletine entegre olması ancak onun askeri olarak olur.” sözlerini kullandı.

Türkiye’nin bu tür bir öneriyi yapmasının kabul edilemeyeceğini belirten Usta, iç süreçten dış dosyaya kayışa dikkat çekerek, “YPG'nin artık hiçbir şekilde içerideki süreci de kapsamadığını net bir şekilde gördük ve şu anda dediğimiz şey oraya entegre olsunlar, oraya entegre olurlarsa biz görürüz zaten.” dedi.

Usta, Dışişleri Bakanına doğrudan soru yöneltti: “Net olarak şu soruyu soruyorum Sayın Bakan: Yani YPG size göre hâlâ bir terör örgütü müdür değil midir? Bize bunun lütfen cevabını verin.” Ayrıca, Cumhurbaşkanının sıkça dile getirdiği silah sevkiyatına atıf yaparak, “YPG'nin elinde 40 bin tır silah var, Amerika Birleşik Devletleri tarafından verilmiş. Bu silahlar nerede? Bu silahları ne yaptılar? Yaktılar mı, gömdüler mi, ne oldu?” sorularını yöneltti.

Trump Ziyareti: “Türkiye’yi Rencide Eden, Skandallarla Dolu Bir Ziyaret”

İYİ Partili Usta, Cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletler marjındaki ABD ziyaretini de sert sözlerle eleştirdi. “Bence skandallarla dolu, Türkiye'yi çok rencide edecek bir ziyaretti bu ziyaret.” diyen Usta, Trump’a taviz verildiğini savunarak, “Gitmeden önce tavizler vermeye başladık, 2018'den beri uyguladığımız bazı ek gümrük vergilerini kaldırarak oraya gittik.” ifadesini kullandı.

Trump’ın Türkiye’ye yönelik sözlerine işaret eden Usta, “‘Erdoğan'ın şu anda yapacağı en iyi iş Rusya'dan petrol ve doğal gaz almamak olacaktır.’ dedi, Türkiye hiçbir şey söylemedi.” dedi. Basına yansıyan 43 milyar dolarlık LNG anlaşmasına atıfta bulunarak, “Fiyatıyla ilgili o kısımlarla ilgilenmiyorum ama 43 milyar dolarlık LNG anlaşmasının yapıldığı basına yansıdı.” ifadelerini kullandı.

Trump’ın kamuoyunda çok konuşulan “sandalye çekme” görüntüsüne de değinen Usta, bu sahnenin iktidar tarafından içeride propaganda malzemesi yapıldığını söyleyerek, “Hâlbuki verdiği mesaj şu: ‘Senin sandalyeni istediğim zaman temelli çekerim.’ demek istedi Trump.” değerlendirmesinde bulundu.

“Hakaretlere Sessiz Kalındı, F-35 ve Hamas Konusu Gündeme Bile Gelmedi”

Trump’ın sözlerinin Türkiye’nin egemenlik onurunu zedelediğini savunan Usta, “‘Hileli seçimleri herkesten iyi bilir Erdoğan.’ dedi, Erdoğan bir şey söylemedi. ‘Rahip Brunson'ı aldık mahkeme kararına rağmen.’ dedi, ağzımızı açıp bir şey söylemedik.” dedi. Trump’ın Türk heyetine yönelik ifadelerini hatırlatarak, “‘Şunlara bak, çok akıllar.’ dedi; bizim bürokratlarımızla, siyasetçilerimizle dalga geçti; kimse ağzını açıp bir şey söylemedi.” sözleriyle tepki gösterdi.

Bu görüşmede Hamas, F-35 ve meşruiyet tartışmalarının ele alınmadığını iddia eden Usta, “Hamas konusu hiç gündeme gelmedi, F-35'le ilgili hiçbir iddiamızı orada ortaya koyamadık.” dedi. ABD tarafının, Türkiye’ye “meşruiyet verdiği” yönündeki beyanlarına da değinerek, “Bu egemen bir devletin asla kabul edeceği bir şey değildir. Kimse ağzını açıp; bir tane yetkilimiz, yani bir başkonsolos, ne bileyim ben bir kâtip nezdinde dahi bir tepki ortaya koyamadık.” ifadelerini kullandı.

Heybeliada ve Ekümeniklik Uyarısı: “Vatikan Benzeri Bir Devlet Kurulursa Üniter Yapı Bozulur”

Usta, konuşmasının sonunda Heybeliada Ruhban Okulu ve ekümeniklik tartışmalarına da değindi. Trump’ın “Heybeliada konusunda elimizden geleni yapacağız.” yönündeki sözlerini hatırlatan Usta, muhtemel adımlardan endişe duyduklarını belirterek, “Allah korusun, eğer Heybeliada'yla ilgili ne yapılacağını bilmiyoruz ama... eğer ekümeniklik verilmesi durumunda Vatikan benzeri bir devlet kurulmuş olacaktır.” dedi.

Bu durumun Türkiye’nin iç yapısını ve dış ilişkilerini etkileyeceğini söyleyen Usta, “Bu da bir defa üniter devlet yapısını bozacaktır, aynı zamanda ilişkilerimizi de bozacaktır... Rusya ve diğer Ortodokslar da bizim düşmanımız hâline gelecektir.” uyarısında bulundu. Heybeliada konusunda Türkiye’nin menfaatlerini zedeleyecek hiçbir adıma izin verilmemesi gerektiğini belirterek, “Heybeliada'yla ilgili de Türkiye'nin menfaatlerini rencide edici hiçbir girişimin olmaması gerekir.” dedi.

Konuşmasını, Dışişleri Bakanlığının bütçesine yönelik genel temennisini yineleyerek sona erdiren İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Dr. Erhan Usta, “Tekrar bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.” ifadesini kullandı. Komisyon Başkanı Mehmet Muş, Usta’ya teşekkür ederek birleşime devam etti.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI