Türkiye’nin Deprem Gerçeği: Uzmanlar Yeni Fay Hatlarına Dikkat Çekiyor

6 Şubat 2023’te saat 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem, Türkiye’yi derinden sarstı. Aynı gün Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde ikinci bir sarsıntı yaşandı. Bu iki büyük afet, 11 ili etkiledi ve 50 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden oldu.

Deprem Bölgesinde Yeni Fay Hatları Üzerinde Çalışmalar Sürüyor

Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, özellikle Hatay ve çevresindeki kırık hatlarına dikkat çekti. Pampal, ‘Hatay gerçek depremini henüz yaşamamış olabilir’ ifadeleriyle bölgedeki riskin sürdüğüne işaret etti. Hatay’ın güneyinde büyük kırılmaların devam ettiğini belirten Pampal, şehirdeki yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Yedisu Fayı 7.2 Büyüklüğünde Deprem Üretebilir

Bingöl Üniversitesi Enerji, Çevre ve Doğal Afet Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Kenan Akbayram ise Kuzey Anadolu Fay Zonu ile ilgili önemli uyarılarda bulundu. Erzincan ile Bingöl arasındaki Yedisu Fayı’nda en son 1784 yılında büyük bir deprem meydana geldiğini belirten Akbayram, fayın kırılması halinde 7.2 büyüklüğüne kadar deprem üretebileceğini söyledi. Bölgedeki sismik boşluğa dikkat çeken uzman, bu fayın 7.5 büyüklüğünde bir depreme yol açabileceği ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Bitlis-Zagros ve Adana Fay Hatları da Risk Taşıyor

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Bitlis-Zagros Bindirme Kuşağı’nın da büyük depremler üretebileceğini belirten Pampal, Diyarbakır ve Hakkari’den geçen bu fayın 7.5-8 büyüklüğünde depremler oluşturabileceğini ifade etti. Ayrıca, Adana’yı etkileyebilecek Karataş-Yumurtalık, İskenderun ve Saimbeyli fay hatlarına da dikkat çekerek, bölgedeki deprem tehlikesine karşı önlemlerin artırılması gerektiğini belirtti.

Depremlere Karşı Bilimsel Önlemler Şart

Uzmanlar, Türkiye’deki sismik hareketliliğin dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, afet öncesi hazırlıkların hayati önem taşıdığını belirtiyor. Bingöl’de yürütülen TÜBİTAK destekli mikro bölgeleme projelerinin, riskli alanların tespit edilmesi açısından kritik olduğuna dikkat çekildi. Uzmanlar, yapı güvenliği, kentsel dönüşüm ve bilimsel analizlere dayalı planlamaların acilen hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI